Yazının 2. Bölümünü siz değerli okuyucularımıza sunuyorum.

DÖNELİM TEKRAR TUZLUCA’YA

Tuzluca’nın doğal şanslarından birisi Tuz Dağıdır. Tuz dağı, (son durumu hariç) uzun uzun yıllardır atıl durumdaydı. Yani özelleştirilme adıyla onyıllar önce birilerine verilmişti. Yatırım yapması ve istihdamı artırmaları şartıyla verilen bu doğal değerimiz maalesef yatırımda görmedi istihdamda. Dolayısıyla bu şartlar yerine getirilmediği için özelleştirmenin adı” peşkeş” olarak kaldı.

VALİLERİN, BELEDİYE BAŞKANLARININ YAPMADIĞINI ÜNİVERSİTE YAPTI

Çok şükür Iğdır üniversitesi buraya el attı ve on yıllardır devletin ve dolayısıyla siyasetçilerin yapmadığını yaparak madeni biten galerileri (mağaraları) halkın kullanıma kazandırdı. Burası da henüz yarım. Öğretmen evi var, 70’li yıllardan kalma ve artık günümüz şartlarına göre kapasite donanım ve hijyenik açıdan ilkel bir konumda yarım ötesi. Iğdır’ın en büyük ve Iğdır’dan önce ilçe olan Tuzluca’da emniyet müdürlüğü yok. Hala amirlik statüsüyle hizmet veriliyor. Noter yok. Koskoca ilçede an itibariyle bir noter yok. Vatandaşlar gerek noterlik işleri için gerek ise pasaport, ehliet ruhsat vs işleri için Iğdır’a gitmek zorunda. Oysa bu iki kurumun ilçede olması demek hem istihdam artışı olacak demek hem de vatandaş bu işler için Iğdır’a gidip gelerek para ve vakit kaybetmeyecek.

ADI VAR KENDİ YOK

Tuzluca olarak Iğdır Üniversitesi’ne bağlı ve kağıt üzerinde 2 yıllık fakültemiz var ama gerçekte yok. Neden? Çünkü yıllardır ilçede iki yıllık eğitim alanı yaratılamadı.  İlçenin şehirlerarası otobüsleri için otogarı yok. İlçenin sanayisi yok. Ama siyasilerimiz eline mikrofonu aldımı iki laflarından biri ”Tuzlucam sahipsiz değil” oluyor. Sormak istiyorum; sahipler, neredesiniz?

KÖY YOLLARI ALLAH’A EMANET

Tuzluca Iğdır’ın en çok köyü olan ilçesi ve arazi yapısı gerçekten çok zor. Ama on yıllardır Özel İdare ve Köylere Hizmet Götürme Birimi köylere hizmet diye sürekli geçici çalışmalarla günü kurtarmaktan çok günü idare etmenin derdinde oldular.

Tuzluca özelinde söylemek isterim, günümüz şartlarında bırakın asfaltı-stabilizeyi mayın tarlası gibi toprak yollar yüzünden köylere gidilmiyor. Öyle ki ilçeden köylere gidecek ticari araçlar 10-15-20 km mesafeye normal şartlarda 100 tl alırken, köylerin yoları kötü olduğu için 200-250-300 tl istemekteler.

Zor şartlarda köyünde yaşam savaşı veren köylü vatandaşın ekonomik kaybı ve bu yolları kullanan araçların ömrünün azalması vatandaşa bir yük oluyor. Yetmedi yollar uçurumlarla dolu. Yani en ufak bir kaza veya kaymada araçlar yüzlerce metrelik uçurumlardan ölümcül kaza yapmaları kaçınılmaz oluyor. Oysa, yollar istenildiği kadar genişletilebilir ve asfalt olmasa dahi stabilize çekilerek silindirle sıkıştırılsa sorun bir nebze olsa çözülmüş olacak. Peki, şunu desem inanırmısınız,  Tuzluca özel idare bünyesinde silindir yok. Vatandaş toprak yolunu silindir ettiremiyor. Hoş, il özelinde var mı derseniz haksızlık etmeyelim Iğdır il özel idare bünyesinde hizmet etmek amacıyla 1 adet silindir var ama o da maalesef hep arızalı….

Özetle ili ve ilçeyi yönetenler için, köylünün canı ve malı umurlarında değil. Onlar için kağıt üzerinde ne kadar iş yaptıkları önemli…

Ankara’dan - İller Bankası’ndan gelen ödeneği kağıt üzerinde yatırıma dönüştürdünmü gerisi önemli değil. Oysa, KÖYDES’e gelen parayı yıllara göre ve planlama dahilinde köy yollarına harcanmış olsaydı şu an asfaltsız yol kalmazdı. Bunun için diyorum ki her şeyi yarım ve sahipsiz Tuzlucam…

2 YILDIR KADASTRO ÇALIŞMASI TAMAM AMA TAPU YOK

Tuzluca’nın onlarca köyünde gerçekleştirilen kadastro çalışması nedeniyle tapular yenilendi. Kadastro kanun maddesinin 22 A bendine göre gerçekleştirilen tapulamanın üstünden 2 yıl geçti. Ve köylü doğal olarak yenilenen tapularını almak ister. Müracaatlarda verilen cevaplar ise” tapu senetlerini kağıda basacak adamımızda yok bunları basacak makinamız ve kağıdımızda yok. Eeeee peki ne olacak diye sorulduğunda ise, bu işi genel müdürlük ya ihale etmeli ya da adam ve makine vermeli denmektedir. Yani, tapulama çalışmalarıda yarım. Devlet nezdinde yapılan çalışmaların hiçbirini bitirmiyorlar velhasır. 

BİR KISA NOT DA KÖYLÜYE…

Köy muhtarları da dahil, azıcık haklarınızın farkında olun ve anayasal haklarınızı arayın.  Muhtarlar, az veya çok oy alarak seçildiniz ve köylünün hakkını aramakla görevlisiniz. Sizler hak aramadıkça, devletin parasıyla ve verdiği yetkiyle sizlere hizmet etmekle sorumlu olanlar da bu durumdan yararlanmaktadırlar. Bananecilik yapmayın, hak aramak suç değil ama görev alıp halkın hakkını savunmamak en basitinden günahtır. Köylerinize sahip çıkın!

Söylenecek çok şey var ama devamı başka yazılarda olsun.