Enflasyon kadar ücret zammı;
Kime?..
Elbette ki tüm sabit gelirlilere…
Hangi Enflasyon rakamları?
Elbetteki maaşların zamlanacağı zamanda, birden bire aşağı çekilen…
Ne hikmetse, tüm yıllık enflasyon artışını son anda frenleyen rakamlar…
Hani şu emekli, memur, işçi velhasıl tüm sabit gelirlinin ücretine yansıyan:
Yöneten siyasetlerin enflasyon rakamları…
Birinci altı ay için: Yüzde 3,5, ikinci altı ay için: Yüzde 3,5 olarak tespit edilen rakamlar…
Ya da buna yakın rakamlar…
Türkiye’de emekçi sınıfın, alını teri hakkı olarak verilen rakamlar…
Piyasa enflasyonuna göre değil;
Maaşları frenleme işine göre ayarlanan rakamlar…
Peki, maaş nedir?
Elbette ki aylıktır. Bir aylık ücrettir.
4 kişilik bir evin, bir ay içersindeki tüm giderlerinin karşılığıdır.
Peki, bu giderlerin yıllık bir artışı var mıdır?
Evet.
Peki, bu artışlar nasıl tespit edilir?
Elbette ki, hem serbest piyasa tarafından…
Hem de yöneten siyasetler tarafından tespit edilir.
İkisinin arasındaki gerçek fark nedir?
Elbette ki, serbest piyasa, piyasanın gereçek rakamlarına göre tespit eder.
Yöneten siyasetler de kendi erkonomi politikasına göre tespit eder.
Peki, maaşlara yapılacak zamlarda hangisi esas alınmalıdır?
Elbette ki serbest piyasanın enflasyon tepiti!
Neden?
Çünkü yöneten siyasetlerin enflasyon tespit rakamları:
BİR- Önceden tahmin edilen enflasyon rakamlarına göre ayarlanır.
İKİ- Tüm maaşlara daha az zam yapılması üzerine ayarlanır.
ÜÇ- Çünkü yöneten siyasetlerin vaadi:
‘’Kimseyi enflasyona ezdirmeyeceğiz’’ üzerinedir de ondan…
Peki, hangi enflasyona?
Elbette ki, kendi tespitlerine göre ayarlanan rakamsal enflasyona…
Şu serbest piyasa ekonomisinin tespit ettiği rakamların oldukça gerisinde kalan…
Tüm maaş zammı artışları için esas alınan rakamlardır.
Tam da 15 yıldan beri uygulanan…
Tüm maaş alanları mağdur eden rakamlardır.
Yani bir aylık için verilen, ancak bir hafta bile yetmeyen maaşlar var ya;
İşte o maaşlara yapılan, enflasyon kadar zamların tespit rakamlarıdır.
Bu maaş zamlarıyla:
Piyasa fiyatları atlı… Maaşlar piyade oldu adeta.
Çünkü maaşların satın alma gücü azaldı.
Çünkü maaşla geçinenler sadakaya muhtaç hale geldi.
Ne evin mutfağına girenler karın doyuruyor.
Ne evin içinden okula gidenler para yüzü görüyor.
Görse bile, ya dolmuş içindir. Ya da bir simit için…
Yani maaşlı evlerin eğitim işi de eridi
Peki ya sosyal ihtiyaçlar…
Ya ulaşım ve iletişim ihtiyaçları…
Ya barınma, giyim ve ısınma ihtiyaçları…
Yani insanca yaşama dair ne varsa o türden ihtiyaçlar nasıl karşılanacak?
Birinci ve ikinci altı ay için verilen yüzde 3,5 zamla mı?
Ortadaki asgari ücretle mi?
İşsizlerin hali zaten perişandır. Anlatmakla bitmez!
Konumuz: Enflasyon çıtasında eriyen maaşlar üzerinedir.
Çalışanların karşısında yığın yığın duran işsizler üzerinedir.
Hem emekçilerin çoğunlukla sendikasız kalması…
Hem de susturulan pasif ve sözde sendikalara üye olması üzerinedir.
Bir sendikasızlık ve bir özgür toplu pazarlık sorunu vardır bu ülkede.
Emekçiler, bir baskı ve korku bölünmüşlüğünde…
Emekçiler, nice çağdaş haklardan yoksun bırakılmıştır bu ülkede.
İşte bu yüzdendir ki…
Artık maaşlar maaş değil, olsa olsa haftalıktır.
Bu yüzden, en kısa zamanda, piyasa ile denk düşecek maaş zamlarına ihtiyaç vardır.
Çünkü haksızlık ve hak kayıbı var.
Çünkü enfalsyon rakamlarına göre yapılan maaş zamları yüzünden:
Yoksulluk var, açlık var…
Çünkü enflasyonun rakamsal tespitleri yanlıştır,
Çünkü bu tespitlere göre verilen maaş zamları eksik ve de yetersidir.