Sustukça sıra kendilerine geldi!
Demokrasi ve adaletin günden güne erimesine hep susarak seyirci kaldılar!
Sadece sıra kendilerine geldiğinde sesleri çıktı.
Sadece tapandan yükselen sese bir anlık görüntü olsun diye sesleri çıktı.
Kimlerin mi?
Elbette ki, 12 Eylül darbeli yasayla ‘MİLLİ TİP SENDİKACILIK’ plakasını takan kimi sendika ağalarının…
Bu Milli Tip plakayla: Öz teşkilatları içinde nice entrika, nice kumpas ve ayak oyunlarıyla her genel kurulda seçilerek, koltuklarını koruyanların…
Eski bir ceketle geldikleri sendika yönetiminde:
Lüks arabalara, villa tipi evlere, bol sıfırlı paralara konana nice sendika ağalarının…
Yozgat’ı görüp bilmeden, sendika parasıyla nice okyanus ötesi ülkeleri gezenlerin…
Yıllar sonra sendikadan emekli olduklarında, sadece parmaklarını değil…
Her bir yanlarını emekçilerin alın teriyle ödediği aidatlarla yalayarak gidenlerin…
Kısacası, son 40 yıl içinde gelip giden kimi sendika ağalarının…
Elbette ki, son 18 yılda demokrasi ve hukukun budanmasına seyirci kalarak:
Sıra kendilerine geldiğinde ‘EYVAH’ diyerek, havaya fırlayanların…
AKP dönemiyle başlayan dayanılmaz sessizliğidir; MİLLİ TİP SESSİZLİK! AKP iktidarı döneminde önce bu Milli Tip Sendika ağaları sustu…
Sonra da yanlı ve de yandaş medya sustu!
Yanlı medya, en son olarak Berat Albayrak’ın istifasında bir kez daha sustu!
Hem de ne susuş… Gazeteci olan gerçek gazetecileri utandıran cinsten…
Türk medyasını, son yüz yılın en karanlık köşesine oturtan cinstendi!
MİLLİ TİP sendikacıların ülkede olup bitenlere seyirci kalmasına:
Uyur gezer ve de yan gel yat-iş sendikacılık denir!
AKP iktidarı döneminde nice kumpaslarla nice kurum ve kişilere darbeler indi;
Ancak MİLLİ TİP sendika ağalarından ses yok…
Demokrasi, adalet, eğitim ve ekonomi: En orta yerlerinden çatır çatır çatladı.
Yine bu ağalar sustu!
Yanlış Suriye siyasetiyle oradan gelen 5 Milyon insan, ülkemizin temelini sarsarak, en çok da emek dünyamızı silip süpürdü.
Yine bu MİLLİ TİP ağalar sustu!
Siyasi Partiler, Sendikalar, Barolar, Türk Tabipler Birliği, Odalar ve daha nice
demokratik kitle örgütlerinin tepesine tepesine balyoz yiyerek, siyasal ve de hukuksal kumpasların oyuncağı oldular.
Yine MİLLİ TİP sendika ağaları sustu.
Çalışan ve çalışmayan emekli tüm emekçilere, her 6 ayda bir piyasa enflasyonun kat be kat altında ücret verildi.
Asgari ücret tespitinde iktidar ne dediyse o oldu.
Paket paket çıkan yasalarla emekçilerin nice kazanılmış hakları tek tek yolundu.
Bu MİLLİ TİP ağalar yine sustu.
Bugünün piyasasına göre Türk emek dünyasının ortalama ücreti 8 Bin TL. olması gerekirken; Ayda 1000 TL civarında alan çalışan ya da emekli emekçilerimiz…
Elbette ki, geleceğimiz olan nice okumuş veya okumamış gençlerimiz vardır!
Tamamı işsiz… Çoğunluğu bin ya da bin 500 TL. aylık ücrete hasret kalan yurttaşlarımız vardır!
Neden?
Çünkü emek dünyamızın yöneticileri, yani MİLİ TİP sendika ağaları…
18 yıldan beri, ne örgütlenme hakkına…
Ne Toplu İŞ Sözleşmesi ve Grev hakkına…
Ne de altımızdan kayıp giden nice demokratik ve de yasal haklara sahip çıktılar!
Bu MİLLİ TİP ağalar sustukça… Emek dünyası karardı.
Bu ağaların tuzu kuru, elleri yağlı ballıydı elbette!
Onlara dokunmayanlar bin yaşasın!
Onları genel kurulda seçen bölük pörçük ve de ürkek delegeler bin yaşasın!
Yetmez! Elbette ki onlara bu tatlı ağalığı tepside sunan darbeli MİLLİ TİP yasalar çok yaşasın!
Kendileri sendika sendika ağa… Emekçiler de son yüz yılın kölesi…
Bir bu profesyonel ağaların ortalama ücretine bakmalı…
Bir de asgari ücretliler başta olmak üzere, emekli ve çalışan emekçilerin ortalama ücretine bakmalı!..
Sahi, bu suskun MİLLİ TİP sendika ağaları, gerçekten bu ülkede mi yaşıyorlar?
Yoksa bir pembe atmosferli başka gezegende mi?
Ülkenin tüm çağdaş kazanımları tek tek elden gitti; Bunlar ise sustu!
Bir tabela altında sadece görüntüleri var o kadar!
Bir bu ağaların suskunluğu…
Bir de yanlı ve yağlı medyanın suskunluğu bu memlekete en çok zarar verdi!
Çünkü emek dünyamız MİLLİ TİP SENDİKA ağalığına!..
Medyamız da bir dayanılmaz siyasal yalakalığa mahkûm edildi!
Sözümüz: İşini yapan dürüst bazı sendikacılarla…
Memleketini özünden çok seven, onurlu gerçek gazetecilere değildir elbette!
Herkes kendini bilir!