Kağıthane’de 50 yıldır yaşayan ve 15 yıldır siyasette aktif olarak yer alan Ahmet Makine Mühendisi Ahmet Özdemir Cumhuriyet Halk Partisi Kağıthane Belediye Başkan Aday Adaylık başvurusunu gerçekleştirdi. Başvurusun CHP Kağıthane İlçe Başkanlığı’na teslim eden Özdemir, daha sonra ilçe başkanlığında kendisini desteklemeye gelen büyük kalabalığa neden aday adayı olduğu ile ilgili açıklama yaptı.

ÖZDEMİR: BAŞIMIZA GELEN EN GÜZEL ŞEY KAĞITHANE’DİR

Kağıthane’nin geleceği ve sosyal demokrat belediyecilik anlayışını tekrar iktidar yapma hedefiyle adaylık sürecine girdiğini belirten CHP Kağıthane Belediye Başkan Aday Adayı Ahmet Özdemir, ‘ Bu memlekette solcu, sosyal demokrat, halkçı, aydın ve tabi ki CHP’li olmak zor zanaattır. Eğer böyleysen bedel ödersin. Bunca zamandır başımıza ne geldiyse işte bu sevdamızdandır.  İçerdeysek, bedel ödüyorsak, sevdiklerimizden ayrıysak, yaslarımız varsa, haksızlığa uğramışsak, memleket sevdasındandır. Başımıza ne geldiyse doğrunun peşinde olmamızdandır. Yanlışa, zulme, kötülüğe, faşizme ve halk düşmanlarına inatla ısrarla ‘Hayır’ dememizdendir, tüm bunlara karşı durmamızdandır. Başımıza ne geldiyse, iflah olmaz demokrasi talebimizdendir. Hak, hukuk, adalet peşinde olmamızdandır. Farklılıklarımızın zenginliğimiz olduğuna dair sarsılmaz inancımız ve çoğalma ısrarımızdandır. Başımıza gelenler ne olursa olsun, bizi biz yapan, yoldaş olmamız ısrarla bir arada durmamıza sebep olandır. Dostların arasında, güneşin sofrasındayız. Ve dostlar! Başımıza gelecek olan en güzel şey Kağıthanedir, onun da zamanı geldi’ diye konuştu.

“MUKTEDİRLER KAĞITHANE’NİN BÜTÜN KAYNAKLARINI SÖMÜRDÜ”

Kağıthane’nin 1974 yılından beri yaşadığı dönüşümü Türkiye’nin yaşadığı gelişmelerin özeti benzetmesi yapan Özdemir, ‘1974 yılından beri Kağıthaneliyim, Dile kolay 50 yıl. Kağıthane’nin dönüşümünü birebir yaşadım. Türkiye özeti gibidir. Kağıthane Anadolu’nun, Trakya’nın ve hatta balkanların dört bir yanından göçüp gelen, yoksulluğu ve yoksunluğu geride bırakıp, yeni bir başlangıç yapan bizlerin kenti oldu. Bu büyük metropolde sığındığımız, kendimizi güvende hissettiğimiz yuva oldu. Ne var ki evimizi, yuvamızı zaman içinde hırslara, plansız kentleşmeye, neoliberal politikalara heba ettik. Halende etmeye devam ediyoruz. En önemli sebebi de halen kent bilinci gelişmemiş, ortak yaşam kültürü oluşmamış, bugün elimizdeyse sonuna kadar bütün kaynaklarını sömürüp bitirelim duygu ve düşüncesinde olan iktidarlardır. Muktedirlerdir ve onların işbirlikçileridir’ şeklinde konuştu.

“ANADOLU’DAN GÖÇ ETTİK, KENT İNSANI OLMAYA KARAR VERDİK”

CHP Kağıthane Belediye Başkanı Makina Mühendisi Ahmet Özdemir daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü; Birçok aile gibi bizde köyden kente göç edenlerdeniz. Çok iyi hatırlıyorum İstanbul’a trenle geldik, yolculuk sırasında bir ara babam başındaki kasketi aldı, biraz baktı, sonra da camdan dışarı atıverdi. Şaşırmıştık abimle, niye diye sorduğumuzda, ‘Oğlum İstanbul’a gidiyoruz, kasket giyilmez orda’ demişti. Babam köyü, gelenekleri, yoksulluğu ve yoksunluğu tamamen geride bırakmıştı. Kent insanı olmaya karar vermişti. Biz de aynısını yaptık, o zamandan beri İstanbullu ve Kağıthaneliyim. İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği mezunuyum. Enerji ve mekanik sistemler üzerine uzmanlığım var. Uzun zamandır Kağıthane ilçesinde yine kendi işimi yapıyorum.

“YERELİN SİYASETİNE KATKIDA BULUNMAK İSTİYORUM”

Yaklaşık 15 yıldır da CHP’de bunca zamandır edinmiş olduğum bilgi ve tecrübeyi, yerel politikalar oluşturmak ve geliştirmek amacıyla çalışıyorum. Çok uzun zamandır Kağıthane’yi izliyorum, belediyeciliğini takip ediyorum. Parti içerisinde de Kağıthane için en fazla araştırma, analiz ve çalışma yapan arkadaşlarınızdanım. Çok uzun zamandır derdim Kağıthane. Değerli yol arkadaşlarım; Niçin siyaset yaparız? Nedir bunca çabamızın, mücadelemizin sebebi? Birçok sebebimiz var, halka hizmet etmek istiyoruz, ideolojimizin iktidar olmasını hedefliyoruz, hatta devrim hayallerimiz var, dünyayı değiştirmek istiyoruz. Bütün bu sebepler içerisinde benim için ilk sırada yerelin siyasetine katkıda bulunmak gelmektedir. Yaşadığım, günlük hayatımın geçtiği, yerelin; demokrasisinin gelişmesine, ekonomik olarak kalkınmasına, yeni iş imkanları yaratılmasına katkıda bulunmak, kadınlar, çocuklar, gençler ve engelliler için politikalar geliştirmek, kent yoksulluğuna karşı, kent ve kentli hakları için mücadele etmek önceliğimdir. Dünyayı değiştirmek istiyorsak, önce yereli değiştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Bütün siyasetimi bunun üzerine kurmuş bir kardeşinizim. Demokrasinin yerelden, tabandan itibaren büyüyebileceğine, gelişebileceğine, geleceğin temsili demokrasiden ziyade doğrudan demokrasi ile kurulabileceğine inanıyorum.

“KENTLER HALKIN DOĞRUDAN YÖNETİME KATILMASIYLA YÖNETİLEBİLİR”

Bugün Türkiye’de toplam yüz ölçümün sadece %1,6’sı kentlerden oluşurken, bu alanlarda yaşayan toplam nüfusumuz yaklaşık 60 milyondur, yani toplam nüfusun %70’i kentlerde yaşamaktadır. Böylesine bir nüfus yoğunluğu beraberinde yığınla problem getirmektedir. Bu problemlerin artık yoğun bir şekilde merkezi idarelerce yönetilmesi mümkün değildir. Geldiğimiz noktada belediyelerin görev ve sorumluluk alanlarının genişletilmesi, özerkliğinin güvence altına alınması, eğitim, sağlık ve barınma gibi temel ihtiyaçlarda da politikalar üretmesi gerektiğine inanıyorum.

Kent yoksulluğu ancak belediyenin toplumcu belediye anlayışı ile üreten, girişimci bir belediye olarak ve kaynakları halktan yana kullanarak iyileştirilebilir. Kentlerin yönetimi, merkezi değil, doğrudan halkın katılımı ile ademi merkezi bir şekilde yapılmalıdır. Kayyumlara, halkın tercihlerine ipotek koyanlara, yok sayanlara, demokrasiyi askıya alanlara, inatla ve ısrarla karşı duranlardanım.

“KAĞITHANE, GÜÇLÜ BİR İDDİAYLA KAZANILIR”

Evet bugün, CHP Kağıthane Belediye Başkanı Aday Adaylığımı sizinle paylaşıyorum. Adayım. Çünkü; partime ve örgütüme güveniyorum. İçinizden biriyim. Kağıthane’deki siyasetimiz son yıllarda oldukça geriledi, yerel hedeflerimiz ve motivasyonumuz son derece yıpranmış durumda. Diğer ilçelere bakıldığında, ilçemizin siyasi tarihi de göz önüne alınırsa çok gerilere düştüğümüz bariz ortada. Bugün aday adayı sayısı bunun en açık göstergesidir. Bu süreci ancak çoğalarak, birlik olarak, birbirimize omuz vererek, çözebiliriz, süreci büyüteceğiz,   kentin her alanında, kahvede, sokakta, okulda, işyerlerinde, alanlarda, parklarda ve hayatın her alanında siyaset yapacağız. Gönüllü, ısrarlı, inatla sabırla yapacağız. Bilindik yolların dışında, yeni bir şeyler bulacağız. Yeni söylemler geliştireceğiz, yeni şeyler söyleyeceğiz. Kağıthane zayıf değil güçlü bir iddiayla kazanılır’.

Kaldırımda oturan uzman çavuş kendi kafasına sıktı Kaldırımda oturan uzman çavuş kendi kafasına sıktı

“KENTLERİN ÇIKAR ODAKLI YÖNETİLMESİNE ‘DUR’ DİYECEĞİZ”

Adayım çünkü; Kağıthane birçok kent gibi mevcut iktidarın uygulamaları yüzünden can çekişiyor, kaynakları heba ediliyor, yandaşlara aktarılıyor. Kentlerimiz pervasızca, vurdumduymaz, plansız, akıldışı, çıkar odaklı yönetiliyor. Bunu ancak sosyal demokrat, toplumcu  ve halkçı belediyecilik anlayışı ile çözebiliriz. Bunu ancak Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendisini topluma ve kente adamış örgütün adayları ile çözebiliriz. Adayım çünkü; kentsel dönüşüm adı altında halkın ekmeğine, aşına, malına, mülküne göz koyan bu bozuk düzene ‘Hayır’ diyorum. Mahallelerimizi tarumar eden, anılarımızı, hafızalarımızı yok eden anlayışa hayır diyorum.

“İNSANDAN, ÇEVREDEN, YEŞİLDEN VE HALKTAN YANA POLİTİKALAR GELİŞTİRMEK VE UYGULAMAK İÇİN ADAYIM”

Gelirde, kalkınmada, yaşamın her alanında eşitsizliği daha da büyüten dönüşüm projelerine hayır diyorum. Kentsel dönüşüm alanlarında boğularak ölen çocuklarımızın hakkını aramak için adayım. Yapılamayan kentsel dönüşüm alanlarından dolayı evleri çöken, mülklerine zoraki el konulup, saçma sapan  projelere mecbur bırakılan Yahya Kemal Mahallesi için adayım. Daha adil, halktan yana, kentin gerçek ihtiyaçlarını çözecek, insandan, yeşilden, çevreden, sürdürülebilir kalkınmadan yana, kentsel dönüşüm politikaları geliştirmek ve uygulamak için adayım. Adayım çünkü, her yıl saçma sapan, kamu yararına olmayan birçok proje ile belediyenin milyonlarca bütçesi heba ediliyor. Kaynaklar, yandaşlarına siyasi faaliyetlerine ve kendilerine aktarılıyor. Dekovil hattı, Çağlayan Tünel, Döner Kule, Yeni Kültür Merkezi, bunlardan bazıları.

“EĞİTİM ALANLARIMIZA SAHİP ÇIKMAK İÇİN ADAYIM”

Kağıthane’nin bütün kaynaklarını Kağıthane halkına kullanmak için adayım. Kadınlar, çocuklar, gençler ve engelliler için yeni kaynaklar oluşturmak için adayım. Kamu yararından yana olan yeni projeler geliştirerek daha konforlu, insan odaklı bir kent yaratmak için adayım. Adayım çünkü; nüfusumuz büyüyor, halende yoğun göç alıyoruz. Son 10 yılda mülteci ve sığınmacıların nüfusu ilçemizde önemli oranda artmıştır. Bütün bu yoğun nüfus artışı ilçemizde eğitim, sağlık ve barınma gibi temel ihtiyaçlarda çok büyük yetersizlikler, imkansızlıklar ve yoksunluklara yol açmıştır. Kağıthane’deki ortalama hane geliri, İstanbul ortalamasının nerdeyse üçte biridir. Barınma sorunu, kiraların yüksekliği devamlı büyümektedir. Eğitim tesislerinde eksiğimiz var, sınıf başına düşen öğrenci sayısı 35 civarındadır. Bütün bu yetersizliğe rağmen marka okullarımızın arazilerine belediye veya devleti yönetenler çöküyor.

‘Partimin büyümesi ve haksızlıklara daha güçlü ‘dur’ demesi için adayım’

455 bin nüfuslu ilçemizde bir tane bile devlet hastanesi yoktur, var olanda deprem güvenliği bahanesi ile boşaltılmıştır. Profilo Meslek Lisesi için adayım, 50.Yıl Çağlayan Lisesi için adayım. Sanayi Devlet Hastanesi için adayım, yıkılıp yapılmayan, yandaş cemaatlere, tarikatlara, vakıflara, peşkeş çekilmeye çalışılan bütün eğitim ve sağlık alanları için adayım. Sadabat ve Cendere için adayım, Kağıthane ve Kağıthanelilerin hakkı için adayım. Sizin için, örgütüm için adayım, yıllardır karşılıksız kalan emekleriniz için adayım. Size  hakkınızı verebilmek için adayım. Örgütümüzün büyümesi, birlik beraberlik içinde olması, haksıza, kötüye, halk düşmanlarına daha güçlü dur diyebilmesi için adayım.

“KAĞITHANE SEVDAM VE İNANMIŞLIĞIM İLE KENDİMİ SİZLERE EMANET EDİYORUM”

Kadınlar ve gençler için yeni kaynaklar yaratmak, beraber üretmek, beraber kalkınmak için adayım. Ve size söz veriyorum, yanınızda olmaya, sevincinizde ve kederinizde beraber olmaya söz veriyorum. Asla teslim olmayacağım, hakkınız olanı size teslim edeceğim, inanıyorum. Hep beraber güzel günler, güneşli günler göreceğiz. Eğer; hak haksızlıktan yüce, sevgi nefretten üstün, aydınlık karanlıktan güçlüyse. Çaresi yok usta. Biz kazanacağız! Bütün bu heyecanım, sevdam ve inanmışlığım ile kendimi size emanet ediyorum. Birlikte başaracağız, yolumuz, yolunuz açık olsun. FİDAN UĞUR-KENT YAŞAM

Editör: Editör Yazar