TÜRKİYE' DE SİYASAL GÜVENSİZLİK

Abone Ol

Uluslararası Stratejik Araştırma, Eğitim ve Danışmanlık Merkezi (USADEM)' in geçtiğimiz günlerde yaptığı araştırmada, Türk halkının siyasete ve siyasetçilere güveninin gittikçe azaldığı ortaya çıktı.Bu elbette ki yeni bir durum değil. Her dönem ya da seçim öncesi dönemlerde yapılan araştırma konularından biridir bu güven meselesi.. Yapılan bu araştırmada en güvenilir kurumların başında ordunun geldiği, bunu cumhurbaşkanlığı, üniversiteler, yargı ve sivil toplum kuruluşlarının takip ettiği görülüyor. Aslında dünya geneline baktığımızda da bu durum bizimkinden farklı bir konumda değil.Politikacılar en güvenilir meslekler sıralamasında çoğunlukla son sıralarda yer alıyor.Demokratik sistemlerin sağlam, etkin ve kalıcı olmasını sağlayan önemli etkenlerden biri toplumsal güvendir. Bu güven de toplumsal bağların ve toplum içi dayanışmanın gelişmesine yardım eder. Demokrasiye olan bağlılığı artırarak demokratik sistemin kalıcılığını sağlamlaştırır. Türk halkının önemli bir kesimi kendi siyasal görüşünü paylaşmayan siyasetçileri dürüst ve güvenilir bulmamakta.Siyasal kutuplaşma toplumsal kamplaşmayı getiriyor maalesef..Siyasi partiler arasında yaşanan iletişimsizlik de insanların hayatlarına yansıyor. Ama özellikle ekonomik sıkıntıların ön planda olduğu bu dönemde artık toplum geneli kendi siyasi partisinin ilke ve görüşlerinin uygulamaya geçtiğini görmek istemekten ziyade artık birileri iş yapsın, acil ve kalıcı çözümler üretsin beklentisinde.Toplumda oluşan bu siyasi güvensizliğin en temel sebebi ise bireysel menfaatlerin ön planda tutulması, devletin ve toplumun geneline değil kendi tabanına fayda sağlayacak politikaların üretilmesi, liyakatsiz görevlendirmeler ve siyasi kayırmalardır. Siyasetçi öncelikle halka hizmet için ve halkın çıkarlarını korumak için siyaset yaptığına ikna etmeli insanları.Diğer siyasetçileri, partileri kötülemek üzerinden yapılan siyaset, güvensizliği daha da büyütüyor. Çok sık değişen söylemler, zamanın ruhuna göre alınan tavırlar, fırsatçılık gibi durumlar da bu güvensizliği artırıyor.Siyasete güven için siyasetçi sözünü tutmalı ve elbette ki ülke şeffaf yönetilmeli, siyasilerin yaptıkları yanlışların da hesap verilebilir olması gerekmektedir. Çünkü halk siyasetçileri ve siyasi partileri kendi temsilcisi olarak, sorunlarını dile getirebilecek yapılar olarak görmektedir. Düzenin işlemeyişinden de onları sorumlu tutmaktadır.İnsanlar artık mevcut sorunların çözümünü istiyor.İnsanca, hakça, eşitlik içinde, demokrasiyle yaşayabileceği bir sistem istiyor...