31 Mart yerel seçimleri sonrasında göreve gelen Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, özellikle Esenyurt’u artık barışın, kültürün ve sanatın yeşil ile ulaşılabilir kenti olarak tanıtmak amacıyla önemli projeler tasarlıyor. İlk toplantısını Esenyurt mahalle muhtarları ile yapan Özer, bu kez Esenyurt Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde sayıları 950’yi geçen sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.
Sivil toplum kuruluşlarına Esenyurt için sorumluluklarını hatırlatan Özer, “Esenyurt Belediyesi iyi olursa siz iyi olursunuz. Esenyurt’ta yeni bir devir yaşanması lazım. Burası hasta edilmiş. İyileştirmek için hepimiz aynı şekilde gayret göstermeliyiz. Herkes değişsin ben değişmem diyemeyiz. Bu kenti ihya etmek için bu bilinçle ve birlikte hareket etmemiz lazım.” dedi.
ÖZER: MESELE ESENYURT’TA FARK YARATMAK
Mevlana’nın ‘Dünle beraber, dünde söylenen her şey dünde kaldı, bugün yeni bir şeyler söylemek lazım’ sözüyle konuşmasına başlayan Özer, “Esenyurt’ta bir rehavet var. Toplantıya saatinde gelemeyen insanlar şehirleri de ülkeleri de yönetemez. Ben bugün 6’da kalktım, bir saat spor yaptım. Sonra 15 dakika kahvaltı yaptım geldim baktım kimse gelmemiş. Burası benim babamın şirketi değil arkadaşlar, burası Esenyurt Belediyesi. Esenyurt Belediyesi iyi olursa siz iyi olursunuz. Esenyurt’ta yeni bir devir yaşanması lazım. Burası hasta edilmiş. İyileştirmek için hepimiz aynı şekilde gayret göstermeliyiz. Herkes değişsin ben değişmem diyemeyiz. Bu kenti ihya etmek için bu bilinçle ve birlikte hareket etmemiz lazım. Belediye olarak bunu yapmak zorundayız. Siz de halk ve sivil toplum kuruluşları olarak bize yardımcı olmalı, bizi denetlemelisiniz. 5 yıl sonunda yeni bir Esenyurt yaratırsak ne mutlu bize. Yoksa kimler geldi kimler geçti. Biz de görev süremizi tamamlayıp gideriz. Mesele burada gerçek bir fark yaratmak.” ifadelerini kullandı.
Özer’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
“STK’LAR KENTİ KONUŞMAYA GELİNCE KAYBOLUYOR”
“950 tane sivil toplum kuruluşu var. Herkes her gün bir şey istiyor. Gelin kenti konuşalım deyince herkes kaçıyor. Gelin düşüncenizi söyleyin. Fikirlerinizi önemsiyoruz. Benimle çalışan herkesin bana ayak uydurması lazım. Öncelikle kendi ekibime söylüyorum; Bana ayak uydurmuyorsan başka bir yere gidebilirsin. Ben de liyakati, ehliyeti, çalışkanlığı önemsiyorum. Biz bunun sözünü verdik. Halk seçimde söyleyeceğini söyledi. Şimdi sıra bizde. İş yapan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Küçük şeylerle uğraşmak insanı küçültür. Büyük işlerle uğraştığımızda küçük şeyleri konuşan insanlar küçük çukurlarında boğulacak. Sizden özel ricam; Bu şehre sahip çıkın. Bu salonda oturan herkes 30 yıl sonra olmayacak. Ama sizin çocuklarınız yaşayacak. Biz nasıl bir Esenyurt bırakacağız? Önemli olan budur.”
HAZIRLADIKLARI STRATEJİK PLANI ANLATTI
“Bir stratejik plan hazırlıyoruz. Bunun için sizi topladık. Bu planı yazmak bizim zorunluluğumuzdu ama sizi toplamak zorunluluk değildi. Biz katılımcı belediyecilik anlayışı nedeniyle sizi topladık. İlk toplantımızı muhtarlarla yaptık, şimdi sivil toplum kuruluşlarıyla toplandık, sonra sanayicilerle görüşeceğiz. 5 yıl için hazırlayacağımız stratejik planı böyle ortaya çıkarıyoruz.
Başarılı olmanın üç adımı vardır. Bir, işe başlamadan hedef koymalıyız. Hedef ufuktur. İki, o hedefe hangi yolla gideceğiz? Bizim işimizde de bu hedefe hangi projelerle gideceğimizi planlamalıyız. Üçüncüsü de bu projeleri kimler, ne zaman uygulayacak? Biz bunlarla ilgili şimdi büyük toplantılar yapıyoruz.”
ESENYURT İÇİN 7 HEDEF
“Esenyurt’la ilgili 7 tane hedef koydum. Eksik de olabilir, fazla da… Siz bu eksik ve fazlaları söylemek için buradasınız. Benim en büyük hedefim barış ve kardeşlik. İkinci hedefim temiz, ulaşılabilir ve yeşil bir Esenyurt. Üçüncüsü alt ve üstyapısı tamamlanmış Esenyurt. Dört, sanatın, sporun başkenti Esenyurt. Beş, sosyal belediyeci. Altı, silikon vadisi gibi bir Esenyurt ve yedi de asayiş konusunda imajı düzelmiş bir Esenyurt.
İlk 60 günümüzde özellikle temizlik, ulaşım gibi alanlarda rekorlara imza attık. Bu şekilde çalışmaya devam edip Esenyurt için belirlediğimiz hedeflere 5 yıl içinde ulaşacağız.” Sümeyra Duğan