Gazeteci Barış Terkoğlu Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan köşesinde Türk mültecilere dikkat çekti. Türk sığınmacıların Meksika sınırıdan ABD'ye geçme hikâyesi ülkenin çarpıcı bir durumunu yansıtıyor...  

Barış Terkoğlu'nun yazısı şöyle:

Meksika sınırındaki Türk çocuklar

Görmek için yaklaşıyorsun. Ama resim bütün renkleriyle uzaktan görülüyor.

Türkiye, anayasanın kırmızı çizgilerini, muhalefetle iktidarın el sıkışmasını, Öcalan’a yapılan çağrıyı konuşurken ben bir belgesel izliyordum. Adı: Amerika Çıkmazı-Meksika Sınırından Kaçak Geçişin Gerçek Hikâyesi.

Aslında yayımlanmadan önce haberdardım. ABD’de kalp doktoru olan Ergin Koçyıldırım, Türk sığınmacıların Amerikan basınında gündem olan hikâyesini anlatmaya karar vermişti. Bunun için sınırı yasadışı yollarla geçen ve hikâyesini anlatmaya karar vermiş iki Türk de bulmuştu. ABD’de sınır devriyesi başkanı olan ve yakın zamanda emekli olmuş Victor Manjarrez de “evet” demişti. Belgesel sonunda çekildi. Süreçte içinde konuştuğum için biliyorum, yayımlanacak televizyon bulamadı. Şu anda Youtube’da, Fayn Medya sayfasından izlenebiliyor.

Gelelim hikâyeye...

Belgeselde konuşanlar: Bekir ve Abdülhamit. İlki Tokatlı, ikincisi Ağrılı. İkisi de politik değil. İşsizliğin, pahalılığın, geleceksizliğin karamsarlığıyla ülkelerini terk eden iki gencin tek amacı ABD’ye gidip hayatlarını kazanmak.

ABD sınırı nere Türkiye nere demeyin!

ABD Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi’nin resmi verilerine göre, Ağustos 2024 itibarıyla, toplam 55 bin 808 Türk vatandaşı, kaçak yollarla Meksika’dan ABD’ye girerken yakalandı.

Bekir ve Abdülhamit’in anlattığı hikâye ise bize, Türkiye’deki insan kaçakçılığı mafyasının nasıl enternasyonalleştiğini gösteriyor.

MEKSİKA’DA TÜRKÇE TAKSİ


ABD’ye kaçak giriş yapmak isteyen biri, Türkiye’de çok kolay şekilde adamını buluyor. İnsan kaçakçılığı mafyası, organizasyon için kişi başı 10-15 bin dolar alıyor.

Yırtıcı kuşlar tepemizde dönüp bizi avlıyor Yırtıcı kuşlar tepemizde dönüp bizi avlıyor

Türkler önce, e-vize ile girdikleri Meksika’ya uçakla geliyorlar. Bekir’in anlattığına göre, yola çıkarken havaalanında çektirdikleri fotoğraflar, Meksika’da kapı vizesi veren polise ulaştırılıyor. Elbette Meksika polisine de rüşvet veriliyor. Öyle ki... Son aşamada pasaportun arasına sıkıştırılan yüzer dolarlarla bu iş çözülüyor. Yetmiyor, geçiş sonrası da takip altına alınan Türkleri, polisin biraz daha rüşvet diyerek yolması bir klasik.

O kadar olağanlaşmış ki.

Bekir ve Abdülhamit, Meksika’da havalimanından çıktıklarında, kendilerini Meksikalı taksicilerin Türkçe müşteri çağrılarının karşıladığını anlatıyor.

Sonrasında Türkiye’deki mafyanın Meksika ayağı işi devralıyor. Sınıra kadar taşıdıkları Türkleri, uygun yerde, “şimdi koşun” diyerek ABD sınırına bırakıyor.

Nehri ve sınır duvarını geçen Türkleri, karşıda Amerikan polisi karşılıyor. Önce neredeyse üstüste kaldıkları insanlık dışı toplama kampına, ardından bileklerinde pranga ve kelepçeyle hapishaneye götürüyorlar. 3-4 aylık tutukluluğun ardından ilk mahkemelerine çıkarılıyorlar. Kefalet ödeyerek ve bir de ABD vatandaşı sponsor bularak tutuksuz yargılanma hakkı kazanıyorlar.

Öyle bir organizasyon ki...

ABD’li sponsoru bile ekstra ücret karşılığı Türkiye’deki çete ayarlıyor. Sınırı geçenler kaldıkları hapishaneden bile çete üyelerini aramaya devam ediyor.

MEKSİKA SINIRINDAKİ ÇOCUKLAR
Manjarrez’in verdiği bilgiye göre, şu an ABD cezaevlerinde, 8-10 bin civarında sınırı aşmış Türk var.

Yolda ölenler, sözlü, fiziksel ya da cinsel tacize uğrayanlar...

Hiç bilmedikleri çileli yolculuğun sonunda tutuksuz yargılanma hakkı alanlar sığınma başvurusu yapıyor. Elbette bu durumda geldikleri ülkenin demokrasisini kötülemeleri, etnik, dinsel ya da cinsel ayrıma uğradıklarını söylemeleri bekleniyor. Gelenlerin çoğunun derdi ekonomi olsa da siyasi gerekçe bulmak zorunda kalıyorlar.

Bu süreçte de asgari ücretin bile altında çalışıyor, barınaklarda yaşıyorlar. Uzun yargılamanın sonunda ise yüzde 90’ı hakkında sınırdışı kararı alınıyor.

Belgeselde yok ama Koçyıldırım’dan bir bilgi daha öğrendim. Resmi verilere göre, Ağustos 2024 tarihi itibarıyla, sınırdan 9 bin 956 Türk aile en az bir çocuğu ile geçmiş. 483 çocuk ise yanında ailesi ya da refakatçisi olmadan tek başına bunu yapmış. Ülkemiz adına çok acı bir rakam! 

Yazının devamı:

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-terkoglu/meksika-sinirindaki-turk-cocuklar-2258614

Editör: HABER MERKEZİ