Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının belediyelere bağlı kreşleri kapatmak için harekete geçtiği iddia edildi.
Milli Eğitim Bakanlığı'na yazılan yazı şöyle;
"Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünce Bakanlığımız Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğüne iletilen ve ekte sunulan yazılarında bahisle Bakanlıklarınca sahada yapılan incelemelerde belediyelere bağlı kreş adı altında açılan yerler olduğunun tespit edildiği, bu yerlerde 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında faaliyet gösteren okul öncesi eğitim kurumlarının programında yer alan etkinliklerin ve bu program kapsamındaki eğitim öğretim faaliyetlerinin yapıldığının tespit edildiği, konuya ilişkin mevzuat hükümlerine değinilerek yine konuyla ilgili Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu 24.1.2007 tarihli ve 2005/95 Esas sayılı karar ile '5393 sayılı 'Belediye Kanunu'nun birinci fıkrasının (b) bendinin "Okul öncesi eğitim kurumları açabilir; ...' bölümünü Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmesine rağmen bu gibi yerlerin faaliyetlerini sürdürdüğünün ve yeni yerlerin açıldığının görüldüğü belirtilmiş olup 5580 sayılı Kanuna aykırı faaliyetlerin engellenmesi için belediyelerin izinsiz eğitim öğretim faaliyetleri konusunda uyarılması ve yeni yerlerin açılmasının önüne geçilmesi ile mevcut yerler hakkında mezkûr hükümlere göre hareket edilmesi hususunda; bilgilerini ve gereğini önemle arz ederim."
ÖZGÜR ÖZEL'DEN TEPKİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de konuyla ilgili şunları söyledi;
İstanbul’da sıfır olan kreş sayısı 105’e çıktı. Ankara’da 36 tanesi yeni açıldı ve bütün Türkiye’de 653, bini geçmemiz an meselesi. Tarikatlara gitsinler diye bir tane yurt açmadılar. 70-75 tane yurt açtık. 80’nin üzerinde yurt bu ayın sonunda hizmete açılacak. Milli Eğitim, Çevre ve İçişleri Bakanlığı’na yazı yazmış. İçişleri de valiliklere: ‘Kreş eğitim yuvasıdır, eğitim Milli Eğitim’in işidir, yenisini açtırmayın, eskilerini kapatın.’ Hadi gelin kapatın, hodri meydan. Bu uygulamanın sonuna kadar arkasında duracağız.
Eğer gerçekten iyi niyetliysen, Milli Eğitim olarak gel, protokol yap. Gel Milli Eğitim olarak de ki, ‘Eğitim de verelim’ de. ‘Bu çocukları siz alıyorsunuz, doyuruyorsunuz, bakıyorsunuz, biz de Milli Eğitim olarak atanamayan öğretmenlerden 10 bin tane de biz alalım, belediye kreşlerine de öğretmeni biz yollayalım’ de. Vallahi kabul ederiz, vallahi kabul ederiz.. Ya sen tarikata, cemaate eğitimde işbirliği protokolü yapacaksın, efendim dört yaşında çocukları olmadık yerlere yollayacaksın, oralarda ‘Öğretmen yok’ diyenlere, ‘Onların aldığı eğitim daha iyi, daha önemli eğitim. Bilmem ne’ diyeceksin. Bilmem ne protokolüyle sınıfın ortasına mezar getireceksin, çocuklara mezar başında yas tutmayı öğreteceksin. Gülmeyi öğretmek gerekirken ağlamayı öğreteceksin. Ondan sonra çocukların yüzünü güldürenlere ‘Güldürme, anası babası gelecek seçimde sana oy vermesin’ diyeceksin”