Lise de öğrenciyken, doğup büyüdüğüm Iğdır’ın Azerbaycan Türkleri…
Çoğunlukla MHP’ye oy verirdi.
Bugün yaşımız 70’in üstünde, halen de bu partiye gönül veren kimi can hemşerilerim var.
Elbette ki, akrabalarımız, arkadaşlarımız, komşularımız herkes…
Kurtuluş Savaşı yıllarında Iğdır’ı özgürlüğe kavuşturup vatan toprağı yapan, yiğit mi yiğit…
Vatansever mi vatansever nice kahraman dedelerin torunları olan hemşerilerim…
Türkiye’nin en doğusu olan Iğdır’ın Dilucu sınırından en Batı noktamız Gökçe Ada’ya kadar…
En güneydeki Hatay’dan en kuzeydeki Kırklareli’nin Kofcaz’ına kadar yerleşen şu bizim canlar…
Evet, o canlar: Bugün olup bitenlere seyirci durup, suskun kalan sizin partinizi desteklediler.
Bugün ‘’BEKASI’’, son yüz yılın en zor dilimini yaşayan devletimizi yanlış yöneterek, çıkmaza sokanlara omuz veren partinizi desteklediler!
Hani şu desteklediğiniz iktidarın, dağlar kadar yanlışıyla zararlı uygulamalarını sürekli olarak görmezlikten gelen…
Ancak millete ve devlete faydalı olacak önerileri sunan muhalefete, bağırıp çağıran size ve de partinize oy verdiler.
Size oy vermeyen, ancak bugünün Türkiye’sini endişe ve hayretle izleyen biz de o CANLARIN içinde yaşadıkları nice zorluklara tercüman olarak işimizin gereğini yapmaktayız!
Özellikle mülkün temeli olan ‘ADALET’ sistemimizin, siyasal baskıya dönüşen kin ve intikam ayarlı çağdışı gidişatına tanık olduğumuz için gereğini yapmaktayız.
Ekonomisi bilimsellikten çıkarak, adeta bir çadır devleti zihniyetine dönüşen…
Bu zihniyet yüzünden, bağ, bahçe ve tarlasıyla vedalaşmanın, ulusal tarım varlığımızın yok oluşuna tanık olduğumuz için gereğini yapıyoruz.
Ülkenin hayvancılıkla uğraşanlarına sırt dönen yöneten siyasetin, başka ülkelerden canlı hayvan ve de et ithal ederek, öz milli duruşumuza ters düşüşüne tanık olduğumuz gereğini yapmaktayız.
Başta özgür medyamız olmak üzere çağdaş demokratik kitle örgütlerini susturup görmezlikten gelenlerin. Öte yandan tarikat ve cemaatleri besleyerek, ülkemizin geleceğini karanlığa sürüklemelerini içimize sindiremediğimiz için gereğini yapmaktayız!
Bunların tamamı, elbette ki devletimiz için birer ‘’BEKA’’ meselesidir Sayın Devlet Bahçeli…
En aşağıdan en yukarıya Türk Milli Eğitim Sistemi yüzünü geri tutmuştur.
Tarikat ve cemaatlerin kılavuz olmaya çalıştığı bu ortamda:
Yarınlarımız: Bir Afganistan, bir Pakistan ve benzeri, bilime demokrasi ve adalete hasret olan Orta çağ zihniyetli ülkelerin güzergahına girmiştir.
Dünya şöhretlisi üniversitelerimiz durmadan fetö benzeri balyozlar yerken tepesine…
Yüksek Lisans ve Doktora gibi geleceğimiz olan birimlerde, yetersizlik ve işlevsizlik hâkim olmuştur.
Sahi, sosyal hayatımızla eğitimin içinde bulunduğu bu geri ve karanlık gidişat:
Devletimiz için bir ‘’BEKA’’ sorunu değ*il de nedir?
Arada bir ‘’TERÖR… TERÖRİST’’ gibi çıkışlarınızın dışında…
Arada bir yanında durduğunuz siyasal anlayışa omuz veren yükseltilerinizin dışında…
Bu ülkenin dağlarca sorununu, acaba hiç mi devletimiz için bir ‘’BEKA’’ tehlikesi görmediniz?
Mesela satın alma gücü maaş iken, yani bir aylık iken, bugün bir haftalık bile olmayan milyonlarca sabit gelirli yurttaşlarımızın, sürüm sürüm sürünerek sosyal bunalıma düşmesini de mi bir ‘’BEKA’’ olarak düşünmediniz?
Bu milletin evlatları yarınlara aç ve yoksul giriyor. Bu devlet son yüz yılın en ağır borç batağına sürüklendi.
Yanında durduğunuz yöneten siyasetin: Ne bilimsel üretim projeleri var hayata dair.
Ne de sağlıklı bir istihdam planları var…
Devletin kasaları boşaldı. Uzun entarili şeyhler ve emirler ülkesine muhtaç olduk.
Paramız pul yaptılar. Komşu ülkelerin insanları bizim yoksullarla alay eder gibi çuval çuval
Alışveriş yapıp gidiyor.
Yeri geldiğinde MİLLİ… ve YERLİ… Bağırtılarının yükseldiği bu ülkede yaşanıyor tüm bunlar!
Yani Türkiye yönetsel açıdan tepetaklak baş aşağı gidiyor!
Tarih yazar: Bilimin, adaletin ve demokrasinin tersine gidenlerin ülkesinde:
Meydanlar karanlıktan beslenenlere kalır. Açlık ve muhtaçlık yüzünden insanlık onuru yok olur!
Diyelim ki, kendilerinin yandaş medyası bir göz boyama işi yaparak halkımızı oyalıyor!
Koltuk ve kasa işiyle köşe dönenler de oralı olmuyor; çünkü onların keyfi yerinde!
Peki, Siz bir Milliyetçi Parti olarak, bu olup bitenleri devletimiz için bir ‘’BEKA’’ meselesi olarak görmüyor musunuz? Daha ne olsun Sayın Bahçeli… Daha ne olsun?..
Bu millet, ne zamana kadar devletin gücünü arkasına alan bu siyasal iktidardan tepesine tepesine balyoz yiyecek acaba?
Muhalif her kim olursa olsun: Onlar da bu ülkenin evlatları değil midir?
Peki, yöneten siyaset, onların üzerine üzerine bir fetö türü yargı kumpası kurarak giderse…
İşine gelmeyenleri, devletin olanaklarıyla engelleme işinden…
Onların tepesine tepesine müfettişler yağdırırsa…
Hapis damlarına sokup, nice yurttaşlık hukukunu yaralarsa…
Acaba hangi adalete sığar, hangi vicdana sığar, hangi inanca ve de milliyetçiliğe sığar?
İster kişisel olsun ister kurumsal…
Birilerine devletin gücüyle baskı yapmak:
Hangi milli birlik ve berberliğe sığar?
Öyle ya milleti ayrıştırarak devlet yönetme siyaseti:
Bu devletin ‘’BEKA’sı niçin tehlike yaratmaz m?
Bu devlet, kimi siyasal iktidarların kin ve intikam yüklü çıkarlarına alet edilirse:
Bu millet huzur ve barışa ulaşır mı?
YÖNETEN SİYSASETİN SUÇA DÖNÜŞEN DAĞLARCA UYGULAMASINA SES YOK!..
Ama muhalefetin leblebi kadar bile olmayan bazı uygulamalarına:
Ya hapis cezası var… Ya da siyasetten uzaklaştırma cezası var…
Hem de devletin gücünü kullanalar tarafından…
Peki, Ortadoğu kıvamlı, demokrasi ve adaletten yoksun bu uygulamalar…
Acaba devletimizin ‘’BEKA’’SI için tehlikeli değil midir?
Bunu da Size sorayım Sayın BAHÇELİ?
Ne olur bir de bu konulara kafa yorunuz lütfen!
Bizim Azerbaycan Türkleri derki:
‘’İNSAF DA YAHŞI ŞEYDİR’’
Evet, adaletin yerlerde süründüğü, bir ülkede:
Hangi İNSAF… Hangi İNANÇ… Hangi VİCDAN…
ADALET YARA ALDIĞINDA İBADET EKSİK KALMAZ MI SAYIN BAHÇELİ?
Biliyorum ne yazarsam yazayım boş.
Bilmeme nedendir; susmak ve de seyirci kalmak gibi bir duruşunuz vardır!
Tam da bunun için: ‘’DEVLETE BAK ÖZÜNE GEL DEVLET BEY!..’’ Diyoruz.
ÇÜNKÜ ‘’A’DAN Z’YE NE VARSA DEVLETİMİZ ADINA; ADETA KOMADADIR!
‘’DEVLETİN BEKASI’’ ÜZERİNE NE VARSA, ARTIK GEREĞİ YAPILMALIDIR!
Önümüzdeki seçimi: Umarız ki kişisel ve kurumsal olarak kaybedenler kazanır!
20 YILDAN BERİ:
Sürekli kaybeden Milletimiz… Sürekli kaybeden Devletimiz kazanır?
Elbette ki, ‘’BEKA’’MIZ i için MEMLEKETİMİZ kazanır!
DEVLETE BAK DEVLET BEY DEVLETE…
Haksız mıyız; Sayın DEVLET BAHÇELİ?