GÜNCEL

Şanver Sarısaltun: Belediye, halkının beşikten ölümüne kadar her şeyinden sorumludur

Küçükçekmece Belediyesi Meclis Üyesi aday adayı Şanver Sarısaltun, yerel seçimler öncesinde yaptığı saha çalışmalarında belediyecilik anlayışını anlattı.

Abone Ol

31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimler öncesinde siyasi partilerin ve adayların çalışmaları sürüyor. Belediye başkan aday adaylarının yanı sıra belediyelerin meclis üyesi aday adayları da büyük bir yarışın içerisinde.

CHP Küçükçekmece Belediye Meclis Üyesi aday adayı Şanver Sarısaltun, ‘Devrimci Belediyecilik’ manifestosuyla seçmene kendisini anlatıyor. Sarısaltun, yerel yönetimlerde devrimci belediyecilik ve sosyal belediyecilik anlayışının vurgulandığı ‘Devrimci Belediyecilik’ insan odaklı politikalarının gerekliliğini vurguluyor.

Devrimci belediyecilik anlayışında yerel yönetimlerin toplumun her kesimine eşit hizmet etmesi, sosyal hizmetlerde rol alması, katılımcılığın önemi ve gerekliliği ön plana çıkıyor. Bu yaklaşım, belediyelerin sınıfsal bir mücadele alanı olarak görülmesi ve belde halkının tüm yaşamına etki etme sorumluluğunu üstlenmesine değiniyor.

SARISALTUN: BELEDİYECİLİK HALKIN İHTİYAÇLARINA EŞİT, GÜVENİLİR VE DEMOKRATİK YANIT VERMELİ

Toplumların değişen ihtiyaçlarının yerel yönetimlerin - özellikle de belediyelerin - önemini arttırdığına değinen Şanver Sarısaltn, “Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin çağdaş bir belediyecilik anlayışıyla bir zorunluluk olduğunu, ayrıca, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun yerel yönetimlere daha fazla görev vererek sosyal belediyecilik anlayışını doğurduğu ve bu anlayışın insan ve toplum odaklı politikalarla gerçekleşiyor. Çağdaş belediyecilik, şeffaf, yenilikçi ve insan odaklı yöneticilerin halkın ihtiyaçlarına eşit, güvenilir ve demokratik bir şekilde yanıt vermesini gerektiriyor.” dedi.

Sarısaltun’un manifestosundan bölümler şöyle;

KAMU YÖNETİMİNDE GENEL OLARAK İKİ YÖNETİM BİÇİMİ VARDIR

1. Merkezden yönetim: Yetkilerin ve kaynakların merkezde toplandığı, planlama, örgütlenme, koordinasyon ve denetimin merkezden yapıldığı merkeziyetçilik.

2. Yerinden yönetim: Merkezin gücünü azaltarak yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılmasını özellikle planlama ve karar alma ile ilgili faaliyetlerin bir merkezden dağıtıldığı veya devredildiği adem-i merkeziyetçilik.

Sarısaltun, yerel yönetimlerin toplumsal refahın gelişiminde ve hizmet sunumunda temel bir rol oynadığına odaklanarak, yerel yönetimlerin, merkezi yönetimden devraldığı veya devredilen görevlerle birlikte sosyal belediyecilik anlayışını benimsemesi ve uygulaması gerektiğini vurguladı.

Belediyelerin sadece temel hizmetlerin ötesinde sosyal sorumlulukları olduğunu belirten Sarısaltun, “Bu kapsamda belediyelerin çevre, işsizlik, eğitim, konut, sağlık gibi temel sosyal hizmetlerde de etkin rol üstlenmesi gerektiği üzerinde durması gerekir. Ayrıca, yerel yönetimlerin demokratik bir yapı içinde halkın katılımına açık olması, üretkenlik ve kaynakların etkin kullanımı gibi konularda engel tanımaması gerekir” diye konuştu.

Sarısaltun, belediyelerin, belde halkının yaşamının her aşamasından sorumlu olduğu ve bu sorumluluğun politik bir bilinçlendirme ve sınıf farkındalığı içinde yerine getirilmesi gerektiği vurguladı. Sonuç olarak, metin, yerel yönetimlerin toplumsal gelişim ve adaletin sağlanmasında etkili bir role sahip olduğunu ve bu role daha da odaklanılması gerektiğini aktardı.