Kendisini ömür boyu devlet başkanı ilan etti.
Doktorlara Hipokrat yemini yerine kendisine yemin ettirdi.
Yazdığı kitabı ülkedeki bütün okullarda ders kitabı olarak okuttu. Kitabın adı Ruhname idi ve kutsallaştırılmıştı. Dünyaya yayılmaya çalışıldı. Ruhname’yi üç kez okuyana doğrudan cennet müjdesi verildi. Televizyonlardan;”Ruhname’yi üç kez okuyanın gönül zenginliği artar, feraseti ve zekası keskinleşir, ilahi varlığı tanır , dosdoğru cennete vasıl olur” denildi...
Sürücü ehliyeti için yol kurallarını bilmek yetmiyordu. Ruhname ‘yi öğrenenler araç kullanabiliyordu. Sürücü kurslarında 16 saat Ruhname öğrenilsin diye kararname imzalandı.
Altından heykelini yaptırdı. Bütün ülkenin sokaklarını duvarlarını kendi resimleriyle , bütün caddeleri kendi heykelleri ile donattı.
Ülkesinde siyasi parti muhalefetine izin vermedi
Özel olarak yetiştirilen öğretmenler , kendisinin öğretilerini yaymakla görevlendirildi.
Yılların,ayların ve günlerin isimlerini değiştirdi.
Ocak ayının adı Türkmenbaşı
Şubat Bayrak’tı
Mart Nevruz
Nisan Gurbansoltan (Türkmenbaşı’nın annesinin adıydı.)
Pazartesi Başgün
Salı Yaşgün ‘dü
Çarşamba Hoşgün
Pazar Dinçgün’dü
2003 yılına, ölen annesinin adı verildi. Bütün gazetelere annesinin kutlu hatırasının ölümsüzleştiği yazıldı. Annesinin vefatından önce de nisan ayına yine annesinin adını vermişti. Yetmedi pek çok caddeye, sinemalara ve hatta parfümlere bile annesinin adını verdi.
Savunma bakanını sessiz diye görevden aldı.
23 gazetenin tamamını devlet gazetesi yaptı.
Ülkenin Katıldığı açılış törenlerinde ise ,şu şekilde haberler yapılıyordu;
“Türkmenistan Devlet Başkanı ,Türkmenbaşı, Türkmenbaşı şehrinde , Türkmenbaşı tesisinin açılışını yaptı”
İlginç icraatları ile dünya gündeminde sürekli yer bulan ; Türkmenistan’ın Merhum Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı’nın uygulamalarıydı bunlar.
Türkmenbaşı’nın vefatından sonra ; Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov, halktan gelen yoğun istek üzerine 2003 yılında değiştirilen ay ve gün isimlerinin önceki haline getirdi. Yılın bütün ayları ,haftanın bütün günleri eski adlarına döndü. Şimdi ülkenin her yerinde yeni başkanın resimleri var. O ‘da altın heykelini yaptırdı.
Ülkede çok partili seçim ise gerçekleşti fakat seçim öncesi bütün muhalefet partileri Berdimuhamedov’u desteklediğini ilan ettiler.
....
Biz nelerin adını değiştirdik? Niye değiştirdik? Ne zaman değiştirdik?
Hangi isimler değişsede , aslında eski halleriyle kaldı? Aslında hiç değişmedi?
Mesela İstanbul da karşıya geçmek için ya birinci köprüyü kullanıyoruz , ya da ikinci köprüyü... Üçüncü köprünün adı da yukarıdan karşıya geçmek olarak adlandırılıyor.
Ya da minibüs deki amca hâlâ “Gülhane Akeri hastanesinde inecek var “diyor.
Nerede doğdun sorusuna ise GATA da diyoruz.
Adres tarif ederken , Esenler Otogarın orda diyoruz.
Daha uzatabilirim listeyi fakat her zamanki gibi bana ayrılan köşeye sığmayacak.
Memleketle ilgili konuşmalarımızda TÜRKİYE CUMHURİYETİ diyoruz. İbarelerin kaldırılmış olması, isimlerin değiştirilmiş olması hiç bir şey ifade etmez.
Hayatta her şey özüne döner ve karda bıraktığınız izler havalar ısınınca silinir.
Gerçek şu ki;
Ebediyete kadar silinmeyecek ATAM’ın izlerini takip ediyoruz...
EVRİM TOK