BELEDİYE

‘Beni gündüz vakti havai fişek atan adamla bir tutma’

Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, İBB ve İETT’nin düzenlediği törende gazetemizin gündemle ilgili sorularını yanıtladı. ‘Tasarruf Genelgesi’ ile ilgili sorumuzu yanıtlayan Çebi genelgeyi, “Uzlaşı olmadan yapılan ve bizi hizmet anlamında zora sokan bir genelge” şeklinde tanımladı.

Abone Ol

İBB'nin Kardeş Şehir Odessa'ya Otobüs Desteği töreninde mikrofonumuza özel açıklamalar yapan Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, hükümetin uzlaşıdan uzak bir şekilde Tasarruf Genelgesi adı altında belediyeleri ve başkanları zora sokmaktan öteye gitmeyen tedbirlerine eleştiriler getirerek, "Belediyeler denetlensin ve kimin israf, kimin hizmet yaptığı ortaya çıksın. Eğer ben şov için para harcamışsam beni bu tedbirler kapsamında cezalandırabilirsiniz. Beni gündüz vakti havai fişek atan adamla bir tutma." dedi.

Başkan Çebi’nin konuşması şöyle;

“HİZMETİN ÖNÜ KESİLİR”

Tasarruf genelgesi ile ilgili belediyemizin özellikle personel alımı konusunda olumsuz etkilendiğimizi söyleyebilirim. Bir diğeri de tasarruf genelgesinin uzlaşmayla çıkartılması gereken bir genelge olduğudur. Belediye açısından sıkıntı yaratır mı? Yaratır. Hizmet vermemiz açısından yapmamız gereken bir takım şeyler var, onların önünün açılması gerekiyor. Her şeyin önünü kesemezsiniz çünkü o zaman da hizmette eksiklik yapmış oluruz.

“TASARRUF TÜM KAMU KURUMLARINDA VE SÜREKLİ YAPILMALIDIR”

Siyaset uzlaşma işidir. Muhalefetteki belediyelerle de oturup bir masanın etrafında uzmanların çalışarak bunu yapmış olsaydık çok daha iyi olurdu. Tasarruf sadece bir genelgeyle olacak bir iş değildir. Bütün kamu kurumlarının sürekli halde tasarruf etmesi gerekiyor. Dolayısıyla bizler toplumun, milletin vergileriyle oluşturduğumuz bütçeleri kullanıyoruz. Bu bütçelerin doğru ve tasarruf edilerek kullanılması birinci önceliğimizdir.

Tasarruf yapacağız deyip sonra har vurup harman savurmak olmaz. Özellikle devletin bütün kurumlarında, sadece belediyelerde değil, kamu kurumlarının tamamında tasarruf uygulanması gerekiyor. Olumlu tarafları da var ama belediye başkanlarını zorlayacak tarafları da var çünkü hizmetin önü kesiliyor.

“ŞOV YAPAN BELEDİYE BAŞKANIYLA BENİ BİR TUTMA”

Belediyeler denetlensin. Bu belediye ne yapmış, şu kadar para harcamış, şu kadar borçlanmış. SSK'ya, vergiye borçlanmış. Bu borçlanmalar gerçekten imkanlardan dolayı mı yoksa tasarruf etmediği için mi? Ortaya çıksın. Parayı havaya uçurmuş, şov için mi harcamış bunlara bakılması lazım. Tasarruf yaparak hizmet etmişim ama SSK borcumu ödeyememişim. Beni, gündüz saat 12'de havai fişek patlatan belediye ile aynı tutma. Şov yapan belediye başkanıyla beni aynı tutma. Televizyon ekranlarından restleşme ile bu iş olmaz, uzlaşma ile olur. Bunun geçmişte örnekleri var. Belediyelerin hizmet açısından sıkıntıya sokmadan bu borçların ödenmesi, tahsil edilmesi doğrudur. Ama belediyeyi sıkıntıya sokmadan yapılandırma yaparsın, faizini silersin ama bundan sonraki ödemelerinde devam edebilmesi için güncel olan borçlarını da ödeme kaydıyla dersin. Uzlaşma ile olur, yoksa "ben haciz edeceğim" öteki de "et bakalım" derse olmaz. Bunu asla doğru bulmuyorum. Devlet yönetmek uzlaşma işidir.”