Türkiye geçtiğimiz hafta korkunç bir olayla sarsıldı. Semih Çelik isimli 19 yaşındaki şahıs, yine aynı yaşlarda ve arkadaşlık ilişkileri kurduğu İkbal Uzuner ile Ayşenur Halil'i canice katletti. Olayın ardından detaylar ve ifadeler verilmeye devam ediyor.

Bu kez Antalya’da 3 çocuk ölü bulundu Bu kez Antalya’da 3 çocuk ölü bulundu

Katil Semih Çelik'in babası ifadesinde son yıllarda oğlundaki değişimleri anlattı. Babası ifadesinde şunları söyledi;

"Bir oğlum bir kızım var. Kayınpederimin evinde oturuyoruz. Pandemiden önce, Semih lise 3'te okurken, öğretmeni bizi çağırıp bir arkadaşını kastederek 'Ondan uzak dursun' demişti.

O dönemde Semih'e aldığım bilgisayar ile evde sürekli vakit geçiriyordu. Odasına ben, annesi ya da ablası girdiğinde telaşla bilgisayarını kapatıyordu. Bilgisayarı şifreliydi, bu yüzden ne yaptığını, kimle görüştüğünü kontrol edemiyorduk.

Daha sonra okumayacağını söyledi. 'Okuyup büyük adam olacağım da, bilim adamı olacağım da ne olacak?' diyordu. Dışarıdan liseyi bitirdi.

1 Mart 2022 günü, Semih'in okul arkadaşı İkbal Uzuner'in annesi eşimi arayarak, 'Senin oğlun benim kızımın beynini yıkamış, birlikte intihar edecekler' dedi. Aynı gün akşam saatlerinde, Semih'in sol göğüs bölgesinden kendini bıçakladığını öğrendik. Çocuk Şube'ye ifade verdi, Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi'nde psikolojik tedavi aldı, 3 hafta yattı.

Bir süre sonra kasap olmak istedi ve Rami Meydan'da bir iş yerinde çalışmaya başladı. En son Bayrampaşa'da çalışıyordu. Evde altın birikimleri vardı, ihtiyaçlarını bunları satarak karşılıyordu.

2 yıldır uyuşturucu kullanıyordu. Davranışlarından ve duygu durumu bozukluğundan bunu anladım ama nereden temin ettiğini bilmiyordum.

Bir yıl önce odasında, şeytana benzer kara kalem çizimleri gördüm. Sorduğumda, 'Anlamazsınız, düşünce yapılarımız farklı' dedi.

Semih, intihar girişiminden sonra İkbal'den ayrıldı ve bir yıl önce, Ayşenur Halil isimli sınıf arkadaşıyla çıkmaya başladı. Pazartesi günleri Ayşenur evimize gelir, Semih ile evde vakit geçirirdi.

Olay günü, 4 Ekim Cuma sabahı Semih'i arayıp, 'Oğlum, işten dolayı bu akşam geç geleceğim' dedim. 'Ayşenur evde, sakın gelmeyesin baba' dedi. Eşim arayarak 'Polisler evde, çabuk gel' dedi. Eve geldiğimde polislerden öğrendim.

Semih, 3 aydır uyuşturucu kullanmıyordu çünkü alacak parası yoktu.

2023 yılı kışında odasına girdiğimde, penceresi açık ve oda soğuktu. Pencereyi kapatmak isterken, 'Kapatma camı' diyerek, gökyüzünü işaret etti ve 'Ne görüyorsun?' dedi. 'Karanlık, bir şey görmüyorum' dedim. 'Sen benim gördüğümü göremiyorsun' dedi.

Bu yaz, 'Baba, gideceğim yerde mutlu olacağımı bilsen üzülür müsün?' dedi. 'Rabbimiz canı ben verdim, ben alırım, intihar günahtır' dedim. 'Sen beni anlayamazsın' dedi. 'Önünde bir hayat var' dedim ama 'O kadar uzun yaşamayacağım' dedi. 'Bu hayat boş' diyordu. Sadece Ayşenur ile görüşüyordu.

Kasaplık aletlerini odasında tutuyordu. Aldığımda aşırı sinirlenip 'Sakın dokunma' dedi. Korktuğum için üzerine gitmedim.

Eşim, olay günü Semih'i ve Ayşenur'u görüntülü aramış, herhangi bir sorun yokmuş.

Eşim, Semih'in 16 yaşından itibaren varoluşla ilgili 'Tanrı bizi niye yarattı?' gibi sorular sorduğunu söyledi.

Okul öğretmenleri, Semih'in çok zeki olduğunu, rehber öğretmeni de 'Bu çocuk yazılıma yatkın, bilgisayar alırsanız kendini geliştirebilir' demişti. Ancak Semih, bilgisayarı incelemeye götüreceğimi söylediğimde kıyameti kopardı. Bu bilgisayarı 3 yıl önce parça parça sattı.

Semih'in kimlerle irtibatta olduğunu bilmiyorum. 16 yaşına gelmeden önce imanlı biriydi, namaz kılardı. Hatta bana 'Neden namaz kılmıyorsun, cehennemde yanacaksın' demişti."

Editör: Editör Yazar