1966 Yılında açılan Iğdır Lisesi'nin  ilk öğrencileriyiz.  O lisenin resmiyete geçmeyen ilk "BOZKURTLAR" grubu olarak iş başı yaptık.               

Bu konudaki öncü abilerimiz, hem Erzurum Üniversitesi'nden hem de diğer illerdeki üniversitelerden yaz tatiline gelen Iğdırlı hemşerilerimizdi.                 

Öncelikle şunu belirteyim ki, o günlerde bize öğretilen "BOZKURT MİLLİYETÇİLİĞİ" ile  bugünkü "ÇÖKÜŞ VE ÇÜRÜME DEVRİ'NİN SÖZDE MİLLİYETÇİLERİ" arasında ne bir benzerlik,  ne de bir bağlantı vardır. O yüzden,  özellikle bugünkü sözde Siyasal Milliyetçileri, hem hayret ve ibretle izliyoruz  hem de insanlık ve Türklük  adına utanarak  izliyoruz.   

ÇÜNKÜ: Adaletin bir kişiye, bir gruba, bir siyasi partiye ya da partilere hizmet ettiği bir ülkede, eğer bunlardan olmayanlara haksızlık ve zulüm yapılıyorsa, eğer Adaletin kefesine ters düşen işler hep güçlüden yana iş yapıyorsa, tüm bunlar yapılırken, kendilerini "SİYASAL MİLLİYETÇİ" olarak tanıtanlar, oturup seyirci kalıyor ya da bu karanlık işler sonrasında avuç ovalayıp parmağını yalıyorsa, orada tuz kokup çürümüş, insanlık da ölmüş demektir. 

Böylece GERÇEK MİLLİYETÇİLER, ne tuzun  koktuğu yerde ne de  insanlığın öldüğü yerde ayakta kalır.                           

Yani eski BOZKURT MİLLİYETÇİLER  bize: "ÖNCE, ADALET, BİLİM VE DEMOKRASİ OLMALI..."     

Sonra da arkasından “ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK GELMELİ..." Dediler.                                   

"BUNLARA SAHİP OLAN BİR MİLLETİN,  ELBETTE  EKONOMİSİ GÜÇLÜ OLUR

ELBETTE O MİLLET DIŞ GÜÇLERİN OYUNUNA GELMEZ" Dediler.               

Bunun bir "ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ" olduğunu ilerleyen günlerde şu sözlerle tamamladılar; "GERÇEK ATATÜRK MİLLİYETÇİLERİ, ASLA IRK,  DİN, MEZHEP, DİL VE RENK AYRIMI YAPMADAN HERKESİ İNSAN OLDUĞU İÇİN KUCAKLAR... YANİ 'ÖNCE İNSAN' DİYEREK  YAŞARLAR..."             

Bu öğretiyle,  Sovyet sonrası bağımsız  olan Türk soydaşlarımızla  tüm tutsak dünya insanlığına  kafa yoran bizler...                         

Ne acıdır ki, ilerleyen yaşımızda öz ülkemizin "ÇÜRÜME VE ÇÖKÜŞ " dönemine de tanık olduk.     

ABD ve İNGİLİZ ayarlı  ne kadar tuzak varsa milletimiz yaşıyor.  Bu hainlerle içimizdeki hainlerin kirli ve yok edici sinsi planlarına  tanık oluyoruz.               

Hem de Sözde Siyasal Milliyetçilerin seyirci olup, duyarsız kaldığı bu son yıllarda bunlar oluyor; Cumhuriyet sonrası kazanılan nice kurum ve kuruluşlarımızın tek tek yok edildiği gibi...                         

Şanlı Ordumuzun başına indirilen  FETÖ  yapımı balyozlarla...  Ekonomi, Eğitim, Bilim,  Demokrasi ve Adalet alanlarında adeta kendi ayağımıza sıkılan eksik ve yetersiz iktidar mermileri gibi...                   

AKP İktidarı'nın, komşu Suriye üzerine uyguladığı yanlış siyasetle bu ülkenin parçalanması, İsrail'in daha da güçlenerek bölgesel tehlikeye dönüşmesi gibi...

Sınırımızdan elini kolunu sallayarak gelen milyonlarca sığınmacının ülkemizin başına tarihi bir felaket açtığı gibi...               

Yönetilmeyen ülkemizde, Milletimizin yüzde sekseninin açlık ve yoksulluk sınırında yaşadığı,  gençlerle çocuklarımızın yarınlardan umutsuz yaşadığı gibi...       

KISACASI,  TÜRKİYE ÇÖKMÜŞ... TÜRKİYE ÇÜRÜMÜŞKEN... YÖNETEN SİYASETİN KENDİ ÇIKARI UĞRUNA GUNDEMLER YARATARAK,  ÜLKEYE KORKU VE BASKI RÜZGARI ÜFLEDİĞİ GİBİ...

KOLTUK VE KASA UĞRUNA  BİR ARAYA GELENLERİN, VATAN VE MİLLETİN BAŞINA GELEN SON FELAKETLERİ UMURSAMADIKLARI GİBİ...  Sözde Siyasal Milliyetçiler de aynı kervanda aynı yolun yolcusu oldular elbette.

Ne diyelim, sevsinler böylesine vatan ve milletten uzak duran milliyetçiler... Bu dayanılmaz Siyasal Milliyetçilerle bunlara kanan nice duyarsızlara da yazıklar olsun diyor...           

IĞDIR LİSESİ'NİN İLK ÖĞRENCİSİ OLAN  ONURLU 'BOZKURT' ARKADAŞLARIMI RAHMET VE SAYGIYLA ANIYOR, YAŞAYANLARA CAN SAĞLIĞI DİLİYORUM.         

KAHROLSUN KASA VE KOLTUK MİLLİYETÇİLİĞİ... 

KAHROLSUN VATAN VE MİLLETİ DEĞİL, DAR ALANDA SİYASETİ DÜŞÜNEN MİLLİYETÇİLER...