GÜNCEL

DEPREM FAİZLERİN DÜŞMESİNİ BEKLEMEZ

Türkiye ekonomisinin yüksek enflasyon ortamıyla birlikte özellikle Merkez Bankası eliyle yapılan parasal sıkılaşma politika faizini fırlattı. Piyasa dinamiklerini belirleyen politika faizi yüzde 50 seviyesindeyken bireysel ve ticari kredilerde geri ödemeler astronomik seviyelerde. Bu ekonomik tablo konut kredilerine de yansıyınca kentsel dönüşüm bekleyen konutlar maliyet engeline takılmış durumda.

Abone Ol

KURT: KAMU BANKALARI KONUT KREDİSİNE KOLAYLIK TANIMALI

“İstanbul’da 18 milyona yakın kişi yaşıyor, 2 milyonluk yapı stokunun 1.3 milyonu riskli, 230 bini ise acilen dönüştürülmesi gerekenler sınıfında” diyen KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, ekonomik tedbirler kapsamında artırılan faiz oranlarına dikkat çekti ve bu maliyetlerle artık sosyal konutların da hayal olacağını söyleyerek kamu bankalarını konut kredisi için göreve çağırdı.

Deprem kuşağında olan ülkemizde yıllardır tamamlanmayan kentsel dönüşüme bu kez de maliyet engeli geldi. Türkiye’yi ekonomik ve sosyal anlamda derinden sarsacağı düşünülen birinci felaket senaryosu; Marmara’da beklenen ve İstanbul’u doğrudan etkileyecek olan, uzmanların görüş birliği yaptığı 7 üzerinde yıkıcı bir depreme İstanbul’un hazır olmadığı konusunda uzmanlar görüş birliği içinde.

“1 AYLIK MAAŞLA 1 METREKARE ALAMIYORSUNUZ”

KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt asgari ücretlinin konut sahibi olmasının imkansız olduğu konusunda çarpıcı bir değerlendirme yaparak, “Depreme dayanıklı bir konut yapımında arsa hariç maliyet metrekare başına 25 bin TL. Bu rakam da sürekli artıyor. Ama bu şu anlama geliyor 17 bin TL asgari ücretle çalışan bir işçi, 1 aylık emeğiyle finansman ve arsa maliyeti olmasa bile 1 metrekare ev alamıyor.” dedi.

“GÖREV KAMU BANKALARININ”

“Bu insanlara uzun dönemli sabit taksitli borçlanma imkanı sunmamız ve bu 25 bin liralık maliyetteki artışı da durdurmamız lazım. Aksi taktirde sektör komple durur ve riskli yapılarla yaşamak zorunda kalırız.” diyen Kurt, “Vatandaşın alım gücü çok düştüğü ve inşaat maliyeti çok arttığı için vatandaş borçlanma altında eziliyor. Burada kamu bankaları artık kaynaklarını vatandaş için kullanmalı. Geçen dönemde KİPTAŞ ve İBB’nin herhangi bir birimi kamu, bankalarından vatandaş lehine herhangi bir kredi kullanamadı. Biz kefil olduğumuz halde bizim dönüşümünü yapacağımız vatandaşa kredi vermiyor kamu bankaları, tamamen siyasi bir tercih.” ifadelerini kullandı.

“SOSYAL KONUT HAYAL”

Mevcut maliyet artışı ve alım gücü düşüşü ile Türkiye'de sosyal konut yapmanın imkansız olduğunu da söyleyen Kurt, şöyle konuştu:

"İstanbul'da evi olmayanın ev sahibi olması çok zor. Bizim seçim vaadimizde uygun ödeme planlı konut üretme sözümüz var. Ama buna sosyal konut denir mi denmez mi bilmiyorum. 25 bin liraya imal ettiğim konutu asgari ücretliye satamazsam buna sosyal konut demem. 100 metrekare bir konutun arsa ve finansman hariç maliyeti 2.5 milyon TL. 120 ay taksitlendirsek 20 bin TL ödemesi gerekiyor. Yurttaşın kredi çektiğini düşünsek şu anki banka kredileriyle 10.5 milyon TL geri ödeme çıkıyor. 120 aya bölünce aylık 87 bin 500 TL taksit çıkıyor. Konutu üretmekle ilgili bir sıkıntı yok ama bu ürettiğimiz konutu asgari cüretli alamıyorsa bu sosyal konut değildir. Öte yandan herkesin konut sahibi olması gerekir mi bu da tartışılmalı. Bizim önceliğimiz evi olmayana ev yapmak değil, riskli yapıda oturanı sağlam eve oturtmak olmalı. İnsanlar ev alsa bile eski ev alıyorlar. İlk hedef sağlam ev olmalı. Herkesin evi olmak zorunda değil ama barınmasını sağlamak zorundayız.  İnsanlar evinde ama o evin kirasını ödeyemiyor. Sosyal konut asgari ücretlinin alabileceği konut olmalı."

MURAT KURUM’UN SÖZLERİNİ HATIRLATTI

Kurt'un barınma krizine yönelik de önerisi var. Kamunun boş konutları kiralamasını işaret ediyor ve şunları söylüyor:

"İstanbul’da yaklaşık 750 bin boş konut var. Buna karşın kiralık konut ilanlarının sayısı sadece 48 bin. İBB adayı eski bakan Murat Kurum '650 bin konut 100 bin depo konut' yapacağım demişti. 100 bin depo konutun maliyeti 250 milyar tl. Bunu 24 aya bölünce aylık 10 milyar 416 milyon tl nakit para vermeniz lazım yükleniciye. İstanbul gibi büyük kentlerin öncelikle sağlam boş yapı stoğunu kullanması lazım. Kamu ve yerel yönetim bu konutları almalı ve yurttaşa kiralamalı. Bu boş mülklerin sahipleri de kamuya kiralamak isteyecektir. Önce biz İstanbul'daki riskli yapıda oturanları sağlam konutlara taşıyalım ki sonra boşalan alanlara yeni projeleri yaparak şehre nefes aldırmış ve zaman kazanmış oluruz." Fazıl Anıl Kılıçlı