Bulgaristan göçmeni bir ailenin üçüncü evladı olan CHP Küçükçekmece Belediye Meclis Üyesi Gökhan Aygün, 2024 yerel seçimleri için yeniden aday adayı oldu.
Küçükçekmece’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri ola Trakya Rumeli Balkanlar Gönül Birliği Dernekleri Platformu’nun uzun dönem başkanlığını da yürütmüş olan Aygün, Küçükçekmece’de Trakyalılar ve Balkan göçmenlerinin yoğun yaşadığını ve yerel seçimler için belirleyici oranda yüksek oy potansiyelleri olduğunun altını çizdi.
Millet İttifakı tarafından kazanılan 2019 yerel seçimleriyle 2024’te yapılacak seçimi de kıyaslayan Gökhan Aygün, “Daha çok çalışmamız gerekiyor ancak partilerin bir işbirliği olmazsa bile 5 yıllık icraatlarımız bize (CHP) bu seçimi de kazandıracaktır.” dedi.
“SÖZLERİMİZİ YÜZDE 90 ORANINDA TUTTUK”
C.K: 5 yılı değerlendirelim mi?
G.A: Küçükçekmece’yi Küçükçekmecelilerle Küçükçekmece’den yöneteceğiz iddiasıyla burada seçimlere girdik ve kazandık. Biz burada yine çoğunlukla Küçükçekmecelilerle bir yönetim gerçekleştiriyoruz ancak tabi ki Başkanımız Kemal Çebi’nin de dediği gibi “Taş üstüne taş koyan kim varsa Allah razı olsun” anlayışıyla Küçükçekmeceli olmayan ama hizmet eden kim varsa birlikte çalışıyoruz. 15 yıllık bir AK Parti yönetiminin ardından, doğru belirlenmiş bir kadroyla tamamen halka hizmete dayalı bir yönetim biçimi sergiledik. Öncelikle belediyedeki yapıyı tanıma süreci geçirdik. Bizim şuraya bu binayı yapacağız, oraya bu binayı yapacağız gibi bir vaadimiz yoktu. Biz öncelikle mevcudu koruyup vatandaşın istek ve taleplerine göre projeleri nasıl yönetebiliriz buna baktık. Verdiğimiz sözleri de yüzde 90 oranında tamamladık. Küçükçekmece halkının tüm istek ve taleplerini dinledik. Tabi makul ve bütçenin el verdiği şekliyle de bunları gerçekleştirdik.
5 yıllık görev süremizde pandemi de atlattık. Çok ciddi değişik alanlara da yönelmek zorunda kaldık. Elimizdeki tüm imkanları ve devletin de tüm imkanlarını bu yönde zorladık. Vatandaşın belini büken ekonomik krize rağmen biz çalışanlarımıza asgari ücretin üstünde maaşlar verdik. Vatandaşımıza da maddi hiçbir destekten kaçınmadık.
“GÖÇMENLER KÜÇÜKÇEKMECE’NİN 3’TE 1’İNİ OLUŞTURUYOR”
C.K: Platformunuzdan da bahsedelim…
G.A: STK’lar siyaset üstüdür. Siyaset onları değil, STK’lar siyaseti yönlendirmelidir. STK’ların görevi vatandaşın sorunlarını dinleyip yetkililere ulaştırmaktır. Burada sadece seçmen nüfusu olarak yüzde 30 potansiyelimiz var. Göçmen nüfusunun tüm siyasi partileri dinleyerek doğru karar vereceğine inanıyorum ama tabi ki gönlüm Cumhuriyet Halk Partisi’nden yana.
C.K: Bu kitle size neden bir daha oy versin?
G.A: İnsanımız yöneten kişinin kendi içinden çıkmasını ister. Yarın derdini daha rahat anlatacağını düşündüğü için kendi yöresinden birisini o koltukta görmek istiyor. Yaptığımız hizmetlerin bir üstünü yapmak için vatandaşımızın oyunu istiyoruz. Kırdığımız, üzdüğümüz varsa bu kırgınlıklar için de özür dileyeceğiz ve yaptıklarımızı da anlatarak tekrar oy veren, oy kullanan herkesin oyuna talibiz. Sıkı bir çalışma sürecine giriyoruz.
“İŞBİRLİĞİ OLMASA DA İCRAATLARIMIZ BİZE KAZANDIRACAKTIR”
C.K: ‘İYİ Parti ile HEDEP kendi adayımızı çıkarıyoruz’ dediler. Bu durum nasıl bir sonuç ortaya koyacak?
G.A: Yerel seçimlerin dinamiği genel seçimlere göre farklıdır. Tüm siyasi partiler kendi ideolojileri, logoları olan kurumsal yapılardır ancak seçmen herkesin seçmenidir. Bizim görevimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan, ülkenin birliğini ve huzurunu isteyen tüm seçmenlerin isteyeceği çalışmalar yapmak. Türkiye’de siyaset iki kutuba bölünmüş durumda. İYİ Parti’nin kendi adayını çıkaracak olması geçmiş seçime göre olumsuz bir durum evet ama dediğim gibi yerel seçim farklı ve bir iş birliği için son ana kadar beklemek lazım, partilerin üst yönetiminin bu konuda bir uzlaşma sağlayacaklarını düşünüyorum. Eğer bizim uzlaşma olmasa da biz kendi başımıza yine seçimi kazanacak güçte olduğumuzu düşünüyorum.
Bu özgüvenimiz de sayın Belediye Başkanımız Kemal Çebi’nin 5 yıl boyunca yaptıkları ve kurduğu istişare ortamının aldığı onaydan geliyor.
Kemal başkanımızın çok önemli bir özelliği var. Bazen kendisini arayan kişiye cevap veremediği zaman bile mutlaka not aldırıp sonra geri dönüşünü yaptı. “Ben Kemal Çebi’yi aradım ama ulaşamadım” diyen birisinin olduğuna inanmıyorum. Benim bir sloganım var; Oy her zaman alırız, biz gönlünüze dostluğunuza talibiz. Ama biz o oyu aldıktan sonra gönlü de dostluğu da alırız.
Siyasetçinin Avrupa’daki gibi sokakta sıradan birisi olarak dolaşabilen insanlar olması gerekiyor. Özellikle bir insan olmaktan çıkmalı siyasetçi. Ben bu konuda Kemal Başkanı örnek alıyorum. Kendisi kesinlikle 20 sene önceki Kemal Çebi kimse yine o kişidir.
“VATANDAŞIMIZ ARTIK UTANARAK BELEDİYE KOLİSİ ALMIYOR”
C.K: Ekonomiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
G.A: Bugün market giderleri, ev kiralarına baktığımızda yaşanamayacak durumda. Dün bin liraya yaptığımız alışverişi bugün 3-4 bin liraya yapıyoruz. İnsanlarda doğal olarak bir değişim talebi var. İnsanlar artık maaşlarına yapılan zamlarla hayatlarını devam ettiremiyorlar.
Arabayı park edip eve geçene kadar bile eskiden bir iki kişi gelirken şimdi neredeyse 10-15 kişi buluyor ve insanlar kendileri için artık yardım istiyor.
Bizim yardımlar konusunda yaptığımız en iyi düzenleme, vatandaşlara alışveriş kartı vermemizdir. Örneğin belediyeden gelen yardım kolisini ihtiyaç sahibi insanımız alırken çekiniyordu şimdi kartına para belediyemiz tarafından yükleniyor vatandaşımız da kartıyla halk markete gidip alışverişini yapıyor normal bir marketten alışveriş yapmış gibi evine dönüyor. Celal Karaali-Sümeyra Duğan/KENT YAŞAM