HANGİ ENTEGRASYON?

Abone Ol

İktidara uzak gazeteci

İsa KARAARSLAN

Bir yabancı sorunudur ki almış başını gidiyor. Başta Suriyeliler ve Afganlar olmak üzere sığınmacıların her geçen gün yeni bir olayla gündeme geldiğini görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde genç kızlarımızın videoya alan fotoğraflarını çeken sığınmacılarsosyal medyada çok konuşuldu. Entegrasyonu çözüm olarak sunan bir kesim vardı. Çok merak ediyorum bu haberleri izledikten sonra hala entegrasyonu savunabiliyorlar mı?

Suriyelileri göndermek yerine Suriyelileri göndermeyi popülist çözümler, popülist söylemlerolarak lanse edenler ve Suriyelileri göndermek yerine entegrasyona çözüm diyenler bu yaklaşımı bilirkişi edalarında makul gazeteci, makul siyasetçi, makul aydın yaklaşımıyla sergiliyorlar. Amiyanetabirle ben bitiyorum o hallerine. O isimlerin maskelerinin altındaki gerçek kişiliklerini ve niyetleri biliyoruz.

Suriyeli sığınmacıları göndermek gerçekçi bir çözüm değil de milyonlarca Suriyeliyi entegre etmek mi gerçekçi bir çözüm? Milyonlarca insan var, resmi rakamların çok daha fazlası. 8 milyon olduğu söyleniyor. 8 milyon insanı nasıl entegre edeceksiniz? Bu mu gerçekçi çözüm?

Hatay’da, Kilis’te, Gaziantep’te neredeyse her 4 kişiden 3’ü Suriyeli… Hangi entegrasyon? Geldiklerinin 10 katı çoğalan bir kesimden bahsediyoruz.  Söylemesi çok acı ama Türklerin Araplara entegrasyonu olur bu durumda.

Türk milleti böyle bir toplumla entegre olamaz. Mümkün değil. Biz sadece Suriye’den Afganistan’dan Pakistan’dan sığınmacı ithal etmedik, selefilik ithal ettik. Çok tehlikeli bir akımdır. Sapık ithal ettik, katil ithal ettik, mafya ithal ettik, terör örgütlerine insan kaynağı oluşturabilecek potansiyelde insanları ithal ettik. Entegrasyon demek bunların hepsinin içimize yerleştirilmesi, bu toplumun bir parçası haline getirilmesi demek.

Yani insanlar kuyruklarda, açlık sınırının altında milyonlar var, işsizlik rekor kırmış, çalışanlar asgari ücretli köle böyle bir durumda bu hale getirdikleri Türk milletine “Suriyelilere ensar ol” deniyor.

Kaynaşmanın “din kardeşlerimiz” adı altında ilerlemesini istiyorlar. Din kardeşi kendisine kucak açan ülkenin kızlarınıkayda alır mı? Hangi din kardeşliği? Allah aşkına Ramazan ayındayız…

Türkleri kendi vatanında mülteci olmaya teşvik ediyorlar.

Atatürk’ün en büyük arzularından biri Anadolu’da Türk nüfusunun hızla artmasıydı. Çünkü 1911 - 1922 yılları arasında aralıksız savaşmış bir millet var ve sadece Çanakkale ve Sarıkamış’ta yüz binlerce evladını kaybetmiş bir Türk milleti vardı ve böyle bir Türk milletinin tabiri caiz ise Ergenekon’daki gibi çoğalması gerekiyordu. Hem iş gücü hem de beka açısından bu bir elzemdi ve cumhuriyet idaresi bunu başardı. Hani “10 yılda 15 milyon genç yarattık her yaştan” deniyor ya işte bu hedef anlatılır o marşta. Şimdi Suriyeliler ve Afganlar Atatürk’ün “Türkiye Türklerindir” sözünü tarihe gömmek için devletin ve ülkenin Türk kimliğine kuma getiriliyor.

Bu sözde sığınmacılar laik cumhuriyeti ve ulus devleti başımıza geçirme projesinin ayaklarından biridir.