6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin yıldönümünde İstanbul’u da bekleyen deprem gerçeği gündemimizde. Küçükçekmece’de 30 yılı aşkındır yayın yapan bir medya kuruluşu olarak Küçükçekmece’nin riskinin de ne kadar yüksek olduğu bilinciyle konuyu uzmanlarla ve yetkililerle konuşmaya devam ediyoruz.

Küçükçekmece Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi ve belediyenin İmar Komisyonu üyelerinden İnşaat Yüksek Mühendisi Mehmet Pamuk’u gazetemizde ağırladık. Pamuk, Yaşam Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Celal Karaali’nin sorularını yanıtlarken 6 Şubat gibi acı bir günde başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesini ve ülkemizi ciddi şekilde tehdit eden deprem tehlikesine yönelik kamuoyunun dikkatini bir kez daha çekmek istiyoruz.

Öncelikle, 6 Şubat depremleriyle ilgili görüşlerinizi alarak programımıza devam edelim.

“AK PARTİ HÜKÜMETLERİ DEPREMİ İÇSELLEŞTİRDİ”

6 Şubat depreminin, Türkiye açısından çok önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Gerçekten "asrın felaketi" denmesinin esas sebebi, 6 Şubat’ta sadece bir depremden bahsetmiyor oluşumuzdur. Aslında, art arda iki deprem gerçekleşti. Depremlerin şiddetini belirleyen en önemli faktörlerden biri de yüzey derinliğidir. Her ne kadar büyüklükleri belirli seviyelerde gibi gözükse de, bu depremler yüzeye çok yakın olmaları sebebiyle etkileri, aynı büyüklükteki diğer depremlerden çok daha yıkıcı oldu.

Birinci depremin hasar verdiği yapılar, ikinci depremde tamamen yıkıldı. 11 ili kapsayan bu devasa deprem, bölgeyi ciddi şekilde etkiledi. Elimizdeki istatistiklere göre, ağır hasar gören ve yıkılan binaların %18’i yapı denetimsiz ve çoğu ruhsatsız binalardan oluşuyordu.

Türkiye’de deprem gerçeğinin algısının değiştiği tarih, 1999 Marmara Depremi’dir. Biz, 1999’a kadar mühendislik kabullerimiz, deprem haritalarımız ve planlamalarımız konusunda eksik yönlerimizi fark etmedik. Ancak 1999 Marmara Depremi, Kuzey Anadolu Fayı ve Anadolu’daki diğer fay hatlarının, tıpkı 200-300 yıl önce olduğu gibi bugün de büyük yıkımlara sebep olabilecek potansiyelde olduğunu gösterdi.

1999’dan sonra, özellikle 2002’de AK Parti hükümetlerinin gelmesiyle birlikte, yapı denetim kanunlarında ciddi değişiklikler yapıldı. Artık yapı denetimsiz bina yapılmaması sağlandı. AK Parti, bu meseleyi en çok içselleştiren ve bu konuda en fazla çalışma yapan hükümetler silsilesi oldu.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Yapıların Dönüşümü Kanunu, yapı denetim kanunu ve "Yarısı Bizden" kampanyası gibi adımlarla, deprem gerçeğini kabul eden bir paradigma değişimi gerçekleşti. Doğru yapı denetimi ve mühendislik hizmeti alan binaların Kahramanmaraş depremlerinde ayakta kaldığını gördük. Ancak mühendislik hizmeti almamış, projesine uygun yapılmamış, kaçak unsurlar içeren binalar maalesef 6 Şubat depremlerinde büyük yıkıma sebep oldu.

“İMAR AFFI DEĞİL, İMAR BARIŞI”

AK Parti iktidarlarının yaklaşımından bahsettiniz. Ancak "imar affı" adı altında yapılan uygulamalar, bu yaklaşımla çelişmiyor mu?

Bunu ifade ettiğiniz şekliyle değerlendirmek yanlış olur. Çünkü burada bir "imar affı" değil, bir "imar barışı" söz konusudur. Buradaki kasıt, devletin mevcut binaları kayıt altına almasıdır. Yani ortada bir bina var, ama bu bina kayıtlı değil. Devletin çürük bina ile sağlam binayı ayırt edebilmesi için elinde bir veri olması gerekir. İşte imar barışına başvuran vatandaşlar, bu kayıt altına alma sürecine dahil edilmiştir.

Türkiye’de imar barışı uygulamasını başlatan ne AK Parti hükümetleri ne de bu döneme özgü bir anlayıştır. İlk imar barışı uygulaması, Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek parti döneminde, İsmet İnönü zamanında, Ankara’da yapılmıştır. O dönemde gecekondu sorunu nedeniyle, devlet bu yapıların envantere girmesi için imar barışı uygulamıştır.

Günümüzde de bu mantık devam etmektedir. İmar barışı sayesinde, devlet bir binanın varlığını resmi olarak kayıt altına alıyor ve "Yarısı Bizden" kampanyası gibi projelerde vatandaşa destek sağlayabiliyor. Aksi takdirde, resmi kaydı olmayan bir binaya nasıl destek verilebilir?

“YARISI BİZDEN KAMPANYASI EŞİ GÖRÜLMEMİŞ BİR DESTEKTİR”

"Yarısı Bizden" kampanyası, Türkiye’de kentsel dönüşüm kapsamında sunulmuş en büyük destek paketlerinden biridir. İstanbul genelinde yapılan başvurular doğrultusunda, her daireye 1 milyon 400 bin TL destek verilmektedir. Bunun 700 bin TL’si hibe olarak düşülmekte, kalan 700 bin TL ise 144 ay vadeyle ödenmektedir. Ayrıca, vatandaşın yeni yerine taşınması için 100 bin TL taşınma desteği verilmektedir.

Ortalama bir dairenin inşaat maliyetinin 2,5-3 milyon TL olduğu düşünülürse, devlet, bu maliyetin yarısını karşılayarak kentsel dönüşümün önünü açmaktadır. Küçükçekmece, yapı stoku açısından en riskli ilçelerden biri olduğu için bu kampanyadan en fazla yararlanması beklenen ilçelerden biridir.

Küçükçekmece’de bu kampanyadan faydalanan kaç bina var?

Şu ana kadar İstanbul genelinde 400 bina destek aldı. Küçükçekmece özelinde ise şu an itibarıyla 35-40 bina bu destekten faydalandı. Bu binaların bazıları, finansal desteğin %100’ünü aldı bile. Kampanya çok hızlı ilerliyor ve herhangi bir finansal problem yok. Çünkü bu destek, Merkez Bankası tarafından kurulan Kentsel Dönüşüm Hesabı üzerinden finanse ediliyor.

“YEREL İLE MERKEZ ARASINDA İLETİŞİM KOPUKLUĞU OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”

Mecliste biraz da siz bazı sıkıntılarımızı bakanlara ve hükümete taşıyın, siz de bu konuda elinizi taşın altına koyun diye eleştiriler geldi.

Biz şu bakış açısıyla bakıyoruz meseleye: Ben Küçükçekmece'de doğdum, Halkalı Caddesi Numara 94'te dünyaya gelmiş bir kardeşinizim. Biz, bugün görevdeyken de Küçükçekmeceliyiz, görevde değilken de Küçükçekmeceliydik. Bizim meclis üyeliğimiz bittiğinde de Küçükçekmeceli olacağız, bu sokaklarda dolaşacağız. Bizim için 31 Mart akşamında AK Parti meclis üyesi olarak meclise girdikten sonra bizim için artık millete hizmet dönemi başlamıştır. Biz Küçükçekmece'nin hizmetindeyiz. Biz şu anda birçok Cumhuriyet Halk Partili meclis üyesi kardeşimize, birçok Cumhuriyet Halk Partili arkadaşımıza hiçbir parti ayrımı gözetmeksizin milletimize yaptığımız çağrıyı yapıyoruz. Biz milletimizin emrindeyiz, Cumhuriyet Halk Partililerin de emrindeyiz. Bir telefonla istedikleri soruyu sorup, istediği desteği biz vermeye hazırız.

Aynı şekilde bu iletişim oluyor mu?

Oluyor. Yani biz o noktada onların emirlerindeyiz ve onlar da bize konuyla alakalı soru sorduklarında en doğru cevabı alıyorlar. Bizim açımızdan yine belediyedeki bütün memurlarla, bu işi dert edinmiş bütün arkadaşlarla omuz omuza çalışıyoruz. Bizim kavga edeceğimiz tek kişi, milletin derdiyle dertlenmeyen kişidir. Milletin derdiyle dertlenmeyen memur da olsa biz onunla kavgalı olacağız, belediye başkanı da olsa biz onunla kavgalı olacağız, sokaktan geçen süreci tıkayan herhangi bir vatandaş da olsa biz onunla kavgalı olacağız. Bizim kavgamız, milletin derdini çözmek, milletin derdiyle dertlenmek. Bizim hiç kimseyle bir problemimiz yok.

Büyükşehir ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında bir koordinasyon bozukluğu var mı, bir iletişim sorunu var mı?

Ben olduğunu düşünmüyorum. Niye olduğunu düşünmüyorum, çünkü Cumhurbaşkanımızın, ana bakışı ‘millete hizmet’ odaklıdır. Millete hizmet odaklı bir bakışa sahip bir genel başkanın, bakanlığı koordinasyonda herhangi bir engel çıkartmaz.

“İMAMOĞLU İKİ SEÇİMDE DE VERDİĞİ SÖZLERİ TUTMADI”

Ama şöyle bir şey var mıdır, onu bilmiyorum; Hani şimdi 100 bin konut sözünü verirken bakanlığa dönüp de, "Ekrem Bey, ben 100 bin konut inşa edeceğim, bunun parasını sizden alıp yapacağım, ona göre söz veriyorum" diyerek söz vermişse de o sözü tutamamışsa, onu Büyükşehir Belediye Başkanı'na sormak lazım.

Milletimizin hizmetinde yeterince olmadıklarını düşünüyoruz. Milletimize daha fazla hizmet etmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Sayın Ekrem İmamoğlu, 31 Mart seçimlerine giderken çıktı dedi ki, "Biz yeni dönemde kentsel dönüşüme giren binalara %65 finansal destek vereceğiz" dedi. Aynı 2019 seçimlerinden önce İstanbul'da 100 bin konut dönüştüreceğiz dediği gibi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bütçesinden daha büyük bütçesi vardır İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin. Kurumların isimlerinin bir önemi yoktur, bütçelerinin önemi vardır. Yani siz cebinizdeki para kadar alışveriş yapabilirsiniz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bütçesinden büyüktür.

Sayın İmamoğlu, 2019-2024 döneminde bu millete 100 bin konut yapacağı sözünü canlı yayında verdi ama sadece 10 bin konut yaptı. Biz de diyoruz ki 90 bin konutu nasıl yapmazsın? Siyaset ciddi bir iştir, hesapla kitapla olur.

Size daha dramatik, daha Küçükçekmece özelinde, bizi daha çok ilgilendiren bir istatistik vereyim. 2019-2024 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 100 bin konut sözü verdiği İstanbul'un en büyük ikinci ilçesi olan Küçükçekmece'de kaç tane konut inşa etmiştir?

10 deseniz yapmadı, 100 deseniz yapmadı, 1000 deseniz yapmadı. Çünkü bir tane bile yapmadı. Bir tane konut inşa etmemiş. Afetlere sırt dönmüş bir İBB, kentsel dönüşümde yalnız bırakılmış bir Küçükçekmece var.

Gaziosmanpaşa’da ibadethaneler özenle temizleniyor Gaziosmanpaşa’da ibadethaneler özenle temizleniyor

Beklenen büyük İstanbul depremine yönelik çalışmalar, gerek hükümet gerek büyükşehir tarafından çok ağır aksak yürütülmüyor mu?

Bu millete edilen hiçbir hizmet yeterli değildir. En iyi yolu yapsanız da o yolda eksiklik vardır. Çünkü hayat sürekli yenilenmeyi, sürekli daha iyiye gitmeyi gerektirir. Çok önemli işler yapıldı. Bakın, AK Parti döneminde yapılan işleri söyleyeyim. Daha önce Türkiye’de binalar kontrolsüz, kaçak bir şekilde inşa ediliyordu. AK Parti döneminden sonra, 99’dan sonra bunlar bitti. Artık şu anda yapı kontrolsüz, betonda çip numunesi alınmadan, şantiye şefi olmadan kaçak yapı inşa edilmesi neredeyse imkânsız hale geldi. Cumhuriyet tarihinde daha önce hiçbir hükümetin aklına gelmeyen, hiçbir hükümetin önemsemediği konular önemsenmiştir. Finansal desteklerin çerçevesi çizilmiş, “Yarısı Bizden” kampanyasıyla finansal destekler sağlanmıştır. Ancak yine de İstanbul için daha fazlası yapılmalıdır, yine de yeterli değildir. Bu noktada biz büyükşehir belediyesinden de omuz bekliyoruz. 5 sene boyunca Küçükçekmece’ye bir tane bile konut inşa etmeden, bir tane bile kentsel dönüşüm yapısı yapmadan geçirmek, bu millete iyilik değildir.

BELEDİYEMİZE SESLENİYORUM: REZERV KONUT YAPIN

Biz, Küçükçekmece özelinde ve Küçükçekmece Belediyesi üzerinden çağrımızı şöyle yapıyoruz: Küçükçekmece Belediyesi’nin acilen rezerv konutlar inşa etmesi lazım. Küçükçekmece İnşaat Taahhüt Anonim Şirketi var, kurucu yönetim kurulu üyelerinden bir tanesi benim. Biz, kentsel dönüşüm ve binaların yenilenmesiyle ilgili planlarımız olduğunu belirttik ve Yeni Mahalle Rezerv Konutları’nı inşa ettik. Peki, o dönemde Yeni Mahalle Rezerv Konutları neden vardı? Temel Bey döneminde yapılan rezerv konutlar, bugün belediyenin ve vatandaşın bir problemini çözmek için kullanıldı ve biz de destek verdik. Oy birliğiyle bu karar geçti. Ama diyoruz ki, takas edecek mal bırakmadınız. Ne varsa kullanın, ama yenisini de inşa edin. 200 tane rezerv konutu siz yapın.

Böyle bir imkân var mı?

Biz, bu konuda Fatih Üstünbaş’a yaptığımız çağrıya karşılık olarak, kendisinden “Bizim böyle bir planımız yok.” yanıtını aldık. Buradan anlaşılıyor ki böyle bir gündemleri de, böyle bir planları da, böyle bir düşünceleri de yok. Ama olması gerekiyor! Sizce gerekmiyor mu?

800 bin nüfuslu bir belediyenin, evi yanmış iki vatandaşı yerleştirebileceği bir çözüm üretmesi gerekmez mi? Kolonu patlamış bir binada yaşayan insanları, 31 Aralık gecesi sokakta bırakmak yerine, geçici olarak bir otele yerleştirmek daha insani değil mi? Ancak üç gün sonra, o otelin ücreti ödenmediğinde vatandaş kendi başının çaresine bakmak zorunda kalıyor. İşte rezerv konutlarının amacı tam olarak bu! 800 bin nüfuslu bir ilçede yangın çıkabilir, bir binanın kolonu patlayabilir, insanlar sokakta kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Belediyenin elinde ya da Büyükşehir Belediyesi’nin Küçükçekmece ölçeğinde 200 tane rezerv konut olsaydı, bu durumlar için önemli bir çözüm sunulabilirdi. Kentsel dönüşüm açısından belediyenin elinin güçlü olması lazım. Mesela dört bina yıkıldığında, vatandaşlar o rezerv konutlara yerleştirilir, yeni binalar yapılana kadar orada kalırlar. Esenler Belediyesi bunu yapıyor, Bağcılar Belediyesi bunu yapıyor. Biz de Küçükçekmece Belediyesi’nden bunu bekliyoruz. “Mehmet Pamuk’a yapsınlar” demiyoruz ki! Rezerv konutlar yapılsın ve belediyenin elinde bulunsun. Yarın öbür gün bir afet yaşandığında bu vatandaşlar ne yapacak? Bugün bir afet paneli var. Bu panelle ilgili nasıl bir hazırlık yapıldı bilmiyorum ama en önemli mesele şu: Afette bu insanlar nereye gidecek? Afet anında belediye nasıl bir reaksiyon gösterecek? Diyoruz ki, 200 tane afet konutu yapın ve bunları dönüşüm amacıyla kullanın. Örneğin, bir vatandaşın evi yandıysa çaresiz mi kalsın?

SOSYAL BELEDİYECİLİK DEDİKLERİ NEDİR?

Cumhuriyet Halk Partili yöneticilerden en çok duyduğum söz şu: “Biz sosyal belediyecilik yapacağız.” Peki, sosyal belediyeciliğin bir parçası değil mi bu? Sosyal belediyecilik, vatandaşın en temel ihtiyaçlarını karşılamak değil midir? Bunun tanımı nedir? Bizim bu noktada tek talebimiz budur. Vallahi kimseyle bir kavgamız yok, kimseyle bir gerilimimiz de yok. Biz bu milletin emrindeyiz. Onlar da bu milletin hizmetkârı olduğu sürece biz destek olmaya devam edeceğiz.

Örneğin, otopark yasası geçti. Otoparkların 250 metrekarenin üzerinde olanlarından harç tahsil edilmesiyle ilgili bir değişiklik yapıldı. Ben çıktım, tüm meclise ve değişikliği teklif eden belediye başkan yardımcısına, AK Partili meclis üyesi Umut kardeşimize teşekkür ettim. Doğru yapan herkesin yanındayız. Yanlış yapanı da uyarıyoruz. Yoksa bizim mecliste olmamızın ne anlamı var? Yanlışa dur diyemedikten, doğruya yönlendiremedikten, doğruyu da takdir etmedikten sonra burada olmamızın ne anlamı var?

Belediye başkan yardımcılarımız, Kemal Çebi gibi Küçükçekmece’nin yetiştirdiği kıymetli bir abimiz var. Bizim tek dileğimiz şu: Eğer bir gerilim yaşanacaksa bu sadece millete hizmet noktasında olsun. Millete hizmet edilsin, hizmet oranı artsın, verilen sözler tutulsun ve hatta verilen sözlerin üzerine çıkılsın. Emin olun, bu cefakâr ve vefakâr millet her şeyin en iyisini hak ediyor. Ne yapıyorsak eksik yapıyoruz, daha fazlasını yapmamız lazım. Biz meseleye böyle bakıyoruz. Allah’tan da niyaz ediyoruz ki, bize de diğer partili arkadaşlara da güç ve kuvvet versin. Böylece milletimizin bir problemini daha çözebilir, bir yarasına daha merhem olabilir, bir derdine daha derman olabiliriz. Allah bunu bize nasip etsin diye dua ediyorum. Fazıl Anıl Kılıçlı