DÜNYA

Son dakika Putin imzaladı; Rusya'dan Nükleer tehdit

Rusya Devlet Başkanı Putin imzaladığı doktrinle dünya kamuoyunu paniğe sevk etti. İmzalanan belgeye göre Rusya'da nükleer kullanma yetkisi orduya verildi.

Abone Ol

Rusya Devlet Başkanı Putin, ülkesinin balistik füze saldırılarına uğraması halinde buna nükleer silahla yanıt verilmesine olanak tanıyan doktrini onayladı.

Kasım ayının başındaki ABD başkanlık seçimlerinden sadece birkaç hafta önce Rus lider nükleer doktrinde değişiklik yapılmasını emretmişti.

Putin, Rusya'ya yönelik herhangi bir saldırının başka bir nükleer güç tarafından desteklenmesinin Rusya'ya yönelik "ortak bir saldırı" olarak değerlendirileceği konusunda uyarmıştı.

Ukrayna'nın Kursk bölgesinde ABD yapımı uzun menzilli saldırı füzelerini kullanabileceği konusunda ise Kremlin sözücü Dmitri Peskov, "Ordumuz durumu çok yakından izliyor." dedi.

Kremlin açıklamasında nükleer silah kullanma seçeneğinin her zaman masada olduğu vurgulanırken, "Rusya, kendisine veya Belarus'a konvansiyonel silahlarla saldırılması durumunda, egemenliğinde ciddi tehdit oluşması halinde nükleer silah kullanma hakkını saklı tutar." ifadelerine yer verildi.

BIDEN 'GİDERAYAK' İZİN VERDİ

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, Ukrayna'ya ABD yapımı Ordu Taktik Füze Sistemlerini (ATACMS) Rus topraklarında kullanma izni verdi.

Ukrayna ordusu, 6 Ağustos'ta sınırındaki Rusya'nın Kursk bölgesine sürpriz bir operasyon başlatmıştı.

New York Times'da Pazar günü yayınlanan bir haberde, Biden'ın bu kararı Kuzey Koreli askerlerin Rusya tarafından Ukrayna'ya karşı savaş alanına sürülmesi sebebiyle aldığı belirtildi.

Ukraynalıların Kharkiv'i savunmasına yardımcı olmak için Biden, yaklaşık 50 mil menzile sahip Yüksek Hareketli Topçu Roket Sistemi'ni (HIMARS) doğrudan sınırın öte tarafındaki Rus kuvvetlerine karşı kullanmalarına izin vermişti. Ancak ABD yönetimi, Ukraynalıların Kharkiv'i savunmak için yaklaşık 190 mil menzile sahip daha uzun menzilli ATACMS'leri kullanmalarına izin vermemişti.

Biden'ın bu kararı, Ocak ayında göreve başlayacak olan Trump yönetiminin Ukrayna'ya yapılan ABD yardımlarını azaltacağı iddialarına karşı bir ön alma ve görevi bırakmadan önce Ukrayna'ya elinden gelen miktarda desteği verme amacına hizmet ettiği değerlendiriliyor.