Son yıllarda,Millet ve Devlet olarak yüzyılın en kötü ve en talihsiz günlerini yaşıyoruz. Cumhuriyet Türkiye’si hiç bu kadar problemli bir dönem geçirmedi.
A’dan Z’ye ne varsa memlekete dair:
Ya geri gidiyor. Ya tükeniyor. Ya yara bere içinde kalıyor.
Aklı başında olan her yurttaşın, oturup derinden düşünmesi gereken o kadar dert var ki…
Ne particilik yapıp görmezlikten, duymazlıktan ve de bilmezlikten gelme seçeneğimiz var.
Ne de bir ayrışma dürtüsü olan, kin ve kavgaya yandaş olma seçeneğimiz var.
Çünkü her ikisi de bu milletle bu devletin geleceğine vurulan bir kara ihanettir!
Zaman, partiler üstü bir duruş sergileme…
Zaman, partisel kanalla gelecek çıkarlara karşı:
‘’ÖNCE VATAN, ÖNCE DEVLET VE MİLLET’’ demenin zamanıdır.
Elbette ki bunları rehber edinerekyeri geldiğinde, demokratik kararımızı bir bilinçli yurttaş olarak ortaya koymamızın zamanıdır!
GERÇEK ŞU Kİ…
Bu zamanda susmak olmaz ki…
Susup da sıra beklemek olmaz ki…
Hele hele ‘’haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz bir şeytandır’’ diyen, inancımıza ters düşülmez ki…
‘’Haksızlıklar karşısında sessiz kalanlar, gün gelir onurlarını da kaybeder’’ diyen, Hz. ALİve daha bu konuda tarihe geçen niceinsancıl değerler unutulmaz ki…
DAHASI, EĞER SÖZ KONUSU ‘’ADALET VE AHLAK’’ ÜZERİNEYSE:
‘’ADALET VE AHLAKIN OLMADIĞI BİR YERDE İBADET DE OLMAZ Kİ…’’ DİYEN, EN DERİN VE DE EN ANLAMLI BİRİNSAN HAKKI İFADESİ VARKEN; BU İFADENİN ÖZÜNE TERS DÜŞEN İŞLER YAPILMAZ Kİ…
Vicdan ve insafın ayağa kalktığı bu günlerde…
Doğduğum yer Iğdır’ın Melekli’sinden,Türkiye’nin dört bir yanındaki her araziye dağılan:Akrabalarım, arkadaşlarım ve komşularımla…
52 Yıldan beri İstanbul’da tanıdığım nice can dostları dinledim.
İçlerinden MHP’ye oy veren‘AKSAKALLIESKİ ÜLKÜCÜLER’neler neler söylediler:
Bir Aksakallı arkadaşım: ‘’2020 Yılında Azerbaycan, 1992’de Ermenilerin işgal ettiği Karabağ civarındaki topraklarını büyük bir zaferler geri aldı. Biz beklerdik ki Sayın Devlet Bahçeli, ‘’ Daha bitmedi, bugün bu Karabağ’ın civarındaki işgal altında kalan yerleri geri alan Azerbaycan, gelecek günlerde bu kez de Karabağ’ı geri alacaktır. Ermenilerle Rus askerlerin birlikte yaşadığı Karabağ da birAzerbaycan toprağıdır’’ desin. Ama demedi. Oysa tüm dünya bugün Karabağ’da kimlerin kol kola yaşadığını çok iyi biliyor!’’
Bir diğeri: ‘’ Türkiye son yüzyılın en kötü günlerini yaşıyor.Millet ve devlet olarak her alanda sürekli geri gidiyoruz! Bu gidişata karşı çıkması gereken Sayın Bahçeli, kürsüye çıktığında:
Sadece kahramanlık duygularımıza hoş gelen sözler söylüyor o kadar:
Vatandaş aç, evlatlarını okutamıyor… Ülkede pahalılık var, çünkü ülkeyi üretimden düşürdüler… İşçi, memur, emekli ve işsizler perişan… Üreten her kesim perişan… Ama Sayın Bahçeli yine de sessiz. Son yıllarda niye böyle oldu? Neler olup bitti, biz eski Ülkücüler akıl sır erdiremiyoruz. Böyle günlerde milletin derdi bir kenara itilir mi hiç? Ortada susturacak ne olursa olsun… Gerçek Ülkücüler yine de millet için sesini çıkarmalıdır. Zaten bizler artık Bahçeli’den umudumuzu kestik!
Ancak adalet ve ahlak anlayışımızla vicdan ve insafımız hep ayaktadır. Hep mazlumun yanındadır!’’ Dedi.
Bir diğerine Atatürk Havalimanı’nın pisti sökülüyor, ama bugün kürsüye çıkan Sayın Bahçeli’den hiç ses çıkmadı’’ dedim.
Dedi ki: ‘’İstanbul’da var olan ve de dünyada ilk 5’e giren bir tarihi havalimanını söküp yok etmekne akıl işidir. Ne de devlet yönetme anlayışına sığar! 17 Milyonluk bir kente 3 havaalanını çok görenler, bu ülkeyi yönetemezler! Geçmişte ülkeye kazanç sağlayan ne kadar fabrika ve üreten birim varsa ya kapattılar ya da sattılar… Yönetmek varken yok etmek niye…
Hele hele işleyen bir havalimanını yüzlerce milyara yapılması zor olan bir havalimanını niye yok ederler anlamış değiliz. Zaten ben umudum kestim. Varsın Sayın Bahçeli bu sessizler yolundan gitsin, ama bizi arkasında göremez! Çünkü millet nerede biz oradayız’ adalet nerede biz oradayız!’’ Dedi.
Çok çok diyenler var ya… Çok çok gözünü açıp bu Aksakallı Arkadaşlarım gibi ülke gerçeklerini görenler var ya…İşte bu milletin umudu bunlardadır elbette!
Yoksa, sırf ırkçılık ve inanç penceresinde oturup, ‘’Aman ha onlar olmasın… Onlar kazanmasın… Onlar gelmesin’’ deyip, dar alanda karanlık karanlık düşünenler değildir elbette!
Öz ilinde ya da o ilin ilçe ya da diğer yerleşim birimlerinde oturup, oradaki ‘siz-biz’ ayrışmasıyla oyalanırken… Memleketin başına gelenlere seyirci kalanlar değildir elbette.
Oysanerede olursa olsun; Söz konusu vatan ve milletse…
Tam da bir memleket meselesiyse: ‘’HERKES AYNI GEMİDEDİR’’onun için Aman Dikkat!
Geçmişte Ülkücü olan sevgili Aksakallı Arkadaşlarım:‘’60 Yıl öncesinde bizi sağcı ve solcular deyip ayrıştırarak düşman cephesi yaptılar. Biz birbirimiz öldürüp yaraladıkça o ayrıştıranlar kıs kıs güldüler…
1980’de darbe yapıp, bizisağcı solcu demeden içeri tıktılar… Çağ dışı karanlık zihniyetlerle iş birliği yaparak Cumhuriyet Türkiye’sinin omurgasına balyozla giriştiler…
İşte hain fetöcüler… İşte tarih boyunca İngilizlere maşa olan nice hain çağ dışı tarikatlar…
Türkiye’yi Ortadoğu’ya benzetmek isteyen kafalar…
Türkleri Araplaştırmak isteyen ve de şeriat peşinde koşan çağ dışısatılmış torunlar…
Çünkü İngilizler İstanbul’u işgal ettiğinde ve Kurtuluş Savaşı’nda dedeleri de bu milleti ve bu vatan toprağını işgalcilere satıyordu. Dedeleri de arkadan vuruyordu. Artık uyandık biz bizler uyandık… Umarız ki gençlerimiz de bu gerçeklerden sonra uyanır!
Bize sürekli solcuları kötülediler…
Oysa solcu arkadaşların, bağımsızlık, özgürlük ve de emekçiden yana takındıkları tavrı bugün takdir ediyoruz. Çünkü ülkemizin başına gelenler ortada…
Artık birlik olup, Laik Cumhuriyet Türkiye’sini ayakta tutmalıyız!’’ Diyorlardı sohbetlerde!
Hele hele İçimize zorla yerleştirilen ve yol geçen hanı sınırlarımızdan gelen 8 Milyon kadar mülteci konusunda öyle bir kızgındılar ki o Aksakallı Eski Ülkücü Arkadaşlarım…
Bu konuda ağzını açan Bahçeli’ye neler neler diyordu!
‘’Milliyetçi siyaset yapan, ancak bu mülteci tehlikesini görmeyen birinin arkasında biz eski Ülkücüler yokuz yok!..
BAHÇELİ NEYİ KONUŞUYOR NEYİ KONUŞMUYOR ÖYLE BİR FARKINDAYIZ Kİ…’’
Diyerek, tarihi sözlerini bitirdiler