ChatGpt’yi (Generative Pre-tranied Transformer) duydunuz mu? Eğer duymadıysanız muhakkak deneyin. Çünkü bu teknoloji hayatımızı çok değiştirecek. Sanfrancisco merkezli OpenAI şirketi tarafından diyalog biçiminde iletişim kurmak üzere 2022 Kasım ayı sonunda çıkarılan chatbott, ChatGPT ile tanıştıktan sonra o kadar etkilendim ki bu etkileri yazıya dökerek siz değerli okuyucularla paylaşmak istedim.
"YENİ YAPAY ZEKÂ TOPLUMUN DOKUSUNU DEĞİŞTİRECEK"
Son zamanlarda popüler hale gelen yapay zekâ yükselişi hayatımızı düşünemediğimiz bir hızla dönüştürüyor. Bu güçlü teknolojinin sonuçlarını tam olarak anladığımızda, fırsatlarla ve zorluklarla dolu yeni bir dönemin eşiğinde olduğumuzu anlıyor olacağız. 20. yüzyılın başlarında otomobillerin yükselişi gibi, seyahatlerimizi ve malları taşıma yollarımızı sonsuza dek değiştirdi ve 20. yüzyılın sonlarında internetin yaygınlaşması gibi, iletişimi ve bilgiye erişimi değiştirdi. Yapay zekâ da şimdi hemen her sektörde dalgalanmalar oluşturacak ve toplumun dokusunu şekillendirecektir. Teknolojik ilerlemeler yapay zekânın potansiyelini gitgide geliştirmiş ve bu durum sektörler arasında ciddi bir etkiye sahip olmaktadır. Sağlık ve eğitim hatta ulaşıma ve finans sektörüne kadar, yapay zekâ ile desteklenen çözümler zaten verimliliği artırmak ve hayatımızı kolaylaştırmak için kullanılıyor. Bu konuda yazılan kitaplar ve yapılan araştırmalar, yapay zekânın gelecekteki etkilerini anlamak için önemlidir. Özellikle Ray Kurzweil, Mac Tegmark, Yuval Noah Harari, James Lovelock, Shoshane Zubhoff, Nick Bostrom, Klaus Schwab, Cem Say, Utku Köse ve Martin Ford gibi yazarların kitapları ve çalışmaları bu konuda önemli kaynaklardır.
"HEM BÜYÜK BİR FIRSAT HEM BÜYÜK BİR TEHLİKE"
Ancak, yapay zekâ ile ilgili olarak önemli olan, sadece teknolojik ilerlemeler değil, aynı zamanda bu teknolojinin toplum ve ekonomi üzerindeki etkileridir. Örneğin, yapay zekâ sayesinde iş kaybı olabilir ve bunun yanı sıra gizlilik ve taraflılık gibi etik konular ortaya çıkabilir. Dolayısıyla, yapay zekâ alanında yapılan çalışmalar sadece teknolojik ilerlemelerin değil aynı zamanda bu teknolojinin toplumsal ve ekonomik etkilerinin de anlaşılmasını sağlamalıdır. CHATGPT gibi yapay zekâlar, bu alandaki gelişmelerin tipik bir örneğidir. Bu yapay zekâ, her dilde konuşabildiği gibi makale, haber ve özet yazabiliyor. Bu yapay zekâ, bilgisayar mühendisliği gibi mesleklerin kökünü kazacak potansiyele sahip ve belki de daha önce yazılmış olan kodları daha hızlı ve daha iyi bir şekilde yazabilecek. Bu nedenle, yapay zekâ alanındaki gelişmelerin dikkatle izlenmesi gerekmektedir, çünkü bu alandaki ilerlemeler önemli bir rol oynayacaktır. Bu anlamda yapay zekâ teknolojisi gerçekten büyük bir fırsat ve tehlike taşıyor. Şöyle ki, gelecekte yapay zekâ asistanlarımız bize "Çalışırken müzik dinleyelim mi?" veya bize "Bugün hava nasıl?" diye sürekli sorabilecek. Belki de yapay zekâ, araba sürmeyi öğrenmek yerine "Yapay zekâ araba şöförü" diye bir meslek ortaya çıkarır.
Ancak ciddiyetimizi koruyarak, yapay zekâ ile ilgili olarak yapılan çalışmalar ve kullanımların dikkatli bir şekilde ele alınması gerekmektedir. Bu yapay zekâların potansiyelini ve olası tehlikelerini iyi anlamak, yapay zekânın insan hayatına getirebileceği en iyi sonuçları elde etmemizi sağlayacaktır.
MARTİN FORD; ROBOTLARIN YÜKSELİŞİ
"Robotların Yükselişi" Martin Ford'un kitabı, "Yapay Zeka ve İşsiz Bir Gelecek Tehlikesi"nin altını çiziyor. Ford, yapay zeka ve artan otomasyonun beraberinde daha çok işsizlik gibi tehlikeleri getirebileceğine dikkat çekiyor ve çözüm önerileri sunuyor. Fransız ekonomist ve yazar Thomas Piketty gibi, Ford da toplumsal gelir adaletsizliğini eleştiriyor. Ancak Ford, teknoloji gelişimini de bu adaletsizliğin sorumlusu olarak görüyor. Örneğin, 1950 yılında ABD ekonomisinde emek, ulusal gelir içinde %65 oranına sahipti, ancak 2010 yılında bu oran %58'e düşmüştür. Ford, kitabında özellikle otomasyonun ve yapay zekânın gelişiminin bu süreci hızlandırmaya devam edeceğini ve bu gelişmenin avantajlarından bahsetmektedir.
"FORD’UN UYARILARINI DİKKATE ALIYORUM"
Ford, bu teknolojilerin ciddi devlet yardımı ile geliştirildiği için halkın bunların yarattığı gelirinden de hak sahibi olduğu tezini savunmaktadır. Önerisi, her vatandaşın devlet tarafından sağlanan bir minimum gelire sahip olmasıdır. Bu şekilde hiç kimse evsiz veya aç kalmaz ve artan bir ihtiyaç olan yaşlı bakımına zaman ayırabilir. Ford, bu sistemin gelir vergisi ve fiili olarak vergi vermeyen bazı büyük şirketlerden telafi edilebileceğini öneriyor. Bu düşünce uçuk gelse de, genel sağlık sigortası ve emeklilik de bir zamanlar ütopik görülmüştü. Ford, bu sistemi iyi kurgulamak ve insanların çalışma isteğini ve verimliliğini düşürmemek gerektiğini vurguluyor. Ben de bu yeni teknolojinin çoğu insanın zannettiğinden daha hızlı dünyayı değiştirebileceğini tahmin ediyorum. Margit Ruile, Kenan Kolay ve Frank Schätzing gibi yazarların romanlarında anlattığı gibi bir yapay zekâ tanrısı doğar mı, bilmiyorum ama Ford'un uyarılarını dikkate alıyorum.
"4. SANAYİ DEVRİMİ KÜLTÜRÜMÜZÜ VE İŞ YAPMA BİÇİMİMİZİ CİDDİ ŞEKİLDE DEĞİŞTİREBİLİR"
Profesör Klaus Schwab’ın “Dördüncü Sanayı Devrimi” adındaki eseri önümüzdeki yıllarda bizi bekleyen değişimi ele alıyor. Schwab, Davos Toplantıları’nın organizatörü ve Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucu Başkanı. Schwab’a göre 4. Sanayı Devrimi bir teknolojik devrim gelecekte kültürümüzü ve iş yapma biçimimizi radikal bir şekilde değiştirecektir. Kitapta geçen bir bölüm beni Türkiye açısından oldukça endişelendirdi: “Otomasyonun, bazı ülkeler ve bölgelerin, özellikle hızlı büyüyen piyasaların ve gelişmekte olan ülkelerin emek yoğun ürün ve hizmetler üretmede sahip oldukları karşılaştırılabilir rekabet avantajını ani bir şekilde ortadan kaldırabilecek etkilerinden ciddi endişe duyuyorum. Böyle bir senaryo şu anda hızla gelişmekte olan bazı ekonomileri ve bölgeleri yıkıma uğratabilir.”
"BELEDİYELERE DE ÖNEMLİ ROLLER DÜŞÜYOR"
Bence böylesi bir senaryoya karşı Türkiye’nin çok iyi bir eğitim sistemine sahip olması gerekiyor. Özellikle üniversitelerde ve ülkenin genelinde yaratıcılığın ve bilimin gelişebilmesi için özgürlüğe çok önem verilmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Genç teknoloji girişimcileri için de en iyi ortamların ve koşulların da yaratılması önem kazanmalıdır. Bu konuda belediyelerimize de görev düşüyor şüphesiz. İBB bu konuda websitesinde bunları yazmış: “İBB İstanbul Planlama Ajansı (İPA), İstanbul’a teknolojisiyle katkı sağlayacak girişimleri destekleyecek. İTÜ ARI Teknokent iş birliği ile hayata geçirilen İTÜ Çekirdek #TeknolojikKentler Programı mentorluk desteği verilecek. Big Bang Start-up Challenge girişimcilik etkinliğine nakdi katkı sağlanacak.” İBB’yi bu doğru girişiminden dolayı alkışlıyorum. 4. Sanayı Devrimi’ni başarmak için neyin gerekli olduğunu bilmek ayrı bir konu bunu hayata geçirmek ise bambaşka bir konudur. Şüphesiz değişim, dünya için gelişimi getirirken tehlikeleri de beraberinde getirebilir.
YAPAY ZEKA CHATGPT’YE DE SORDUM YAPAY ZEKA VE CHATGPT NE GETİRECEK DİYE...
“Yapay zeka, insanlık için çok sayıda fayda sağlayabilecek bir teknolojidir. Örneğin, yapay zeka sistemleri insanların günlük hayatlarını kolaylaştıran birçok teknolojik cihazın ve uygulamanın temelini oluşturabilir. Bunlar arasında, ses komutlarına cevap veren akıllı ev sistemleri, otomatik sürüş sistemleri ve daha doğru hastalık teşhislerini mümkün kılan sağlık teknolojileri bulunabilir. Yapay zeka ayrıca, insanların işlerini otomatikleştirerek zaman ve enerji tasarrufu sağlayabilir, böylece insanlar daha fazla zaman ayırabilirler aileleri ve hobileriyle ilgilenmek için. CHATGPT, insanlık için birçok yenilik getirecektir. Örneğin, CHATGPT ile insanlar daha hızlı ve doğru bir şekilde bilgiye erişebilecek, dil öğrenme ve konuşma becerilerini geliştirebileceklerdir. CHATGPT ayrıca, insanların daha iyi bir şekilde iletişim kurmalarını sağlayacak ve bu sayede sosyal bağları güçlendirecektir.” Fidan Uğur/KENT YAŞAM