BELEDİYE

‘Esenyurt kayyumu milletin vicdanına saplanan bir hançerdir’

Küçükçekmece Belediyesi CHP Meclis Üyesi Bahadır Gönenç, Küçükçekmece Belediye Meclisi Kasım ayı toplantısında konuştu. Gönenç, “Esenyurt’ta yapılanlar milletin vicdanına saplanmış bir hançerdir.” dedi.

Abone Ol

Küçükçekmece Belediyesi CHP Meclis Üyesi Bahadır Gönenç, son meclis toplantısında yaptığı konuşmada, iktidarın kayyum uygulamalarına sert tepki gösterdi. Gönenç, kayyum atamalarının halkın iradesini hiçe saydığını belirterek, bunun "milletin vicdanına saplanan bir hançer" olduğunu ifade etti. Konuşmasında, gece yarısı yapılan baskınlarla seçilmiş başkanların görevden alınmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Gönenç, “Ülkenin en ağır yönetimlerinde bile görülmeyen bir baskı altında yaşıyoruz” dedi.

“FARKLI BAYRAKLAR, AYNI İRADE”

Göndermede bulunduğu "farklı bayraklar" ifadesine de değinen Gönenç, bu sözlerin çarpıtıldığını belirterek, alanlarda toplanan siyasi parti ve meslek örgütlerinin demokrasiye sahip çıkmak için bir araya geldiğini belirtti. Gönenç, “AKP’nin faşizan uygulamalarına karşı millet iradesini savunan insanlar farklı bayraklar altında toplandılar. Bu mu rahatsız etti kendilerini?” diyerek tepki gösterdi.

İMAMOĞLU’NA DESTEK

Gönenç, konuşmasında Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik eleştirilere de yanıt verdi. “Ekrem İmamoğlu’nun konuşmaları, iktidarın ruh halini bozuyor, farkındayız ama bozmaya devam edecek. Millet iradesine yapılan bu darbeye karşı bizler, CHP’nin her bir ferdi, tek ses, tek yürek duracağız,” dedi.

“BAYRAĞI ASAN CHP’DİR”

Gönenç, CHP’nin milliyetçilikle eleştirilmesine de karşı çıkarak, belediye binasına Türk bayrağını ilk asanların CHP’liler olduğunu hatırlattı. “Bu konuda eleştirilecek en son siyasi yapı, kendileridir,” dedi. Gönenç, ayrıca bir teröristten bahseden AKP’li üyeye de yanıt vererek, “O teröristle yemek yiyen vekilleri de aynı cesaretle kınasınlar,” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Bahadır Gönenç’in konuşmasının tamamı;

Konuşma, insanın inanmadığı bir şeyi savunmaya çalışmasıdır. Halk Partisi için esas olan vicdandır. Ancak bazıları, Şanlıurfa’da farklı hesaplarla hareket ediyor ve vicdanına aykırı şekilde davranıyor. Kendilerini hâlâ bir şeylere tutunma çabasında görüyoruz. Vicdanen inanmadığı bir şeyi savunamayan birinin arkasından gitmesi de beklenemez. Kendileri kamu kurumlarına vatandaşı sokmayan iktidar olarak anılacak. Ülkenin ve hatta dünyanın en faşizan yönetimlerinde bile böyle bir şey görülmemiştir. Bir kişinin gece yarısı, sabah 5’te evinden alınması ve yerine kayyum atanması, milletin vicdanına saplanan bir hançerdir. Orada siyasi partilerin tabelaları indirildiğinde hiç mi vicdanları sızlamadı?

Şimdi, Özlem Hanım, Genel Başkanımızın "farklı bayraklar" cümlesinden bahsetti. O farklı bayraklar ifadesi, söylediği anlamda kullanılmamıştı. Evet, o alanda farklı bayraklarla siyasi parti temsilcileri ve meslek örgütleri, AKP faşizmine karşı demokrasiyi ve millet iradesini savunmak için bir araya geldi. Millet iradesine gasp etmeye çalışanlara karşı tek ses oldular. Bu mu rahatsız etti kendilerini? Maalesef, AKP iktidarı bu kayyum uygulamasıyla kentin insanlarını demokrasi arayışına itmek zorunda bıraktı.

Bir diğer konu da Ekrem İmamoğlu'ndan bahsetmeleri. Hatırlatmak isterim ki, Ekrem İmamoğlu Türkiye Belediyeler Birliği Başkanıdır ve bu yüzden her belediye başkanı ile ilgili açıklama yapma hakkına sahiptir. Evet, onun konuşmaları ruh hallerini bozuyor, farkındayız, ama bozmaya da devam edecek. Ekrem İmamoğlu ve CHP'nin her bir ferdi, millet iradesine yapılan bu darbeye karşı tek ses, tek yürek duracaktır.

Özlem Hanım’ın konuşmasına teşekkür ediyorum; bize bir cevap verdi, ancak konuşması saat 17’deki A Haber Bülteni gibiydi. Hiçbir bilgiye dayanmayan, tamamen varsayımlara dayalıydı. Kim, neyi istemiş? Ne zaman istemiş? Kim Türk bayrağını kaldırmış? Kendisine bir tarih bilgisi vereyim: Burada seçildiğimizde kapıda "T.C." tabelası yoktu, bu belediyede bayrak yoktu. Cumhuriyet Halk Partililer buraya geldi, bayrağı astı. Cumhuriyet Halk Partilileri bayrak ya da milliyetçilik üzerinden eleştirebilecek en son siyasi yapı, kendileridir. CHP’nin bayraktan geri durması asla söz konusu değildir.

Cem Bey'in söylediklerine gelince, bir teröristten bahsetti. O teröristle yemek yiyen milletvekillerini de sabah şafak operasyonuyla alsın deme cesaretini gösterebilecek mi? Teşekkür ediyorum.