KILIÇDAROĞLU TOPU SARAYA ATINCA
Ancak CHP sürekli aynı oyu almakta...
Ancak CHP sürekli muhalefette kalmaktadır.
Millete ve devlete dair nice tarihi dönemeçler geçilirken:
Ancak CHP, merkezde camdan bakmaktadır.
Ah CHP... Vah CHP!..
Utangaç, çekingen ve de çıtkırıldım CHP.
Adeta devlet siyasi işler memurluğuna dönen CHP.
Ne altından ufak ufak oyulan demokrasiye sahip çıkabildi.
Ne de devleti ayakta tutan kurumların teker teker diz çökmesine...
Ne üfürükten kumpaslarla hapis damları doldurulurken yeterli sesi çıkardı.
Ne de bu hapislere konan mağdurlar teker teker ölürken...
Kısacası, üniformalı ve üniformasız tüm mağdurları orta yerde bıraktı CHP.
Ergenekon’da kırık kanatlı bir kuş...
Balyoz ve diğer kumpaslarda bir acayip tık nefesti CHP.
Uçup giden adalete el sallayan...
Tek havuzda boğulan medyaya, sadece ağıt yakandı CHP.
Seçimlerde hep yüzde 30’un altında oy alan...
Referandumlarda eksik, beceriksiz ve yetersiz olan...
Genel siyasetten sınıfta kalandı CHP.
Ne etkin bir demokratik tepkisine tanık oldu bu millet.
Ne de halkla bütünleşecek siyasal uğraşlarına...
Ne meydanları doldurup gümbür gümbür ses çıkarabildi.
Ne de kendine yaraşır tepkiler ortaya koyabildi.
Oysa yeri geldiğinde, il, ilçe ve beldelerin zorunlu organlarını toplayabilirdi CHP.
Toplayacağı bu partililerle on binleri bulabilirdi CHP.
Bir bu partililer, bir de diğer demokratik kitle örgütleri...
Yani oldukça büyük halk yığını...
Devlete, millete ve demokrasiye sahip çıkacak yığınlar...
Adalete ve siyasete çeki düzen verecek yığınlar...
Demokratik hayatın nefesi...
Anayasal hakları korumanın ortak sesi olabilirdi bu yığınlar...
Peki, her yanlış, haksız ve geri gidişatta, bu yığınlarla boy gösterdi mi CHP?
HAYIR...
Neden?
Çünkü CHP, adeta devlet siyasal işler memurluğuna döndürüldü de ondan.
Çünkü CHP, sadece haftada bir gün, o da Grup Toplantısı’yla boy gösterdi de ondan...
Eksik kaldı, ezik kaldı, tabiri yerindeyse çıtkırıldım ve de nazik kaldı da ondan...
Bir başkan ve yönetim vardı görünürde az az...
Bir de bunların seçimlerde arka çıktığı kimi milletvekilleri vardı görünürde biraz...
Yıllar yılı... Seçim ve referandumlar da bir birini kovaladı.
Derken yıl 2017: CHP muhalefette...
Ülke inim inim inlerken bile vatandaşa umut veremiyor.
Ne farklı kesimlerle varılan yüzde 50’lik son referandum çıkışından...
Ne de yurttan ve dünyadan verilen son mesajlardan ders alıyor CHP.
Orada bir merkez var Ankara’da:
Ülke geri gittikçe, sadece yerinde sayan...
Millet ve de devletin başına gelenlere tam da seyirci kalan bir merkez.
İç kavgayla zaman yitiren...
Topu saraya atarak, demokratik tepkilere kulak tıkayan bir merkez...
Kimi milletvekillerinin koruyup kollama işi yaptığı...
Kimi laf tüccarlarının da adaylık peşinde olduğu bir merkez...
Hani derler ya; ‘’AL BİRİNİ VUR BİRİNE’’ diye.
Çözüm, parti içi demokrasiyle, kimi milletvekillerinin duyarlılığına kalmış artık!
Ya toplanır, etkin bir CHP için özverili iş yaparlar.
Ya da iktidara, millete ve de devlete hep uzaktan bakarlar.
Bu yazıyı yazan ben: CHP PARTİ ÜYESİYİM.
Ne saraydan emir aldım, ne de başka adreslerden...
Gerçek olan şu ki, CHP’de bugünkü yönetimin geçmişi ortada...
Ortada, hem güven hem de teminat sorunu var!