Tarih bilgisi kıt kanaat olanlar bile bilir: Ezelden beri Rus imparatorluk ve devletleri ile çıkarlarımız hiç ortak olmamış. Hep savaşlar hep çatışma ve toprak kavgaları...
Rusların sıcak denizlere inmek için fırsat kolladığı babalarımız zamanından beri hep anlatılır. Biz buna hiç müsaade etmemişiz, yüzümüz hep Batı'ya dönük olmuş. Gerek Türk dünyası adına gerekse İslam alemi adına hep örnek ülke olarak anılmışız. Şahsen fikrim şudur ki Türklüğün de İslam’ında en güzel yaşandığı örnek ülke. Her şeye rağmen hala Türkiye’dir.
Bugün ne değişti de biz Rusya yanlısı olduk? Geçmiş hükümetlerin Avrupa ve ABD ile yaşadığı sıkıntılardan daha farklı ne oldu da ‘ya arkadaş artık bu Batılı Devletler ile yürümüyor hadi biraz da Rusya ile şansımızı deneyelim’ dedik? Bu gerçekten bu şekilde yapılabiliyor mu? Bir ülkenin yüz yıla yakın dönemde benimsediği dış politik kavram ve stratejiler altı ayda 360 derece değiştirilebiliyor mu? Küresel bir savaş çıktı ve mecburen taraf mı olduk? Elbette ki hayır!
Rusya hiçbir dönem dostumuz ve müttefikimiz olmamış, dünya savaşlarında bile hiç Rusya ile ittifak yapmayı düşünmemişiz.
Bugün ne oldu da biz Rus yanlısı, Putin yanlısı olduk? Doğru, haklı ve gelecek vadeden tarafta olduğumuza emin miyiz?
Bugün aldığımız kararlar ve uyguladığımız stratejiler bizi Rusya’nın hamiliğini kabul etmiş bir görüntüye sokuyor. Şunu iyi tahlil etmemiz gerekir ki Rusya ile hareket eden hiçbir ülke abat olmamıştır.
Hegemonyası altındaki Türk devletlerinden hangisine demokrasi, özgürlük, insan hakları gibi evrensel değerlerde katkı sağlamış? Bilim, teknoloji transferi gibi inovatif katkılar zaten yok!
Bilakis dokunduğu ülkelerin otoriter yönetim anlayışları ortada, yer altı zenginlik kaynaklarına bağımlı sürdürülemez ekonomik modellere mahkûm kalmışlar.
Rusya’nın Türk devletlerine hükmetme dönemi artık bitmelidir!
Sonu gelmiş Rus hakimiyetinin değirmenine su taşımayı ülkem adına anlamlandıramıyorum.
Komşu devletler olmamızı ve coğrafi paydaşlık özelliğimizi bir kenara koyuyorum. Ortak tarihimiz, kan ve kültür bağımız hasebi ile artık modern Türk birliği sağlanmalıdır.
Model tartışılabilir. Ekonomik, siyasi ya da kültürel olmasından ziyade ‘ortak akıl, ortak güç’ prensibi ile Global sahnede sözü olan, sözü geçen bir yapı haline gelmesi elzemdir.
Bugünkü ‘ Türk birlikteliğini sağladık.’ söylemlerinin siyasi söylem ve ‘Gaz Alma’ dan öteye geçmediği ortadadır.
Tek örnek vereyim: Doğu Türkistan’daki soykırıma ses çıkaran Türkiye dahil bir tane Türk devleti oldu mu? Olamaz!
Sebep odur ki kuyruklarından hepsi bir şekilde Rusya’ya bağlı. Çin konusunu hiç mevzubahse gerek yok zira son dönemde Türk devletleri üzerinde uyguladığı ekonomik ve siyasi sömürüyü anlatmaya gerek bile yok.
Sözün özü, Türk devletlerinin bir araya geldiği yerde ortak dil Rusçaysa kimse Türk dünyası martavalları okumamalıdır. Bir ulusun, bir kültürün asimile edilerek sessizce yok edilmesi önce o ulusların mensupları tarafından reddedilmelidir.
Reçete kolay ve meşrudur.
Dünyadaki ekonomik, siyasi, kültürel ve en önemlisi hukuksal değerler ortadadır. Bunları benimsemiş ve bir tık yukarı taşımış bir Türk dünyası bu coğrafyanın kaderini rahatlıkla değiştirir.
Soru şu: Bunu istiyor muyuz?..