Açılışa Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi ve belediye yetkilileri de katılarak projelerin detaylarını paylaştı. Başkan Çebi, açılış konuşmasında mahalle sakinlerinin sosyal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bu iki projenin hayata geçirildiğini belirtti.
Çebi, “Biz emanetçiyiz, ödediğiniz vergilerin emanetçisiyiz. Size ödediğiniz vergileri hizmet yoluyla geri vermek bizim görevimiz. Belediyeler de devletin birer kuruluşlarıdır. Dolayısıyla sosyal devletin yapması gerekenleri biz belediye kurumları olarak yapmakla mükellefiz.” İfadelerini kullandı.
DAYANIŞMANIN MERKEZİ HALK MARKET
Halk Market, ihtiyaç sahiplerine destek sağlamayı amaçlayan sosyal bir proje olarak dikkat çekiyor. Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi Halk Market’in düşük gelirli ailelerin temel gıda ve ihtiyaç ürünlerine erişimini kolaylaştıracağını ifade etti.
Kemal Çebi açılış töreninde şunları söyledi;
“EMANETE İHANET EDEMEYİZ”
Değerli kardeşlerim, biz emanetçiyiz. Sizin paranızın, ödediğiniz vergilerin emanetçisiyiz. Bakın, emanet çok önemli bir şeydir. Her bakımdan önemlidir, dinimiz bakımından da... Hocanın yanında söylemek istemiyorum ama orada da önemlidir. Emanete ihanet edilmez. Biz emanetçiyiz; buradan alacağız, öteki tarafa hizmet olarak en iyi şekilde aktaracağız. Bu, bizim çok asli bir görevimizdir. Bunu ne kadar iyi yaparsak, o kadar iyi insan ve o kadar iyi yönetici oluruz. Herkesin de bu şekilde yapmasını öneriyorum, istiyorum, talep ediyorum.
Halk Marketlerimiz de bu düşünceyle açıldı, sanıyorum bir iki taneye daha ihtiyacımız var. İlgili başkan yardımcısı ve müdürümüzle bunun görüşmelerini yapacağız. Halk Marketler ne işe yarıyor? Sakın yanlış anlaşılmasın. Birisi "Geçerken uğrayayım, şu marketten bedava birkaç evin ihtiyacını alayım," diye düşünmesin. Burası, hepimizin bildiği gibi, gıdaya ihtiyacı olan, kazancı olmayan ya da kazandığı parası yetmeyen, ailesini geçindiremeyen insanların Küçükçekmece'deki bir dayanışma noktasıdır.
“KOLİ DAĞITMA MODELİ VERİMLİ DEĞİLDİ”
Bunların tamamının belediyemize kayıtları var. Bu kişilere zaman zaman, yani 15 günde bir ya da gelirine göre ayda bir, mutfak malzemesi ve gıda yardımı yapmaya çalışıyoruz. Ancak bu durum bize çok garip geldi. Yani "sol elin verdiğini sağ el görmemeli, sağ elin verdiğini sol el görmemeli." Kişinin mahcup olmaması, onurunun zedelenmemesi, gururuna dokunulmaması gerekiyor. Dolayısıyla dedik ki bunu başka bir şekle dönüştürelim. Koliyi evin önüne götürüyoruz; o an için balkondaki komşu, apartmana giren çıkan herkes görüyor. Kişi mahcup oluyor, utanıyor. O zaman ne yapalım? Aynı kişiler, kayıtlı olan kişiler, bizim Halk Marketlerimize gelsin. Arkadaşlarımız onlara mesajla hangi markete gelmeleri gerektiğini bildiriyorlar. Marketlere gelen kişilere puan yükleniyor. Diyelim ki ayda bir göndermiş olduğumuz koli, 3000 TL değerinde; kişiye 3000 puan yükleniyor. Aşağıda göreceksiniz, her bir ürünün üzerinde fiyat etiketleri olur ya, bizimkilerde de puan etiketi var. Yani ürünlerin üzerinde 50 puan, 100 puan, 80 puan, 150 puan gibi değerler var.
“İNSANIMIZ MARKETTE ALIŞVERİŞ YAPMIŞ GİBİ EVİNE GİDİYOR”
Kişiye 3000 puan yüklendi mi? O kişi de geldi, sepetini aldı, alışverişini yaptı. Kasaya gelecek, kasadaki kişi o puanlarını bilgisayara okutacak. Bilgisayar, kişinin 3000 puanından düşecek. Kasadaki görevli de kişiye "Bu ay için 3000 puanınız vardı, 800 puan kullandınız, 2200 puanınız kaldı," diyecek. Buradan kişi ne yapmış oluyor? Normal bir marketten alışveriş yapmış gibi evine gidiyor. Bunu bilen var mı? Yok. Marketteki çalışan arkadaşımız dışında kimse bilmiyor. İkincisi, biz kendi tercihlerimizi dayatmaya çalışıyoruz koli vererek. Diyoruz ki: "Sen şeker hastasısın ama ne yapalım, sana pirinç veriyoruz, pirinç yiyeceksin." Ancak onun ona ihtiyacı yok, şeker kullanmıyor. Ama biz kolinin içerisine ne koyarsak, onu kabul etmek zorunda kalıyor.
“ARTIK HERKES İHTİYACI OLANI ALIYOR”
Markete geldiği zaman kişi istediğini, dilediğini alıyor. İhtiyacı olmayan bir şeyi almıyor. Bunun adına sadece Halk Market değil, bir "onur ve gurur projesi" diyoruz. Bir iki şey daha söylemek istiyorum. Dışarıda soğuk diye sizleri fazla tutmak istemiyorum, değerli kardeşlerim. En başında da söyledim, bakın orada da yazıyor: "Kentte eşitlik." Eşitlikten kastımız şu: Herkesin servetini eşitleyelim, herkesin boyunu eşitleyelim, oturduğu konutu eşitleyelim demiyoruz. Herkesin doğuştan birtakım hakları var: Yaşama hakkı ve insanca yaşama hakkı. Bu yaşama hakkını kullanırken, temel ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanması gibi bir şey var. Sosyal devlet ya da sosyal belediyecilik tam da burada devreye giriyor.
SOSYAL BİR İHTİYAÇ OLARAK TAZİYE EVİ
Taziye Evi ise mahalle sakinlerinin acı günlerinde bir araya gelebilecekleri, aynı zamanda çok amaçlı bir sosyal alan olarak kullanılacak. Belediye, bu tür projelerle mahalle dayanışmasını artırmayı hedeflediğini vurguladı.
Mahalle sakinleri, projeden duydukları memnuniyeti dile getirerek belediye yönetimine teşekkür etti.
“KAFAMIZDAKİ TEK ŞEY VATANDAŞIMIZA HİZMET”
Taziye evi için de konuşan Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, “Bir insan yaşamak istiyor, barınmak istiyor, çocuklarını okutmak istiyor, onları hayata kazandırmak istiyor. İşte devletin görevi tam da burada devreye girer. Belediyelerimiz de devletin birer kuruluşudur, kamu kurumudur. Kamu kurumu, yani kamuyu oluşturan halka hizmet etmek bizim derdimiz. Başka hiçbir hesabımız yok. Emin olun, kafamızın arkasında hiçbir hesap yok. Tek hesabımız, vatandaşımıza doğru hizmeti verebilmek.
İnançları gereği taziye, gerçekten birçok yörenin insanında olduğu gibi... Örnek vereyim: Mesela Karadeniz’de çok yoktur. Cenaze günü giderler, cenazeyi uğurlarlar, ondan sonra aile kendi arasında akşamları oturur, hocayı çağırır, Kur’an okurlar. Ancak bazı yörelerimizde, bazı bölgelerimizde, ilçenin dışından insanlar akın akın gelir. Bunun için bir yere, bir mekâna gerçekten ihtiyaç vardır. Kanarya da bu ihtiyaç sahiplerinden olan bir mahallemizdi. Şükürler olsun ki o ihtiyaç da bugün çözülmüş oldu.” İfadelerini kullandı.
Bu tür sosyal projelerle Küçükçekmece’nin farklı mahallelerinde çalışmaların devam edeceği ifade edildi.