Arkasına saklandıkları devlet gücüyle: "Güç bende ya da bizde..." deyip, kendilerinden olmayanlara nice haksızlıklar yapan, devlet yöneticilerini insanlık tarihi hiç unutur mu?
Elbette ki, Emeviler devrinde yapılan adaletsizliği unutmadıkları gibi.
Yıl 680 aylardan 10 Ekim, Yüce Paygamberimiz Hz. Muhammed'in Torunu Hz. Hüseyin ve yanındaki 72 yakın ve sevenlerinin Yezid tarafından 10 gün susuz bırakılıp şehit edildiği gibi.
Hz. Hüseyin'in başının kesilerek bir süngüye takılıp, KUFE üzerinden ŞAM'A götürüldüğü gibi.
Öz Peygamberlerinin çok sevdiği torunlarına ve yakınlarına yapılan bu insanlık dışı zulümler hiç unutulur mu?
Böylesine bir adaletsizliğin yapıldığı ve de bunun hesabının derinliğine sorgulanmadığı bir coğrafyaya hiç huzur ve barış güneşi doğar mı, hiç insana dair hareket ve bereket gelir mi? Nitekim öyle de oldu.
Öz Peygamberinin aile fertlerine zulüm edenlerin coğrafyası bugün alevler içinde... Ne kardeş Arap ülkeleri birbiriyle anlaşabiliyor ne de birlik olup silah pazarlayan emperyalist ülkelerle onların bölgesel tetikçisi olan İsrail konusunda gereğini yapabiliyorlar.
Sahi, hiç adaletsizliği meslek edinip, ondan geçinenlerin arazisine barış ve huzur gelir mı?
Geçmişte Peygamber evlatlarına zalim olup adaletsizlik yaparak, bir KERBELA zulmünü insanlığın önüne dinmeyen bir ağıt yakma tarihi koyar mı? Ne yazık ki böyle bir yıkım böyle bir parçalama, böyle bir yabancılara avuç açma utancını ektiler Ortadoğu ya...
Zaman zaman kendi aralarında kahramanlık narası atsalar da kimse inanıp kanmasın. Çünkü bir arpa boyu yol alamazlar... Çünkü her alanda gelişmiş emperyalistler bu masalcı kahramanları öyle bir bağlamış ki her yerden... Kuru kuru atıp tutuyorlar o kadar.
Öz halkına Adaleti esirgeyene kim inanır ki... Öz halkını Bilim ve Demokrasiden uzak tutarak, adeta bir çadır devleti bir kabile gibi yönetme anlayışı olanlara kim inanır ki...
Adalet aradığı için ömrü zindanlarda geçen, IMAM-I AZAM YANİ EBU HANİFE HAZRETLERİ NE DİYORDU: "DİNİ SIYSSET, TICARET VE SALTANAT İÇİN KULLANANLAR HEM DİNE HEM DE YONETTIKLERI ÜLKELERİNE İHANET EDERLER. ORALARDA NE ADALET OLUR NE DE BEREKET..."
1950'li yıllarda Iğdır'ın Melekli Beldesi Çaybaşı Camisinde yakılan ağıtlarla yani mersiyelerle KERBELA adaletsizliği için isyan edip göz yaşı döken bizler... Ne ilginçtir ki, yine bir adaletsizlik çemberinde kıvranıyoruz. Yurtta tükenmek bilmeyen nice haksızlıklar... Bölgemizde bitmek bilmeyen nice haksızlıklar yaşıyoruz..
Bu ne bir kader ne de bir toplumsal taleptir elbette. Olsa olsa emperyalizmin bir oyunu. Siyasal iktidarların da bir yönetim anlayışıdır.
NE DİYELİM, TARHİN HER DONEMİYLE ÖZELLİKLE DE KERBELA''DAKI ADALETSİZLİKTEN DERS ALMAYANLARA NE DİYELİM. Yoksulluk, açlık, savaş, haksızlıklar... Yenilgi ve ezilmeler var yurtta ve bölgemizde...
Sahi, nereye kadar bu gidişat?
"ADALET " DİYEREK YILLARCA BOŞUNA MI AĞLADIK KERBELA'YA?..