Fazıl Anıl Kılıçlı

Selahattin Demirtaş’a 2016 yılında yaptığı bir konuşmada “Çözüm ve müzakere masa dediğimiz şey en erdemli yoldur” sözleri nedeniyle yeni bir dava açıldı. Eski HDP Eş Genel Başkanı hakkında bu sözler dahil yedi konuşması nedeniyle 15 yıla kadar hapis ve siyasi yasak talep ediliyor.

Ancak dikkat çekici olan, bu yeni davanın DEM Parti ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç arasında çözüm sürecine dair temasların gündeme geldiği bir dönemde açılmış olması. Görüşmelerde cezaevlerindeki durumlar, tecrit uygulamaları ve siyasi davalar da gündemdeydi.

DEMİRTAŞ 2016'DA NE SÖYLEDİ?

Demirtaş'ın şimdi dava konusu olan ve 9 yıl önce söylediği sözlerde "Cesaretli siyasetçiler" vurgusu ve şimdi rahatsızlığından dolayı yoğun bakımda olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de var.

İstanbul 6.2 ile Uyandı! Hangi İlçede Deprem Kaç Şiddetinde Hissedildi? İstanbul 6.2 ile Uyandı! Hangi İlçede Deprem Kaç Şiddetinde Hissedildi?

Demirtaş'ın dava açılan sözleri şöyle;

“Çözüm ve müzakere masa dediğimiz şey en erdemli yoldur. Her cesaretli siyasetçinin denemesi gereken en erdemli yoldur. Bunun da yolunu defalarca haykırdık, defalarca doğruyu işaret ettik. Sizler Sayın Öcalan’ı İmralı’da bir esir gibi tecrit altında tutmaya devam ettikçe işte bu yol açılmıyor. Bu yolu açmanın biricik tek anahtarı var artık, çözüm sürecinde en net iradeyi, en kararlı iradeyi ortaya koymuş bir halk önderini bu şekilde küçümseyerek, hiçe sayarak halkla temasını tecrit uygulayıp keserek çözüm adına bir mesafe kat edemezsiniz. Bunlar bizim sırf propaganda olsun diye yaptığımız çağrılar değil, bir hakikate işaret ediyoruz, az önce İmralı heyeti adına konuşan Sırrı Süreyya arkadaşımız, ondan önce Eş Genel Başkan Sebahat Tuncel Hanım altını çize çize ısrarla belirttiler, bunların hepsi barış çağrısıdır, barış; propaganda değil, kuru gürültü değil. Bu nedenle önümüzdeki günlerde demokrasi adına darbelere karşı durup özgürlüğü savunma adına şu ölümleri durdurup barışçıl çözümü gerçekleştirme adına tecride son verilip Sayın Öcalan’ın şahsında bir kez daha müzakereye dönülmesi adına lütfen meydanları, alanları daha fazla kullanın.”

AYNI ANDA GÖRÜŞME VE DAVA

Siyasi gözlemciler ve hukukçular, davanın zamanlamasının "mesaj niteliği taşıyabileceğini" söylüyor. Bir yandan Adalet Bakanlığı ile çözüm süreci ve demokratikleşme taleplerinin konuşulduğu, diğer yandan çözüm sürecini olumlayan sözler nedeniyle 9 yıl sonra yeni bir davanın açıldığı bu süreç “yargı yoluyla siyasete yön verme” tartışmalarını körüklüyor.

Konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı ancak bazı hukukçular, bu davanın içeriği kadar açılış zamanlamasının da dikkatle incelenmesi gerektiğini belirtiyor.

DEM PARTİ: MANİDAR

DEM Parti cephesi ve bazı muhalefet temsilcileri, bu durumu “çelişkili bir tavır ve manidar” olarak değerlendiriyor. Parti içinden gelen yorumlarda, bir yandan diyalog zeminine yönelik sinyaller verilmesinin olumlu olduğu; ancak geçmişteki barışçıl söylemler nedeniyle açılan davaların bunu gölgelediği ifade ediliyor.

NEYİN MESAJI?

O dönem TBMM'de grubu olan HDP’nin eş genel başkanı olan Demirtaş, bu tür ifadeleri sıkça dile getirmişti. Ancak şimdi bu sözlerin dava konusu olması, özellikle devletin şimdi yine bir çözüm sürecini yürütmesi sırasında yapılması ne anlama geliyor?