TBMM'de bütçe görüşmeleri adına yapılan genel kurul toplantıları sürüyor. CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, AK Parti'nin denetim mekanizmasını işletirken çifte standart uyguladığını ifade ederek verdiği örneklerle Sayıştay denetimlerinin nasıl farklı şekillerde uygulandığını anlattı.

Karabat, Gaziantep, Sakarya, Konya, İstanbul gibi kentlerin büyükşehir yönetimleri üzerinden örnekler vererek, bu dört büyükşehirin Sayıştay tarafından denetlenmediğini, ancak İstanbul'un 2019 yılında CHP yönetimine geçmesinin ardından denetlenmeye başladığını vurguladı. Öte yandan Gaziantep, Sakarya ve Konya halen AK Parti yönetiminde olan büyükşehirler oldukları için denetlenmemeye devam ettiğini ifade etti.

Özgür Karabat'ın Sayıştay bütçesinin görüşüldüğü sırada "iktidar değişeceği için bundan sonra Sayıştay denetimine tabi olacaksınız" diyerek AK Parti'ye gözdağı verdiği konuşması şöyle;

Kuruluşu cumhuriyet öncesine kadar dayanan Sayıştay bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum.

Sayıştay, halkın cebinden çıkan her kuruşun hesabını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına sormakla yükümlüdür. Hemen baştan şunu söylemeliyim ki mevcut durum Türkiye Büyük Millet Meclisine hesap veren değil saraya biat eden bir Sayıştaydır değerli arkadaşlar.

SAYIŞTAY'I ÜNİVERSİTEYE SOKMAYAN REKTÖR

Ben şimdi size Sayıştayın nasıl sayılmaz hâle getirildiğini birer birer anlatacağım. Sözlerime başlarken, buradan, sözlerimin Sayıştayın kıymetli denetçilerine değil ama yöneticilerine olduğunu söylemek istiyorum ve buradan kıymetli denetçilere de çok teşekkür ediyorum. Birincisi -Sayıştay Başkanı buradayken soruyorum- denetimleri engellemek kanunen suçtur, belge ibraz etmemek kanunen suçtur. Peki, şimdi soruyorum: Sayıştay denetçilerini Dokuz Eylül Üniversitesine sokmayan rektör hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulundunuz mu yoksa o Sayıştay denetçisi hakkında soruşturma mı yaptınız?

"DÖRT BÜYÜKŞEHİRDEN SADECE İSTANBUL DENETLENİYOR"

Size soruyorum: Türkiye'yi yalanlarla işgal eden Pinokyo TÜİK belge sunmadığı hâlde, onlar hakkında denetlemeyi engellemekten suç duyurusunda bulundunuz mu? Millî İstihbarat Teşkilatı hakkında "Belge vermedi." diye suç duyurusunda bulundunuz mu, size buradan soruyorum. Birincisi engellemeler, ikincisi partizanlık. Sayıştayın Başkanlık kadrosuna bakarsanız eğer -yardımcılarına- AKP adaylarının olduğunu görürsünüz değerli milletvekilleri ama ben şimdi size 4 büyük şehir söyleyeceğim: Gaziantep, Sakarya, Konya, İstanbul. Bu 4 belediyenin şirketleri var, sayılarını söylemiyorum. Bu belediyelerin şirketleri Konya, Sakarya ve de Gaziantep Belediyelerinin şirketleri ne hikmetse denetlenmiyor. İstanbul da denetlenmiyordu, 2017'de şirketlerde yok, 2018'de şirketlerde yok ama 2019'dan sonra ne hikmetse denetleniyor. Ben size İstanbul'u denetlemeyin demiyorum ama buraları da denetleyin, buraları da görün, onu söylüyorum size. Partizanlığın daniskası burada değerli arkadaşlar.

"SADECE MATBUAT KONUSUNDA BAŞARILI"

Peki, bulgu sayıları... Çok ilginç kurumlarda, çok ilginç bulgu sayıları var. Bakın, Cumhurbaşkanlığının yedi yıldır bulgu sayısı sıfır değerli arkadaşlar. Gençlik ve Spor Bakanlığında onlarca bulgu var ama Spor Toto'da bulgu sıfır. Şimdi, insanın sorası geliyor: Niye bu kurumlarda bulgular hep sıfır? Ben buradan şuraya geçmek istiyorum; klasik bir denetleme şöyle yapılıyor: Denetçi kuruma gider, rapor hazırlar, Rapor Değerlendirme Kurulu okur ve sonra o, on-line olarak sisteme girilir ama burada bir budama ustasıyla karşı karşıyayız şu anda. Koyun kırpar gibi Sayıştay raporlarını kırpan bir Sayıştay Başkanlığıyla karşı karşıyayız değerli arkadaşlar. Sayıştay raporları kırpılıyor. Sayıştay Başkanının tek yeteneği, takdir edeceğim tek şey şu: Matbuat konusunda başarılı çünkü raporları kırptığı için fazla kırtasiye masrafı çıkmıyor değerli arkadaşlar. Böyle bir Sayıştay Başkanıyla karşı karşıyayız ama Amasra'da da gördük mesela "yerine getirilmeyen" bulgu diye bir şey yayınlıyor Sayıştay denetçileri. Ne demek? "Ben önceki yıllarda bunu buldum, bu sene bu bulgu devam ediyor mu?" diyor, bunların arasındaki birçok bulgu aynı zamanda suç unsuru.

Şimdi, Sakarya Büyükşehrin şeyi burada Sayın Grup Başkan Vekili; 14 bulgu var, 12'si yerine getirilmiyor. Bunların arasında suç unsuru olanlar da var, yerine getirilmiyor. Peki, ben size soruyorum: Denetçilerinizin tespit ettiği unsurlar tekrar yerine getirilmiyor diye tespit ediliyorsa Sayıştay Başkanlığı herhangi bir suç duyurusunda bulundu mu? Bunu soruyorum. Bu zamana kadar Sayıştay denetçilerinin, bizlerin de tespit ettiği onlarca bulgusu var kamuoyuna çıkmış, siz bunlarla ilgili, hangisiyle ilgili cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulundunuz? Neden bulunmuyorsunuz, kimi koruyorsunuz, kimden korkuyorsunuz? Bunu sormak istiyorum size.

"YAKINDA İKTİDAR DEĞİŞİYOR DENETİM İÇİN HAZIRLANIN"

Ve şimdi buraya çıkan her AKP'li milletvekili bize dedi ki: Varlık Fonu denetime tabidir. Biz diyoruz ki Varlık Fonu denetimden kaçırılıyor, denetimden kaçınılıyor.

Evet, Varlık Fonuna tabi şirketlerin yüzde 60'ı denetimden kaçırılıyor ve siz diyorsunuz ki: "Bağımsız denetim var." Değerli milletvekilleri, ben şimdi size o bağımsız denetimin raporunun niteliğinden bahsetmek istiyorum, diyor ki... Sınırlı olumlu görüş bildiriyor bağımsız denetçi. Parasını vermişler ve o bağımsız denetçi sınırlı olumlu görüş bildiriyor. Ne demek biliyor musunuz "sınırlı olumlu görüş" değerli milletvekilleri? "Ben denetim yapamadım, bana bilgi ve belge vermediler." demektir. İşte, Türkiye Varlık Fonunu da denetimden kaçırıyorsunuz. Durum bu kadar net ve sarih. İşte, buradan bütün o Varlık Fonu yöneticilerine sesleniyorum: Yakında iktidar değişiyor ve Sayıştay denetimine tabi olacaksınız; ona göre bütün hazırlıklarınızı yapın, bilgi ve belgelerinizi hazırlayın. Denetim kutsaldır aynen vergilendirilmiş kazanç gibi.