Mehmet Emin Tokadi Hazretleri'nin hocası Ahmet Yekdest Cüryani Hazretleri, onun üzerinde büyük bir etki bırakmıştır. Ahmet Yekdest, Tokadi Hazretleri'ni İstanbul'a gitmesi için teşvik etmiş, bu konuda ısrarcı olmuştur. Hocasının kendisine olan bu güveni ve sevgisi, Tokadi Hazretleri'nin hayatında derin bir iz bırakmıştır. Hocası, ölümünden sonra kabrinin bilinmeyeceği bir yere defnedilmesini vasiyet etmiştir. Tokadi Hazretleri ise hocasının bu isteğine uyarak, onun kabrini gizli tutmuş ve kimsenin bilmemesini sağlamıştır.

Mehmet Emin Tokadi Hazretleri, hocasının vefatından sonra onun mezarını ziyaret etmiş ve dua etmiştir. Bu ziyaret sırasında yaşanan bir olayda, Mısır'da ve İstanbul'da Hızır Aleyhisselam'ı gördüğü rivayet edilir. Tokadi Hazretleri'nin dua ettiği bu ziyaret, ona ilahi bir işaret olarak yorumlanmış ve bu olay manevi dünyasında derin izler bırakmıştır.

MEZAR TAŞI VE İLMİ MİRAS

Mehmet Emin Tokadi Hazretleri'nin kabri, İstanbul'un kıymetli evliyalarından biri olarak kabul edilen Piri Mehmet Paşa Kabristanı'nda yer almaktadır. 1705 yılında, Sultan Mahmut Camii'nde dersler vermeye başlayan Tokadi Hazretleri, Ebu Eyyub El-Ensari'nin türbedarlığında da görev almıştır. İlim ve irfan yolculuğunda pek çok önemli görev üstlenen Tokadi Hazretleri, 1745 yılında vefat etmiş ve Piri Mehmet Paşa Kabristanı'na defnedilmiştir.

Mezarı başındaki taşında, hayatı boyunca ilim ve tasavvuf yolunda verdiği hizmetler ve öğrendikleri yazılıdır. Ayrıca, bu mezar taşı, onun Osmanlı dönemindeki önemli alimlerden biri olduğunu da vurgulamaktadır.

“Muharrem ayı bir insanlık davasıdır” “Muharrem ayı bir insanlık davasıdır”

Mehmet Emin Tokadi Hazretleri, Osmanlı'nın manevi mirasçılarından biri olarak, hem ilmi hem de tasavvufi alanda büyük bir iz bırakmıştır. Hocasına olan sadakati ve vasiyetine olan bağlılığı, onun manevi dünyasının derinliğini gösterir. Bugün, Tokadi Hazretleri'nin kabri, İstanbul'da ziyaret edilen önemli manevi merkezlerden biri olarak varlığını sürdürmektedir. Onun ilmi ve manevi mirası, gelecek nesillere ışık tutmaya devam etmektedir. Yusuf Hakkı Doğan, Ahmet Çakmak