Son günlerin gündemi sözleşmeler üzerine olunca:
Toplumsal ve de bireysel sözleşmeler oldukça tartışılır hale geldi.
Böyle olunca:
Bir yanda, Fatih Terim’e ödenecek milyonlar...
Öte yanda memurlara ait bir yeni sendikanın ikramiye talebi vardı.
Bu yaşananların tamamı masalar üzerinde gelişir ve de sonuçlanır.
Kimi bireysel, kimi de toplu sözleşme olarak tanımlanır.
Gerçek şu ki o maslara ulaşamayan yani taraf olmayan milyonlarca insanımız vardır.
Bunlar ya işsizlerimizdir.
Ya da çalışırken sendikalı olamayan çoğunluktur.
İş ve aşa ulaşamayanlarla...
Çalışırken iş güvencesiyle sosyal güvencesi olmayan nice örgütsüzlerdir.
Geçmişte çok sık duyardık:
‘’Şu sendikalı ve de toplu sözleşmeliler var ya:
İşte onların tamamı bu ülkede mutlu azınlıktır.
Diğerleri de bu ülkenin mutsuz çoğunluğudur.’’
Özetle:
Şu bildik masanın etrafına oturup taraf olanlarla...
O masaya taraf olamayanlar... Yani mutsuz ve de umutsuzlar...
Tamamı da insan...
Tamamı da bu ülkenin vatandaşı...
Tamamı da hayata tutunmak isteyenler...
İşsizi... Örgütsüzü... Örgütlü iken iyi yönetilmeyen herkes...
Bu ülkenin tüm emekçileri...
En kutsal değerin en anlamlı bekçileri...
Çalışırken oradan oraya savrulan...
Emekli olduğunda bir yerlerde unutulan emekçiler...
Elbette ki tüm vatanseverler...    
Önce duyarlı olmalı...
Sonra da tüm olaylara bilinçli yaklaşmalıdır.
Çünkü bu ülkede göze batan sadece Fatih Terim’in alacağı milyonlar olmamalı...
Daha nice nice çarpık gidişat olmalıdır elbette.
Bu ülkede:
Çağın gereği yerine getirilerek, tüm çalışanlar sendikalı yapılmalı...
Yani masalar taraflı ve de tarafsız olmaktan kurtarılmalı...
Tüm emekçilerin hak edişleri, güvence altına alınmalıdır.
Kısacası, bir kısım demokratik haklardan yararlanırken;
Diğer kısımlar bu haklardan yoksun bırakılmamalıdır.
Çağımız, emekçiye uygulanan eksik ve de yanlış mantığı kesinlikle reddeder!
Çağımız, üretimdeki emek ve sermaye ikilemini asla farklı kalmaz.
‘’Bir olmadan diğeri asla’’ der.
Yeter ki ülkeyi yöneten siyasetler duyarlı olsun!
Yeter ki halk bilinçli ve de duyarlı olsun!
Yeter ki sendikalarda örgütlü olan emekçiler yan gelip yatmasınlar;
Kendilerine, emek dünyasına sahip çıkacak gerçek yöneticileri seçsinler...
Kendilerine, şakşakçı anlayışları asla sendikacı olarak seçmesinler...
Çünkü bir masanın iki tarafı vardır.
Orada mücadele verip hak almasını bilmek gerek!