Yıllardır dizi seyretmeyen biri olarak, sosyal çevrelerde sıkça adını duyduğum bir diziyi merakımdan izlemeye başladım.Masumlar Apartmanı..
Son dönemde, kitapları ses getiren dizilere dönüştürülen Dr.Gülseren Budayıcıoğlu'nun "Madalyonun İçi"adlı romanından uyarlanan bu dizi ile ilk tanıştığım gün, mekanlar, oyuncular, teknik açıdan farklı bir konu işleyen, başarılı bir yapım gibi geldi.Evet, dikkat çekici, ezber bozan bir dokusu vardı.
İkinci ve daha sonraki birkaç bölüm itibariyle dizide toplum sağlığını negatif yönde etkileyebilecek, olasılıktan çıkıp maksadını aşarak, obsesyon vakalarını arttırabilecek sahnelerle dolu olduğunu gördüm.
Ebeveynleri ruh sağlıkçısı olan ve bu sebeple çocukluğundan bu yana ruh ve sinir hastası vakaları yakından gözlemlemiş biriyim.Birçok 'psikasteni' hastası gördüm.Aralarında kağıt paraları yıkayıp mandalla asarak kurutan, bir günün yarıdan fazlasını musluk başında el yıkayarak geçiren, toz çamaşır deterjanı ile banyo yapan, bakteri bulaşır korkusuyla kapı kollarını bile tutamayan hastalar vardı.
Yüzyılımızın vebası kovid 19 virüsü, hayatımızın orta yerine pimi çekilmiş bomba gibi düştü.Önlemler, tedbirler, hijyen ve mesafe kuralları ile çevrili bir yaşamı yaşamak durumundayız.Pandemi sürecinde bu tür rahatsızlığı olanların durumunu merak ediyorum.Normal zamanlarda bile mikrop, akar, bakteri, virüs vs. den dolayı ruh sağlığını tamamen yitirmiş bu insanların, bu süreçte yepyeni ve herkesin varlığını kabul ettiği bir düşmanla mücadelelerini tahmin etmek zor değil.
Masumlar Apartmanı dizisinin bu tür hastalıklara meyli olanlarda yaratabileceği, hastalıkların açığa çıkması ve ilerlemesinde tetikleyici bir unsur olabileceği kanaatindeyim.Keza normal insanların bile etkilenebileceği travmatik bir senaryo söz konusu.
Yakında kolonya ile ağzını çalkalayan, evin içinde galoş, bone ve tıbbi eldiven ile dolaşan ve hatta zaruri ihtiyaçlarını karşılamak için bile evinden dışarı çıkamayan insanlarla karşılaşmamız olası görünüyor.
Bilge MERCANER