Yazıya eski bir hikayeyle başlamak istiyorum. Yıl 2007 Iğdır’da lise öğrencisi olduğum zamanlarda açıkçası aklımın pek ermediği bir evrede Türkiye yine seçime gidiyordu. 2007 genel seçimlerinin özellikle Iğdır’daki anatomisini çıkardığınızda Türk siyasetinin özetini karşınızda bulabilirsiniz.
Anlatacağım hikaye trajikomiktir ve ne yazık ki şu an benzer bir tabloyu büyük ölçekli şekilde Türkiye geneli 2023 seçimlerinde karşımızda görme ihtimalimiz yüksek.
Her neyse başlayalım; 2007 genel seçimlerinde Iğdır’da kağıt üstünde üç milletvekili yarıştı.
Bir... Kürtlerin adayı Pervin Buldan
İki... AK Parti’nin adayı Ali Güner
Üç... MHP’nin adayı Abbas Bozyel
Ancak denkleme dahil olan eski MHP Iğdır İl Başkanı Nevzat Aras, bağımsız milletvekili adayı olarak seçime girme kararı aldı.
Aras ailesini tüm Iğdırlılar tanır, nüfuzlu bir ailedir ve Iğdır’da tamamen, dışında ise nispeten sözleri geçer. Ailenin en önemli ismi denebilecek Nurettin Aras, MHP’den yıllarca Iğdır Belediye Başkanlığı ve sonrasında AK Parti’den Milletvekilliği görevleri de yapmış bir şahsiyettir.
Hikayemiz şu ki; milliyetçi taban seçimlerde sürekli bir bölünme eğilimindedir. Ne çelişki ama değil mi, birlik ve beraberlikten en çok dem vuran insanların seçim zamanlarında kutuplaşıp bölünmeleri.
Aras ailesi, MHP yönetimi içinde yıllarca hizmet etmiş, Iğdır’da MHP’nin adeta ‘yüzü’ haline gelmişlerdi. 2007’de Abbas Bozyel’in adaylığına karşı çıkarak bağımsız aday (Nevzat Aras) çıkardılar ve seçimlerde Azeri kökenli oyların bölünmesine yol açtılar. Azeri nüfusu yıllardır MHP’ye oy vermiş, AK Parti’ye çok az bir oran geçmiştir. Öyle ki AK Parti yıllarca Türkiye’nin tamamında sadece Iğdır’da üçüncü parti olmuştur. Geri kalan her şehirde ya bir ya ikinci sırada olan AK Parti, Iğdır’da yıllarca üçüncü parti olmuştur. Iğdır’daki bu hikayenin trajik sonu işte böyledir; 2007 yılındaki seçimde bağımsız aday Nevzat Aras ile Azeri oyları bölününce, yani bir kısım MHP’ye, bir kısım AK Parti’ye bir kısım da bağımsız aday Nevzat Aras’a yönelince Kürtlerin adayı Iğdırlı bile olmayan aslen Hakkarili olan Pervin Buldan, Iğdır’da seçimi birinci tamamlayarak Meclis’e gitti. İkinci ise AK Partili Ali Güner oldu. Bu seçim Iğdır için bir milat oldu ve 2009 yılındaki yerel seçimlerde de aynı şekilde Iğdır Belediyesi Kürtlerin yönetimine geçti.
Kendisini Milliyetçi olarak tanımlayan, her fırsatta birlik ve beraberlik mesajı verenler iki seçim üst üste sonucu açık bir şekilde doğru tahmin ederek birleş(e)mediler ve o çok korktukları senaryoyu (Kürtlerin yönetimi ele geçirmesi) sadece seyrettiler.
Burada bir parantez açarak, yanlış anlaşılmanın önüne de geçmek adına Iğdır’ı yöneten Kürt yönetimden asla rahatsız değilim ve olmadım bilakis çok hayırlı olduğunu da düşünüyorum şehir adına.
Şimdi... Gelelim içinde bulunduğumuz 2023 seçimlerine. Iğdır’da bölünüp iktidarı Kürtlere devreden zihniyet bugün yine iş başında görünüyor.
Millet İttifakı’nın ortak adayı CHP lideri Kılıçdaroğlu’na -tıpkı AK Parti gibi düşünüp HDP’ye imtiyazlar tanıyacağı gerekçesiyle- oy vermeyeceğini söyleyen “milliyetçi” cephe, kendi adayı Sinan Oğan’ı çıkarttı. Ne tesadüftür ki Sinan Oğan da Iğdırlı bir siyasetçidir. Sinan Oğan’a oy verecekler doğal olarak Kılıçdaroğlu’na vermeyecek. AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise zaten kemikleşmiş bir oyu var ve devletin tüm imkanlarına sahip aynı zamanda çok deneyimli bir siyasetçi olarak bu şekilde bölünen bir muhalefet karşısında seçimi kaybetme ve kazanma olasılıklarını sizin takdirinize bırakıyorum.
Milliyetçilerin “Millet İttifakı HDP’ye imtiyazlar verecek, bu yüzden kendi adayımızı çıkartıyoruz” söylemi, ne kadar doğrudur?
HDP en fazla yüzde 10 alarak, Yüzde 50-60 aralığında görünen Millet İttifakı içinde ne kadar imtiyaz sahibi olabilir?
Sinan Oğan’ı aday çıkartan milliyetçi kesim, neden tamamen AK Parti’nin söylemiyle hareket edip HDP’yi Millet İttifakı içinde lanse etmektedir?
Peki tamam diyelim ki HDP Millet İttifakı içinde. Yüzde 10’luk bir HDP, Millet İttifakı’nın geriye kalan yüzde 50’sine her istediğini nasıl yaptırabilir ki?
Cumhuriyetin “yılmaz bekçileri” sadece Sinan Oğan’a oy verecek olan milliyetçi kesim midir? Bu zihniyetle, “vatanı en çok seven ve savunan biziz” deyip Millet İttifakı’nın büyük bir bölümüne adeta hakaret etmiş olmuyor musunuz?
Ben bu tabloyu başlığımda da kullandığım gibi “Erdoğan’ın imdadına yetişen milliyetçiler” olarak okuyorum. Ve 2007 yılında Iğdır’da tanık olduğum seçime çok benzetiyorum.
Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi, Başkanlık veya Türk Tipi Başkanlık, ne derseniz deyin, ben bu rejimden ülkemin kurtulmasını istiyorum. Ama görüyorum ki kişisel egolar, bilinçsizlik veya bilinçli, planlı organizasyonlar ile sistemin devam etmesi için bir çaba var.
Yakın tarihimizin en önemli siyasi figürlerinden Süleyman Demirel’in bir sözü olduğu rivayet edilir. 15 yıldır kendi çapımda siyasette takip ettiğim her şeyi özetleyen o söz şöyle;
“Siyaseti Iğdır’da yoldan geçen bir adama sorun”
Hakkımızda hayırlısı...