Yanlış üstüne yanlış...
Millet, Devlet ve Memleketi temelinden sarsan nice yanlışlar zinciri...
Türkiye her alanda nice dayanılmaz sorunlarla karşı karşıya...
Bir umutsuzluk ve de mutsuzluk zinciridir bu yanlışlar zinciri...
Öyle bir zincir ki, günden güne insanlık onurunu yaralamakta...
Günden güne yükselen haklı çığlıklar, yurtta ve dünyada yankılanmaktadır.
Çünkü insanca yaşama dair ne varsa, tek tek yok olup gidiyor ülke topraklarında.
İşte böyle bir ülkede vatandaş olup, kasa ve koltuk sevdalısı nice parmak yalayanların utanç verici duruşuna tanık olmak öyle bir zor ki...
Millet günden güne yoksulluk çemberinde yaşam savaşı verirken...
Millet günden güne adalet için yollarda yürürken...
Ülke geleceğini düşünerek: ''Bu nasıl bir Milli Eğitim Sistemi'' deyip sesini yükseltirken...
Ülkenin her arazisinden nice haksızlıklar mavi kubbeye yazılırken...
İnsan olup, insan gibi düşünerek, insanlığa yapılan nice yanlışlara seyirci kalmak öyle bir zor ki...
Hele hele gözler önünde oyalanan bir halk varsa...
Hele hele halkın can alıcı gerçekleri dururken...
Nice ilgisiz gündemlerle orta yerde sözde siyaset yapanları görmek öyle bir zor ki...
Bu halkın gündüzü adeta geceye...
Geleceği de çözümü çok uzaklarda olan bir bilmeceye döndükçe...
Oturup da bir saf insan beklentisiyle nefes olmak öyle bir zor ki...
Oysa yıllar önce ne kadar mutluydu halkımız.
Ülkede sevgi ve saygı vardı. Devlet adamına ve devletin şefkatine bir siyaset üstü güven vardı.
O günlerde emek dünyası ve emekçiler hiç bu kadar yaşamın yaralayan manzarasına tanık olmadı.
Çiftçiler tarlada... İşçiler fabrikada... Öğrenciler okulda... Adalet arayanlar da haklı oldukları her alanda mutlu ve umutluydu.
Oysa bugün, Cumhuriyetimizin 100. yılını geride bırakıp yeni bir yüz yıla başlarken:
Yurtta mutsuz ve de umutsuz bir halk olduk.
Dünyada en geri kalmış ülkelerin bile gerisinde yer aldık.
Böylesine dayanılmaz yanlışlar zincirinin halka halka soluk kestiği bir dönemde yaşamak öyle bir zor ki...
İnsan insan utanıyoruz!..
Yurttaş yurttaş utanıyoruz!..
Çünkü bal tutup parmak yalayan nice duyarsızların utanç verici duruşlarını görmek öyle bir zor geliyor ki...
Ülkede A'dan Z'ye ne varsa işler yolunda gitmiyor!
Nedendir bilinmez: Milletin karnını doyuracak ne varsa onların tamamı tek tek yok edildi.
Şehit kanıyla yıkanan vatan topraklarımıza elinde kazmalarla dalarak, kimyasal madde kullanıp maden arayanların vatan toprağımızın en güzel yerlerine vurduğu darbeleri görmek... Yüz binlerce gözü doymaz yabancı ve yerliye: ''Git istediğin yeri kaz oralarda ne istersen ara bul işte sana ruhsat'' diyenlerin
bu ülkenin doğasına ne kadar zarar verdiklerini, nasıl da ihanet ettiklerini görüp bilmek öyle bir zor ki...
Ekonomi dedikleri, yoksullaşan halkın çokluğuyla iflas etti.
Eğitim dedikleri, ortaya koydukları istemle geri gitti.
Zaten işin içine giren siyaset yüzünden adalete olan güven de bitti.
İşte siyasal yanlışlar zincirinin, bir milleti, bir devleti ve de bir memeleketi getirdiği dayanılmaz nokta.
Bunca yanlışa ve başarısızlığa rağmen:
Sanki zafer kazanmışlar edasıyla seslerini yükseltip, daha da derin yanlışlar yaparak, sağa sola böbürlenmelerini görmek öyle bir zor ki...
Ne diyelim: Yanlışlar zincirinden sızan balı yalayanların suskun ve sessizliğini de yazacaktır tarih.
İşte o tarihi okuyacak nesiller için, bu günleri anlamak öyle zor ki...