(Bu yazı referandum öncesi 15 Nisan saat 15.00 de yazılmıştır biline)
Referanduma az bir süre kala İstanbul’un en büyük mahallesi olan (yaklaşık 90 bin nüfus ve yaklaşık 62 bin seçmen) Atakent Mahallesi’nin CHP’ li kadın Muhtarı ve CHP’li kadın kollarının bazı üyeleri (içlerinde ADD Dernek yöneticileri de var) arasında geçen atışma ve sataşmalarla gıcık oldum. Kimi sosyal medyada oldu destek verdim kimi kişisel görüştü görüş bildirdim ve sonra bazı kadınların kocalarının da dahil olduklarını duydum.
Bir iki hafta kala ADD’nin kirasını AKP’li Küçükçekmece Belediyesinin ödemesi ile başlayan, seçmen kartlarının dağıtımı sırasında devam eden ve biz CHP olarak seni bir daha seçtirmeyiz havalarına giden tartışmaya gerçekten çok üzüldüm.
CHP İlçe Başkanı Haydar Koparan efendi bir şahsiyettir böyle de bilinir. Şahsen de çok severim kişilik olarak.
İl Başkanı Cemal Canpolat bölgemin insanıdır ve çok uzun yıllardır tanırım, izlerim.
Ben CHP delegesi olsam Canpolat’a il başkanlığı için oy vermezdim o zaman ki tercihim böyle idi ama İl Başkanı olduğunun haftasına 100 kişi ile Diyarbakır’a gitmesi ni taktir ve hayretle karşılamıştım. Sonraları yaptığı icraat ve çalışma, sarfettiği eforla bence gelmiş geçmiş tüm CHP il başkanları içerisinde Gürsel Tekin ile birlikte en iyisidir öyle görüyor öyle düşünüyorum.
Gelelim özümüze,sözümüze.
CHP’nin en büyük ilçesinin CHP’li bayan muhtarı ve CHP’li bazı bayanlar arasında ki bu sürtüşmeleri taraf tutmadan bu senin adamın bu benim adamım demeden kendi içinde hem ilçe hem il olarak çözüme kavuşturup kimseyi dışlamadan kimseyi küstürmeden çözmeleri gerekiyor.
Bu nu yapmak CHP’nin hayrınadır ve referandum sonucu ne çıkmışsa çıksın buna hemen gereksinim vardır.
Çünki bir ideolojinin yükselmesinde de düşmesinde de kadınların enerjilerinin rolu büyüktür.
Ayrıca kadınların rekabeti ve kini erkeklere benzemez, aman ha!