İstanbul beklenen Marmara depremine önlem almak için harekete geçiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bilim insanlarıyla AKOM’da bir araya geldi. Oluşturulan ‘Deprem Bilim Kurulu’, gerekli bağlantıları sağlayarak İstanbul'un Marmara depremine hazırlanması için çalışmalar ortaya koyacak.

TOPLANTIYA ÇOK ÖNEMLİ İSİMLER KATILDI

İSKİ yerleşkesi içerisindeki AKOM’da gerçekleştirilen toplantıya; Prof Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Prof Dr. Tarık Şengül, Prof Dr. Okan Tüysüz, Prof. Dr. Alper İlki (çevrimiçi), Prof. Dr. Haluk Özener, Prof. Dr. Himmet Karaman, Prof. Dr. Eser Çaktı, Dr. Turgut Erdem Ergin, Nasuh Mahruki, Prof. Dr. Alp Erinç Yeldan, Prof. Dr. Ejder Yıldırım, Doç. Dr. Seda Kundak, Prof. Dr. Kayıhan Pala (çevrimiçi), Prof Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, Prof Dr. Alper Ünlü ve Prof. Dr. Murat Şeker ile İBB bürokratları katıldı.

İMAMOĞLU: AFAD'IN KOORDİNASYONUYLA ŞEHİRLERİ ALDIK

AFAD tarafından deprem felaketi sonrasında Hatay ili ile eşleştirildiklerini hatırlatan İmamoğlu, “AFAD'la iş birliğini koordine edecek sorumluluğu, İstanbul olarak biz aldık. Örneğin; Kahramanmaraş'ta Ankara, Osmaniye'de İzmir, Adıyaman'da Mersin. Bu şehirler, AFAD'ın tariflediği şehirlerdi” dedi. Toplantıya katılım sağlayan bilim insanlarına ve uzmanlara teşekkürlerini ileten İmamoğlu, şunları söyledi:

“Birlikteliğimiz çok çok önemli. Açıkçası depremin olduğu an itibariyle, sabaha karşı 05.00’ten itibaren buradaydık ve burada süreci yönettik. Bu süreci yürütürken, benim arkadaşlarıma hemen ilk söylediğim 2-3 talimatlardan birisi, yakın zamanda hem kendi içimizde sürekli çalıştığımız hem dönem dönem bazı konularda danışmanlık aldığımız hem de bir kısım konularımız vasıtasıyla iş birliği içerisinde olduğumuz bilim insanlarımızın son değerlendirmelerini de tespit ederek, önümüzdeki günlerde kamuoyuna bir bilgilendirme yapalım oldu. İstanbul'u konuşacağımız ve İstanbul üzerinden tekrar topluma, insanlarımıza, hemşehrilerimize en ciddi biçimde, en uyarıcı şekliyle, ‘Artık yeter’ diyecek bir bakış açısıyla hem kendimize ‘yeter’ diyeceğiz hem vatandaşa ‘yeter’ diyeceğiz. Birebir o kadar çok şey yaşıyor ki insan, ister istemez böyle konuşmak zorunda kalıyor. Bu duyguları dile getirecek ama o dile getirirken de bilimsel zemini son derece güçlü, kararlı bir açıklamayı sunabilecek bir çalışmayı hızlıca yapmamız gerektiğini iletmiştim.”

"HATALARLA DOLU BİR ŞEHİRLEŞME"

Tüm Türkiye’yi sarsan depremde bazı noktalar tespit ettiklerine dikkat çeken İmamoğlu, “Tamam, birçok yerde de eksiğimiz var, ama bu turnusol kağıdı gibi. 24 yıldır yoğun konuştuğumuz deprem meselesinde, gerçekten o kadar ihmal, o kadar hatta görmezden gelme, hatta yeni yapılanlarda bile o kadar hatalarla dolu bir şehirleşme var etmişiz ki, mültecilerle baktığımızda, neredeyse bugün 10 milyon dediğimiz yerin 4-4,5 milyonu, o depremden bugüne yerleşmiş. Yani yüzde 40-45’i buraya yerleşmiş, ama ne eskiyi toparlayabilmişiz, ne yeniyi doğru düzgün yapabilmişiz. Yani bu kadar kör göze parmak sokmak misali karşılık bulduğu bir ortam olamaz. Yani gerçekten içim yanıyor? Fay hatlarını değil, sanki başka düşüncelerle hareket eden imar politikalarının kentsel gelişmeyi oluştururken hiç de hoş olmayan, bilimi gözetmeyen hatlarla bir süreç yaşandığını gördük” dedi.

“REFORMA İHTİYAÇ VAR”

Amacının kendisini masumlaştırmak olmadığını kaydeden İmamoğlu, Kim, nerede, ne şekilde suçlu varsa, eksik yapıyorsa, -buna siyaseten biz de dahiliz, iktidar da dahil- bir çözüm bulmak zorunda olduğumuzu gördüm. Bu da aslında bir yönüyle hem yerel yönetim reformuna ihtiyaç olduğunu bize gösteriyor hem aynı zamanda bir yönetişim modeline ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Afetin yönetiminin bu kadar merkezileşmesinin, bu kadar sivil toplumun yok sayılmasının sonuçları çok ağır. İnsan, böyle hayretler içerisinde izliyor” dedi. “Burada İstanbul'a dönmek isterim” diyen İmamoğlu, “Çok şey yapıyoruz. Çok fazla işimiz var. Bunların detaylarına elbette girecek değilim. Ama şahit olduğum bu süreçler, inanılmaz bir iç hesaplaşmaya da beni evirdi. ‘Daha fazlasını nasıl yapmalıyız’ kısmındayım. Ki ilk gün verdiğimiz talimat da arkadaşlarıma buydu. Onun için sizleri davet ettik ve bir araya geldik. Gelinen noktada daha fazlasını yapmak, ama bir yönüyle en doğrusunu yapmak amacındayız. Biraz da aynaya bakarak kendime söylüyorum, ‘Yeter artık’. ‘Yeter artık’; vatandaşıma söylüyorum, hükümete söylüyorum, başkalarına söylüyorum ve hep beraber bu ‘Yeter artık’ı dedirtmemiz lazım. O bakımdan hem tüm yaptıklarımızın gözden geçirilmesine, bilimsel aklın ve çevrenin yönlendirilmesine dönük masaların daha genişletilmesine, ‘Ben niye orada yokum’ diyenin bile katkı sunmasının sağlanması gibi, bütün sürecin buna dönük bir çalışmayla bir sunuyu, çağrıyı topluma, kurumlara bizim yapmamızın şart olduğunu söylüyoruz” ifadelerini kullandı.

25 ŞUBAT’TAN SONRA KAMUOYU İLE PAYLAŞILACAK

İmamoğlu’nun ardından söz alan bilim insanları, deprem öncesi, anı ve sonrasında alınması gerekenleri, kendi uzmanlık alanları noktasında sıraladı. Yaklaşık 1,5 saat süren toplantı sonunda yeniden konuşan İmamoğlu, katkıları için bilim insanlarına ve uzmanlarına teşekkür etti. “Bu buluşmanın bir başlangıç olduğunu da biliyorum” diyen İmamoğlu, “Çünkü temel amaç, 25’ine (şubat) kadar sizin yapacağınız hazırlıklar, 25’indeki buluşma ve hemen akabinde buradan çıkan özeti kamuoyuyla paylaşmak arzusundayız. Buradan çıkan özet, bize yol gösterecek. Bu gösterilen yol haritasını kamuoyuyla paylaşmak, kendi sorumluluklarımızı üstümüze almak, bazı kurumların sorumluluklarını onlara hatırlatmak ve aynı zamanda güven diye tariflediğiniz ve harekete geçmemizi önerdiğiniz birtakım hususlarda da zaten harekete geçmiş olacağız ya da geçecek olduğumuzu duyuracağız” ifadelerini kullandı. Yaşanılan atmosferin bu açıklama için uygun olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Bunu bizim ıskalamamamız lazım. Vatandaşa evet güven hissini verelim. Ama bir yanıyla da sorumluluğunu hatırlatalım. Yani ben onu şöyle diyorum: Biraz korksun vatandaş. Korkmalı da zaten. Boşu boşuna bir korkudan bahsetmiyoruz. Kurumlar olarak, yöneticiler olarak biz de korkalım. Biz de ona göre gardımızı alalım, sorumluluğumuzu yerine getirelim. Getirmeyeceksek de zaten vatandaş gereğini yapsın. İşin bu tarafındayız” diye konuştu.