GÖZÜMÜZÜ OYAN KARGALAR

Abone Ol

Mademki suç ya da suçlular...                  

Mademki 10,15 yıl önceki eski dosyaları yeniden açmak; öyleyse Kendileri de ayağa kalkmalı kendileri için de o eski dosyalar açılmalı... Mesela şu FETÖ ile birlikte davranıp, başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere, devleti ayakta tutan nice kurumlara yapılan yanlışlarla kumpaslar sonrası mağdur edilen, üniformalı ve üniformasız herkes için ayrı ayrı hesap vermeliler...                 

Elbette ki, 15 Temmuz Darbesi dahil... Öyle ya; gözümüzü oyanlar kendilerinin beslediği FETÖ kargaları değil miydi? Mademki suç ve  ceza... Öyleyse tam da bu dosyalar  gelmeli huzura...     Tüm kumpaslar ve sahte iddianameler gelmeli gündeme... Sonra da Suriye yanlışı...  Komşu ülkenin  başına gelenler, orada binlerce ölenler... Oradan kaçan milyonlarca insanlar gelmeli gündeme... Onların Türkiye'ye maliyeti ve daha sonra gönderilen  ESAT 'IN yerine  gelen gerici örgütlerle İsrail 'in Suriye'yi işgali ortaya gelmeli...  Çünkü Türkiye’nin  bekası tehlikeye atıldı!                                                     

Sonra ülkeye verilen her alandaki ekonomik zararların hesapları dökülsün ortaya...                                              

Çocuklarla gençliği zora sokan şu eğitimdeki hatalar sorulmalı elbette. Şu sağlıktaki skandallar ve çöküşün  hesabı sorulmalı...                                       

Bakalım Kendileri nasıl hesap verecek? Yerli ve Milli olan halkımıza neleri anlatacaklar acaba? Yoksa sizin suçunuz bizim suçumuz gibi bir ayrım olur ki, bu da adaleti yaralar.              

Evet,  herkes hesap versin.                  

Ağacıma dokunma dediği için içeri atılanların olduğu bu ülkede, herkes yaptığı yanlışın hesabını tek tek vermelidir.                                            

Böyle de olmaz ki,  Muhalif olup düşünüp yazanla siyaset yapanlara böyle de haksızlık yapılmaz ki...          

Bu ülkede haklı olup fikir beyan etmek ne zamandan beri suç oldu acaba?     

Sahi, adalet denen o hassas teraziye ne oldu? Milletçe ve de yerli olarak bunu sorarak, gerçek adaleti siyaset üstü tutma mücadelesi vermenin zamanı gelmedi mi?                                   

Kendileri  ne yaparsa yapsın serbest... Ancak haklı olup hak arayanlara, her şey yasak öyle mi?                        

Devletin işi, millete ayrım ve haksızlık yapmadan hizmet etmektir. Yoksa devletin gücünü kullanarak,  "YA İÇERİ YA DIŞARI" gibi bir haksızlığa göz yummak değildir elbette.                     

Hem de  etrafımızı saran nice hainler varken... Yurttan ve dünyadan,  Türkiye'nin bütünlüğüne göz koyup parça parça etmek isteyenlerle, laiklik anlayışını ortadan kaldırarak gerici Ortadoğu ülkelerine benzetmek isteyenler varken....                            

Birlik ve beraberliğe oldukça önem vermek varken milleti siyaset kıskacında kin ve intikam yoluna sokmak, elbette ki tarihi yanlıştır!                                                    

Ne siyasilere ne gazetecilere ne sendikacılara ne de haklı olup hakkını ararken ağzını açan tüm emekçilerle demokratik kitle örgütleri yöneticilerine, anında ya içeriye hapse gel...               

Ya da tazminat ve diğer hakları verilmeden,  işinden atılarak dışarı çıkarmak gibi haksız uygulamalar giderk artmakta, giderek milletin vicdanını yaralamaktadır biline...            

"Güç bizde!.." Deyip,  devletin gücüyle milleti mağdur etmek isteyenler,
Dönüp bir de kendi yanlışlarına bakmalı... Bakmalı ki, millete ve devlete verdikleri zararın listesini tutarak,  adalete hesap vermelidirler!..    

Mademki yasalar karşısında herkes eşittir. Öyleyse buyurun...                

Yoksa, "Yöneten siyaset olarak,  biz herkese istediğimizi yapar, vatan  toprağının her metresine  istediğimiz  doğa zararını veririz" diklenmesiyle,   bu ülkeye ne huzur ne barış ne de bereket gelir biline!..                                               

"ÖNCE ADALET, SONRA İBADET" SÖZÜ... ANCAK SOYLEM VE EYLEM TUTARLILIĞI İLE GEÇERLİDİR!                

GÖRÜNEN KÖYE KLAVUZ GEREKMEZ!  Yeter ki, nalıncı keserinden uzak durup, haklıya haksızlık yapılmasın!