GÜNDEM

Kardeş devletin yaptığı tepki gördü

Iğdır’dan Azerbaycan’a geçmek için sınır kapısını kullanan vatandaşlar, Azerbaycan tarafında gördükleri muamele karşısında tepkilerini dile getiriyor. Sınırda yaşananları Gazeteci Suat Deniz kaleme aldı

Abone Ol

Iğdır’dan Azerbaycan’a geçmek için sınır kapısını kullanan vatandaşlar, Azerbeycan tarafında gördükleri muamele karşısında tepkilerini dile getiriyor. Sınır kapısından Azerbaycan’a geçmek isteyen vatandaşlar 6 aylık sigorta, yol pulu satışı, akaryakıtın farklı fiyattan satılması, yakıt alma zorunluluğu gibi güçlüklerle karşılaşıyor.

SÖZDE İKİ DEVLET TEK MİLLETİZ

Azerbaycan devletinin gümrükte Türklere karşı tutumu tepkilere neden oldu. Iğdır’dan Nahçıvan’a aracıyla geçiş yapmak isteyen Türk vatandaşlarına karşı tutum” soygun” olarak nitelendirilirken, söz konusu gümrük kapısını kullananların şikâyeti arşa çıkmış durumda. Iğdırlı Gazeteci Suat Deniz’in kaleme aldığı yazıda yaşanılanlar tek tek işledi. Suat Deniz’in gündeme getirdiği yaşanılanlar şöyle:

 

Slogan olarak da söyleyiş olarak da hoşumuza gidiyor. Gururumuzu okşuyor. Ama yalnızca lafta. Uygulamaya bakınca hiç de öyle tek millet olarak görünmüyor. Kim mi? Azerbaycan.

Gerek Türkiye olarak ve gerekse Iğdır’da yaşayan Azerbaycan kökenli insanlar olarak, her konuda her vesileyle Azerbaycanlı soydaşlarımızın yanında olduk. Destek verdik. Acılarını acımız, sevinçlerini sevincimiz bildik.

Ne var ki Azerbaycan Devleti’nin son uygulamaları hiç de bizim onlara bakışımız gibi değil. Örnek mi istiyorsunuz,

-Sınır kapısından Nahcivan’a giriş yapacaksınız. Toplu taşıma aracı ile (Otobüs vs.)giriş yasak, mecburen özel aracınızla gittiniz, önce 6 aylık sigorta yapıyorlar sonra yol pulu adı altında para alıyorlar.

-Aracınıza yakıt alacaksanız Türk aracı olduğu için fazla para ödemeniz gerek. Azerbaycan araçlarına 60 kapik Türk araçlarına 1 Manat.

BİR GÜNLÜK BEDEL 8 BİN TL


Kısaca Nahcivan’a yapılacak bir günlük yolculukta en ucuzundan 8 bin lira ile gidip dönebilirsin. Özellikle Nakliyecilere yapılan eziyet tam bir skandal, “İran’da uygulanan boş dolu depo uygulaması boş depoyla gelinemiyor. Zorla baskıyla yakıt alıp çıkacaksınız yakıt almazsanız ülkemizden çıkamazsınız çıkmak isterseniz deponuzu dolu hesaplayalım öyle gidin deniliyor. Nahçıvan’a girişlerde yakıtla gelince depoda bulunan mazot cezasının 100 lt 20 dolar ceza uygulanıyor. Kendi araçlarına böyle bir uygulama yok sadece Türk araçlarına yapılıyor. Gecikme cezaları uygulanıp ve peşin alınıyor.

24 SAATTE TERK EDİN

24 saat içerisinde Nahçıvan’ı terk etmeleri söyleniyor, Gümrükte kuyruk varsa yandınız her gün için 100 dolar cezayı yediniz. Bakü nüfusuna kayıtlı bir genç Atatürk Üniversitesinde yâda Iğdır Üniversitesinde okuyor, Baküden uçakla Nahçıvan’a gelip buradan da kara yolu ile Erzurum’a, Iğdır’a gidecek ona bile izin vermiyorlar Baküye git oradan uçakla İstanbul’a oradan da Erzurum’a yâda nereye gideceksen git diyorlar, olacak iş değil. Uçak Şirketiniz para kazansın diye Halka bu zulmü reva göremezsiniz.

BÜROKRATİK İŞLEMLER

Yarın Zengezur koridoru açılsa ne olacak merak ediyorum. 1992 Yılında Dilucu sınır kapısı açıldığında Nahçıvan’ın nüfusu 350 bin iken bugün 200 bin’e gerilemiş, Çoğu İstanbul’ Iğdır’a ve Türkiye’nin çeşitli Kentlerine gidiyorlar Hatta Ukrayna’ya bile gidenler var. Oysa olması gereken, Türk kimliğini göstermek yeterli olmalıdır. Kimlik numarasından kişi hakkındaki her bilgiye ulaşılacağına göre, bir sürü kırtasiye işlemlerine ve zaman kaybına uğramadan gidip gelinebilmeli. Biz bunu beklerken daha da anlamsız ve gidişimizi zorlaştırıcı ve pahalı işlemlere muhatap oluyoruz. Ve buda ne kardeşliğe ne iki devlet tek millet anlayışına sığmıyor. Avrupa Birliğinde çok çeşitli ırklar, milletler, diller, dinler, mezhepler olmasına rağmen sınırları kaldırmışlar. Bizim dilimiz bir, dinimiz bir, coğrafyamız bir ama gelinen nokta ortada.  Eminiz ki Azerbaycanlı kardeşlerimiz de aynen bizim gibi düşünmekte ve aynı duyguları paylaşmaktayız. Ne var ki bürokratların işgüzarlığı ve yasaları bizlerin aleyhine yorumlayarak bu uygulamalarını onlarda tasvip etmemektedirler. Tez elden bu uygulamalara son verilmeli ve İki devlet tek millet şiarına uygun, kardeşliği pekiştirici, ekonomik ve kültürel bağları güçlendirecek adımlar atılmalıdır.