BELEDİYE

“Mağduriyeti bitirmek Başakşehir Belediyesi’nin elinde”

6 kişinin açtığı dava sonucu mağdur edildiklerini söyleyen mülk sahiplerinin yaşadığı Ziya Gökalp Mahallesi’nin Muhtarı İhsan Koluş, gazetemize konuştu. Söz konusu davayla ilgili sorularımızı yanıtlayan Koluş, insanların mağduriyetlerinin çözümü için Başakşehir Belediyesi’ni işaret etti.

Abone Ol

25. duruşması yapılan ve kamuoyunda "İpotekli Mahalle" olarak bilinen Başakşehir Ziya Gökalp Mahallesi’nde yaklaşık bin 500 aileyi yakından ilgilendiren davada sona doğru gelindi. Dava 6 kişinin 'kayıp arsalarını bulamadığı' gerekçesiyle 2009 yılında açıldı ve bini aşkın aile 15 yıllık süreçte kendi mülklerinde işgalci durumuna düşürülerek mağdur edilmişti.

Bölgede yaşayan mülk sahipleri sorunun çözülmesini ve imarlarının verilmesini istiyorlar. Bu temelde 25. duruşması yapılan söz konusu davanın hakimi önemli bir karar alarak, eksikliklerin tamamlanmasını ve 20 Şubat 2025’deki duruşmada karar vereceğini söyledi. Davaya katılanların tamamı verdikleri sözlü savunmada 2009’da arsalarını bulamadıkları gerekçesiyle sadece 6 kişi tarafından açılan davanın reddini istediler ve imar haklarının verilmesini talep ettiler.

BİZ SORDUK MUHTAR CEVAPLADI

Konuyla ilgili Ziya Gökalp Mahalle Muhtarı İhsan Koluş’la bir sohbet gerçekleştirdik. Yaşam Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Celal Karaali’nin sorularını yanıtlayan Koluş, kendisinin de bu uzayan süreçte mağduriyetler yaşadığını söyledi. Koluş, “Mahkeme tamamen zaman kaybı, mağduriyetin çözülmesi Başakşehir Belediyesi’nin ellerinde.” dedi.

C.K- Bu konuyla ilgili sizin de görüşlerinizi almak istiyoruz. Nitekim siz de eleştiriliyorsunuz muhtar olarak olaya çok müdahil olmadığınız yönünde… Neler söylemek istersiniz?

İ.K- Benim kendim de 40-45 yıldır bu mahallede oturuyorum. Davanın içinde ben de varım. Ben hem mahallenin muhtarı hem de davalılar arasında olan biri olarak doğruları söylemek zorundayım. Dava nedeni herkesin bildiği gibi elinde tapusu olup, arsasını bulamayan 6 kişinin arsasını bulmak adına başlattığı bir hukuk mücadelesidir. Bu sorunun çözümü de mahkeme salonlarında değil belediyenin elinde. Belediye burada imar sorununu çözecek ve o altı kişinin hissesini de verecek.

“BURADAKİ DURUM İSTANBUL’A YAKIŞMIYOR”

Bu dava niye bu kadar uzadı?

Deprem oldu, pandemi oldu, ekonomik sıkıntılar oldu derken süreç uzadı.Genel anlamda bir gecikme olduğu doğrudur. Ben 40 yıldır buradayım dedim. Yarım asır yapıyor bu süre. Şimdiye kadar bir imar planı çıkmalıydı belediye meclisinden. Burası çok önemli bir yer. Olimpiyat stadı var, havalimanına yakın, organize sanayi var. Buradaki durum İstanbul’a yakışmıyor. Belediye yönetimi halkla beraber hareket edemedi, oysa sorunun çözümü öncelikle samimiyetten ve imar planlarından geçer. İmar planları da vatandaşında elini taşın altına koymasıyla mümkündür. Oysa ki an itibariyle, ne belediye bu temelde bir adım atıyor ne de vatandaş belediyeye güveniyor. Sorunumuzun güvene dayanmayan yanları çok fazla yani.

Siz de mağdur musunuz?

Ben de mağdurum evet. Burada yerim var satamıyorum mesela. Ve o altı kişininkinden daha fazla kayıp var. Burada bu sorunun çözülmesi biraz daha zaman alacak gibi.

“ADA BAZLI DEĞİL DAHA KÜÇÜK ADIMLARLA İLERLEYELİM”

Peki sizin talebiniz nedir muhtar olarak?

Kentsel dönüşümde amaç vatandaşı sıkıntıdan kurtarmaktır. Rant gözüyle bakmamak lazım. Maliyet açısından minimum çalışma yapılmalı. Ben, ada bazlı gitmeyelim, küçük küçük parça parça gidelim dedim devletin kasasından daha çok para çıkmasın diye.

“150 METRE ARSANA 150 METRE BİNA YAPIP, 100 METRE DE TAVUK KÜMESİ YAPARSAN OLMUYOR”

Herhangi bir kamu kurumu bu işin içinde olmazsa sorun çözülmez. Bazı vatandaşların evleri var 3 katlı 5 katlı. Ama tapuları yok. Kayıp arsalar da buradalar. Bazı insanların da tapusu var, evi yok. Kiminin 150 metrekare arsası var, hepsine bina yapmış ilave olarak 50-100 metrekare daha yer ayırıp kümes, depo yapmış. Burada altyapıda bulunan kanallar, tünel gibi yapılar bozuldu ve seller, taşkınlar da bu yüzden oluyor. Belediye insanları çok rahatsız etmek de istemiyor tabi siyasi açıdan. Bu da beraberinde sorunları getiriyor ve büyütüyor. Ben burada sorunun çözümünü Başakşehir Belediyesi’nde görüyorum ve eleştirim de belediyeyedir.

“ALTI KİŞİNİN TEK AVUKATTA BULUŞMASI KAFAMDA SORU İŞARETİ YARATIYOR”

Davalarda neden yoksunuz?

Aslında ilk duruşmalarda vardım ve bu sorunun mahkeme kanalıyla çözüleceğine inanmadığım için artık gitmemeye başladım. Hem neden olmayayım, ben muhtar olmakla birlikte aynı zamanda mağdurlardanım. Ancak, mahkemelere gide gele gördüm ki, bu sorunun altından mahkemeler kalkamayacak ve hakimler de sürekli bir sonraki tarih diyerek uzatıyorlar. Doğrusu, kendi adıma zaman kaybı olarak görüyorum ama giden takip eden tüm komşularımı da kutluyorum.

Ayrıca bu altı kişinin aynı avukatta birlikte hareket etmeleri kafamda bir soru işareti bırakıyor.

“SORUN İLÇE BELEDİYESİNDE BİTİYOR”

15 yıldır hem İBB hem ilçe belediyesi AK Parti’deydi, isteselerdi bu sorun çözülmez miydi?

Şimdi biz muhtarlık olarak her bilgiye sahip değiliz. Ama dediğim gibi bizim milletimiz aza kanaat getirmiyor. Ben burada bir gecekonduya 4 daire isteyen vatandaşla karşılaştım. Milletimiz biraz fedakarlık yapsaydı sorun çözülmüş olurdu. Ve olay tamamen ilçe belediyenin sorumluluğundadır. Doğrusunu söylemek gerekirse belediye imar planını verirse sorun çözülür. Mahkemelik bir durum yok.

Yetkinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilmesini doğru buluyor musunuz?

Ben buna cevap veremem. Çünkü yanlış ve eksik bilgi veririm cevap verirsem. Kişisel görüşümü söylemek isterim, bölgemizin yapıları çürük ama zeminimiz sağlam. Öncelikle buradan baktığımızda neden riskli alan ilan edildi bunu çözmek gerekiyor. Öte yandan yine diyorum, belediyenin imar planıyla çözeceği bir sorunu neden çevre ve şehircilik bakanlığına havale edersiniz? Fazıl Anıl Kılıçlı