2020’ye deyim yerindeyse felaketlerle başladık. Üst üste gelen depremler, sel felaketleri ve bunların neden olduğu yüzlerce can kaybına birde sınır ötesi harekatta şehitlerimiz eklendi. Son olarak dünyayı kasıp kavuran Korona virüs eklendi. Ama birilerinin gözü ne paradan yana doyuyor ne de ölüm var kapımızda, azıcıkta öteki tarafı düşün uyarıları işe yarıyor. Bunun için diyorum ki ulan para sen ne menem bir şeysin. Banka kasaları doluyor, evdeki kasalar doluyor, evde boş yer kalmadı denecek kadar her yer para ama yine de insanın gözü doymuyor. Bunun için diyorum ki Ulan para sen ne menem bir şeysin.
ÖLÜMLER ÇEŞİT ÇEŞİT SIRA SIRA KAPIDA
Bir tarafta İstanbul’da olası büyük Marmara depremi kapımızda. Vurduğu an, Allah korusun ülke çökecek hale gelir. Ama Devlet büyüklerimiz görmüyor- duymuyor. Çığ felaketi, sel felaketi onlarca cana mal oldu, yenilerinin gelmemesi için hiçbir çalışmamız yok ama devlet büyüklerimiz başka şeylerin derdinde. Ve dünyayı eve hapseden Korona virüsü onlarca can aldı, nerede başlayıp nerede biteceği belli olmayan bu bela da kapımızdayken devlet büyüklerimiz hala başka şeylerin derdinde. Binlerce insanımızın Deprem ve Korona nedeniyle can vereceği gerçeği ortada iken ve bu belalara çözüm bulunması gerekirken devlet büyüklerimiz Kanal İstanbul derdinde. Yaaa arkadaş Korona ve Deprem gibi binlerce insanın hayatı söz konusuyken varsa paran buralara harcasana. Nedir bu rant doyumsuzluğu. Bunun için diyorum ki Ulan para sen ne menem bir şeysin. Her yeri doldurdun ama GÖZLERİ dolduramadın.
Türkiye’nin ve 83 milyon ( Suriyeliler hariç) Türk halkının yararına olmayan Kanal İstanbul’a hayır diyorum. Önceliğimiz Korona virüs ve Deprem olmalı. Önceliğimiz insan ve insan hayatı olmalı…