Penceremin önündeki saksılarda yetişmiş, tohumunu kimin attığını bilmediğim semiz otuyla yaptığım cacık süperdi. Sadece o değil; saksıda nane ve adaçayı yetiştirmeyi de seviyorum. Birkaç yaprağı bir fincan kaynar suyla kışın ne güzel içilir... Eskimiş kazanlara doldurduğumuz toprağa diktiğimiz cin biberlerden yaptığımız turşular da cabası.
Toprak bize veriyor. Yeter ki tohumunu ya da fidesini dikip sulayalım. Her ne kadar metropollerde yaşıyor olsak bile balkonlarımız var, bir çok evin bahçesi var. Yeter ki azıcık çaba gösterelim!
Kendi ürünlerimizden yiyip içtiklerimiz bir yana, bu uğraşın verdiği ruh dinginliğini başka ne sağlar bilmiyorum.
Yüzbinlerce kilometre kareye yayılmış, tarihin en verimli topraklarına sahip ülkemizde neredeyse bütün tarım ürünlerini ithal ediyoruz ya, helal olsun bize. Tarımı bitiren tonlarca sebep sayıyoruz da dönüp kendimizi eleştiriyor muyuz hiç? Bahçeler bomboş.
Yediğimiz meyvelerin çekirdeklerini toprağa gömsek, meyve fideleri yetiştirsek, uygun bir yere diksek, Filizlenmiş soğanları atmasak, saksıya dikip, yetişen yeşilliğini salatamıza doğrasak, sağı solu filizlenmiş patatesleri soyduğumuz kabuğu bir yere gömüp yavrulatsak toprağı, her kazdığımızda çıkan bebek patatesler sevinçten coşturmaz mı bizi?
Diyeceksiniz ki; "eee tüm bunları yaptığımızda mı memleket ithal etmekten kurtulacak?" Hayır, böylece oluşan bilinçle kurtulacak. Çabaların ürünü kıymetlidir. Küçücük çocuklara pamuk arasında fasulye çimlendirmeyi öğretirseniz, oluşturduğunuz bilinç ilerde bu bireylerin çok şeyler yetiştirmesini sağlar.
Kimse vaktim yok, imkanım yok demesin. Canımız isteyince neleri başarıyoruz da, kendimize minicik bir bahçe yapamayacak mıyız? Azıcık bir çaba belki de bizi kocaman hedeflere götürecek. Deneyelim, ne kaybederiz? Ölmeden önce bir kaç meyve ağacı , bir evladiyelik çam dikelim bizden sonrakilere. Bizi bu zihniyet kurtaracak diğer memleketlere bağımlı olmaktan.
İlkokul öğretmenimin sesi hala kulaklarımda: “Türkiye Dünya üzerindeki kendi kendine yetebilen beş ülkeden biridir.” İstesek yetebiliriz o zaman.
Öğretmenler doğru söyler.