İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında AK Parti Grup Başkanevekili Mahir Ünal'ın Cumhuriyet devrimiyle ilgili sözlerine çok sert tepki gösterdi. Ünal, "Maalesef bir kültür devrimi olarak cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir.” demişti.
Akşener, "Bu ülkenin iradesine dair bastırtamadıkları düşmanlık hissediyorlar. AK Parti’nin bir Grup Başkan Vekili’nin ibretlik sözlerinde gördük. Bu arkadaşın her cümlesi ayrı bir patolojik vaka olan açıklamasını gördük. Rezalete bakar mısın bu sözde entelektüelin hezeyan dolu tespitlerine bakar mısınız. İşte size keşke ‘Yunan kazansaydı’ diyen ucube bir zihniyetin ortaya çıkışı. Biz ezelden beri Türkçe konuşuyoruz muhterem, yani cumhuriyet ile birlikte bizim dilimiz değişmedi. Sadece alfabemiz değişti, kültürümüzün gelişimindeki en önemli adımlardan biri oldu. Bir vekile anlatmak zorunda kaldığım için utanç duyuyorum." dedi.
“O SENİN, KAPASİTE PROBLEMİN”
İYİ Parti lideri Akşener sözlerine şöyle devam etti;
"Bu düpedüz patolojik bir Cumhuriyet düşmanlığına kılıf uydurtmaktır. Türkçe düşünemiyor musun? O senin kapasite problemin. En küçük bir düşünme yetisine sahip oldunuz da Türkçe mi size engel oldu. Yuh olsun, yazıklar olsun. 20 yıl boyunca yapamadıklarını gider ayak yapmak için çabalıyorlar. Ancak; Cumhuriyeti kuranları kötüleyip, vatanı satanları yüceltenlerin, hürriyetin tarihini beğenmeyip, istibdatın tarihini yazma heveslerinin ardında ne yattığını da, çok iyi biliyoruz. Onların sahip olmayı düşledikleri o düşünce setinin; Cumhuriyet düşmanı, Atatürk düşmanı, Türkçe düşmanı, Türk düşmanı, ve öz kültürüne yabancı, gayri milli bir düşünce seti olduğunu da, çok, ama çok iyi biliyoruz. İşte o nedenle, aslında bugünkü mücadele; Ak Parti ve İYİ Parti mücadelesi değildir. Bugünkü mücadele; Vahdettin'in gemisine binenlerle, Mustafa Kemal'in büyük vizyonunun, peşinden gidenlerin mücadelesidir. Ve bizler, dimdik ayakta oldukça, kirli amaçlarına asla ulaşamayacaklar! Hürriyetine aşık aziz Türk milletine, asla diz çöktüremeyecekler!
Bu kadar açık, bu kadar net. Hep söylüyorum: Bu bir zihniyet meselesi. Uçurumun kenarındaki, yıkık bir ülkede, türlü düşmanlarla ve kanlı boğuşmalarla mücadele ederek, milletimizin emrinde kurulan devletimiz;
Ne yazık ki bugün; Partili Cumhurbaşkanlığı denilen, ucube bir sistem yüzünden; Milletimizi, emir eri gibi gören bir zihniyetin, tahakkümü altında. Bu tahakkümün, belki de en acı sonuçlarından biri; “Devlet milletindir!” düsturuyla inşa edilen geleneğimizin, “Devlet benim!” şımarıklığına, terk edilmesiniz."
ÜNAL: CUMHURİYET BİZİM DİLİMİZİ, DÜŞÜNMEMİZİ YOK ETMİŞTİR
‘Bir Kitap Okudum’ isimli etkinlikte gençlerle buluşan AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal “Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye'de yaşanmıştır. Mesela Fransız Devrimi her şeyi yıkmıştır ama lügate yani dile dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi MAO'nun Çin'de yaptığı kültürel devrimdir ve o da dile dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir.”
BAHÇELİ DE TEPKİ GÖSTERMİŞTİ
Cumhur İttifakı ortağı olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de partisinin grup toplantısında Ünal'a tepki göstermişti. Bahçeli şöyle konuştu;
"Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarını şuurla idrak edemeyenler için hataya düşmek, çelişkide bocalamak, değişime ve gelişime direnç göstermek kaçınılmazdır. Bizim tarih anlayışımız devrevi, coğrafya algımız dönemsel değildir. Tarih ve coğrafyaya baktığımızda gördüğümüz dağınık parçalardan, birbirinden kopuk paydalardan müteşekkil bir yapı da değildir.
Tarih birdir ve bütündür, adı da Türk tarihidir. Coğrafya birdir ve bellidir, adı da Türk vatanıdır. Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıllık Türk tarihinin ana güzergâhından kategorik bir kopuş, kesif bir ayrılış, keskin bir sapış olarak görülemeyecek, asla gösterilemeyecektir. Yani Cumhuriyet şerefli geçmişimizin bir antitezi değildir.
Cumhuriyet'in Türk kültürüne, Türk diline, düşünme setlerimize zarar verdiğini iddia edenler talihsiz, tarifsiz ve temelsiz bir yanlışın pençesindedir. Önyargıların hükmüyle, ideolojik katılıklarla Cumhuriyet'in anlaşılması ve anlatılması mümkün değildir.
Bugünkü Türkçe'mizle düşünce oluşturamayacağımızı söylemek gerçekleri çarpıtmaktır, nesnel gelişmelere aykırıdır, dilimizi karalamaktır, nihayetinde özgüven eksikliğidir."