AK Parti hükümeti, son dönemde ekonominin kötü gidişatı nedeniyle tasarruf genelgesi adı altında kamu kurumlarına yönelik bir dizi ekonomik tedbirler açıkladı.
Muhalefetteki siyasi isimler de AK Parti’nin geçmişte yaptığı eylemleri her fırsatta hatırlatmaya devam ediyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada AK Parti sıralarına seslenip geçmişte söylenen ‘itibardan tasarruf edilmez’ sözüne atıfta bulunarak, “Çocukları aç bir ülkenin itibarı olmaz” dedi.
Karabat'ın konuşmasının tamamı şöyle;
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri, Yüce Meclisi Saygıyla Selamlıyorum
Değerli milletvekilleri, günümüz Türkiye'sinin şüphesiz en önemli sorunlarından biri nitelikli beslenemeyen çocuklardır ve hepimiz bu ülkede yaşayanlar olarak bundan sorumluyuz. Bir tarafta şatafatlı kamu binalarıyla itibar yarattığını düşünen bir anlayış var, diğer tarafta ise çocuğunun beslenme çantasına ekmek koyan anneler var. Bir yanda çifte maaşlı bürokratlar, diğer yanda evladına ve torununa harçlık veremeyen ebeveynler, babaanneler, anneanneler ve dedeler var. Hepimizin bildiği gibi, okullarda öğrenciler açlıktan bazen bayılıyor ve gelişim sorunları yaşayan çocukların sayısı hızla artıyor. Öğretmenlerimiz ve aileler çaresiz, ama en önemlisi hükümet çaresiz. Çocuklar açlıktan derslere odaklanamıyor.
Dünyanın kasıp kavurduğu İkinci Dünya Savaşı'nda bile böyle bir duruma düşmeyen Türkiye, bugün açlık sınırını sürekli asgari ücretin aştığı, yoksulluk sınırının sürekli memur maaşını aştığı ve gıda enflasyonunun sürekli TÜFE endeksini aştığı bir durumda. Resmi verilere göre Türkiye'de 11 milyon 650 bin yoksul var ve yoksulluk oranı nüfusun %15,5'ine yaklaşıyor. Çocuklar aç okula gidip geliyor, biz bunu söylediğimizde siz bize köprülerden bahsediyorsunuz. Nitelikli kaliteli beslenme sorunu var dediğimizde ise siz havalimanlarından bahsediyorsunuz. Kamu-özel işbirliği projelerinden ve kur korumalı mevduatlardan bahsettiğimizde ise siz şehir hastanelerinden bahsediyorsunuz.
Tasarruf genelgelerini önümüze koyuyorsunuz ve o tasarruf genelgelerinde memurun çocukları için kreş yapılmasını 3 yıllığına yasaklıyorsunuz. Kamu binalarının metrekarelerinin oradaki insanlarla orantılı olmasını istiyorsunuz. Biz bunu yıllardır söylediğimizde itibardan bahsediyorsunuz. Şimdi bizim dediğimiz noktaya gelmiş olmanız sevindirici. İtibar, şaşalı binalarla veya büyük konvoylarla olmuyor. Gıda fiyatı endeksinden bahsetmek isterim. 2023'te dünya fiyatları %10 artarken Türkiye'de %72 arttı ve gıda enflasyonunun en yüksek olduğu ülke ne yazık ki Türkiye.
Tarım Bakanlığı yardımcılarına hiç baktınız mı? Aralarında hukukçu, iktisatçı, kamu yöneticisi var ama ziraatçi ve tarım uzmanı yok. Bu yapılanmayla gıda sorununu çözemezsiniz. Türkiye'de çiftçi sayısı hızla düşüyor. Artan nüfusa rağmen çiftçi sayısı düşüyor ve sizin iktidarınızda Türkiye'nin nüfusu yaklaşık 20 milyon artarken çiftçi sayısı hızla düşüyor. Bu istatistikle gıda enflasyonu ve gıda üretimi sorununu çözemezsiniz. Mercimek, mısır, soya, inek, koyun, saman ithal ediyoruz. Üretmeyen bir anlayışla gıda problemini çözemeyiz.
Türkiye'nin değerli tarım arazilerini görmek, hayvan üretilemeyen yaylaları görmek ve buralara ilişkin yasal düzenlemeler yapmaktan geçiyor bu sorunu çözmek. 2005'ten bu yana fiyatlar 22 kat artarken gıda fiyatları tam 32 kat arttı. Türkiye'nin en fakir %20'sinin enflasyonu %108 gıda enflasyonu. Böyle bir ülkede yaşıyoruz. Siz bu tabloyu görmeden lüks bir ülkede yaşadığımızı düşünüyorsunuz. Sayın Erdoğan demişti ki, "Gerekirse hayvanları Uruguay'dan alırız." İşte bu anlayış, Türkiye'yi batıran anlayıştır. Türkiye'nin sermaye yoğunluğu en düşük olarak gelişebileceği alan tarım ve hayvancılıkken ne yazık ki burayı terk ettiniz ve çocuklarımızı açlığa sevk ettiniz.
Türkiye'nin yakın bir gelecekte bütün sektörlerde üretimi önceleyen, üretimi planlayan bir iktidar anlayışına ihtiyacı var. Halkımızın da tercihiyle bu iktidarı kuracağımıza söz veriyorum. Hepinize iyi akşamlar diliyorum.
