Cumhuriyet Halk Partisi geçtiğimiz günlerde yaptığı parti meclisi toplantısında İstanbul’da belediyeleri  Ak Parti tarafından yönetilen ilçelerin  pek çoğunda belediye başkan adaylarını belirledi. Bu ilçelerden birisi olan Başakşehir’de Mesut Öksüz ismi aday olarak belirlendi. Öksüz adaylığının açıklanmasının ardından ilk toplantısını CHP Başakşehir İlçe Başkanlığı binasında parti örgütü ile yaptı. Öksüz’ün partililerle buluşmasında İlçe Başkanı Beyzade Kayabaşı, İl Başkan Yardımcıları Murat Bakır ve Devrim Atasever’de hazır bulundu. Öksüz’ün adaylığı Başakşehir ilçe örgütünde heyecan yaratırken, yapılan toplantıya oldukça kalabalık bir partili topluluğu katıldı. Öksüz, diğer aday adayları Kazım Özeren ve Hayrettin Özbakır’a da teşekkür etti ve birlikte çalışacaklarının mesajını verdi.

ÖKSÜZ: BAŞAKŞEHİR’DE SOSYAL ÇOCUKLAR YETİŞTİRECEĞİZ

Erdoğan'ın konvoyuna hakaret eden 16 yaşındaki çocuğun hapsi istendi Erdoğan'ın konvoyuna hakaret eden 16 yaşındaki çocuğun hapsi istendi

CHP Başakşehir Belediye Başkan Adayı Mesut Öksüz partililere verdiği ilk mesajda şunları söyledi:

“Başakşehir hem İstanbul’umuz için hem de Türkiyemiz için son derece önemli konumda bir ilçemiz. Partimizin bölgemizde bana verdiği sorumlulukların farkındayım. Bu sorumluluğun aynı zamanda sizlerin de üzerinde bir sorumluluk olduğunu biliyorum. Bu sorumlulukların altından da hep beraber kalkacağımızdan da şüphem yok.

Başka sorumluluklarımızda oluştu. Başakşehirimizdeki çocuklara, gençlere, kadınlara, yaşlılara karşı da bir sorumluluk üstlendik. Özellikle çocuklara ve gençlere daha doğdukları andan itibaren maalesef ülkemizde sosyalleşebilme imkanlarının verilmiyor. Ayrıca eğitimle ilgili eğilimleri noktasında keşfedilememelerinden dolayı istemediğimiz şekilde bir eğitim alıyorlar. Maalesef başka başka yerlere giderek bu gençlik dönemlerini geçirmek zorunda kalıyorlar. Özelikle şunu söylemek istiyorum. Biz burayı alacağız. Burayı aldığımız dönemde Başakşehir’de yaşayan tüm çocuklar ve gençlerin bundan sonraki hayatlarında eğitim, spor, sanat, bilim her ne ile uğraşmak istiyorsa onları tek tek yakalayacağız. Onlara bu eğitimi verebilmek için gerekli bütün imkanları sağlayarak sosyal çocuklar yetiştireceğiz. Kendi hayatımdan da biliyorum. IQ’su yüksek olabilir, çok başarılı olabilir. Çok iyi üniversite bitirebilir ama sosyal çocuk yetiştirememişsek hayatta maalesef başarılı olamıyor. Son derece sosyal yetişmiş ama öbür arkadaşımız gibi akademik başarısı gözükmeyen öğrencilerin hayatta çok daha başarılar edindiklerine şahit oluyoruz. Eğer biz Başakşehir’i yönetirsek çocuklar ve gençlerimizin sosyal hayatlarının en iyi şekilde gelişmesi için gerekli bütün alt yapı ve üst yapı çalışmalarını yapacağıma hepinizin huzurunda söz veriyorum.

“DEZAVANTAJLI BÖLGELERDE KADINLAR DESTEKLENECEK”

Türkiye’de maalesef kadınlarımızla ilgili bir gerçek var. Kadınlarımız ikinci sınıf gösteriliyor. Ya da genelde baktığımız zaman işi gücü olmayan, evde bekletilen, dayak atılabilen, istenildiği şekilde hakaret edilebilen kadınlar halinde gösterilebildiği bir toplumda yaşıyoruz. Sanayici kimliğimle bütün kadınlarımızla ilgili gerçekten güzel projelerin araştırmasını yapıyorum. Birçok sanayici arkadaşımla görüştüm. Biz tüm kadınlarımızın tek tek sanatlarına bilgilerine tecrübelerine güvenip eğitim sağlayacağız, bilgiler vereceğiz. Daha sonra onların ürettikleri ürünleri alma garantisi vereceğiz. Şuan dünyada en pahalı şey iş gücüdür. Bizde maalesef en değersiz şey iş gücünün fiyatının ucuzluğu. Biz el işçilikleri ile ilgili kısımları sektörlerindeki önemli firmalarla görüşüp tüm ürünlerini yaptıracağız ve bu yaptırdığımız ürünleri satın alma garantisi vereceğiz. E-ticaret ile yurt içine, e-ihracat ile yurt dışına satacağız. Hem ülke ekonomisi, hem mutfağına katkı sağlayacağız. Dezavantajlı bölgelerimizde kadınlara yönelik yapacağımız çalışmalar sonrasında özgüveni yüksek, kendi başına ayakta durabilen aynı zamanda aile ekonomisine de destek olabilen kadınlarımızın oluşması için var gücümüzle çalışacağım.

“TEKNİK OLARAK YETERİNCE BİLGİYE SAHİBİM”

Ben inşaat mühendisiyim. Biliyorsunuz Türkiye’de bir deprem gerçeği var. İstanbul’da da beklenen olası bir depremimiz var. Depremle ilgilide teknik olarak yeterince bilgiye sahip olduğumu düşünüyorum. Açıkçası bir belediyenin elindeki imkanlarla bir bölgedeki yaşayan insanların haklarını koruyup onların haklarını yükselterek sağlıklarını ve hayatlarını güvenceye almaları gerekir.  bütün kamuoyu imkanlarını belediye imkanlarını eline alıp, bununla insanlara burası tehlikeli deprem olacak bu bina yıkılacak, yıkılacağı için ben senin hayatını kurtarıyorum. Seni oradan alıyorum, işte buraya götürüyorum, bir de iyilik yapıyorum moduyla anlatılması benim bir insan olarak kabul edebileceğim bir şey değil. Belediye başkanının görevi bölgesindeki alt yapısına üst yapısına trafiğine sosyal hayatlarına köprüsüne her şeyine bakmaktır. Birinci derece önemli olan insan hayatıdır.

“DEPREMİN ARKASINA SIĞINARAK İNSANLARIN HAKLARINI ALIYORLAR”

Benim canımdan birisi yandıktan sonra başka hiçbir şeyin önemi yok. Bizim elimizdeki imkanlarımızı sonuna kadar kullanıp / buradaki hakları elinden alınmış, öyle ya da böyle ikna edilmiş diyelim, haklarını kaybetmiş olan bütün komşularımın haklarını sonuna kadar geçmişe dönük olarak arayacağıma, ileriye dönük olarak da herkesin bizim artık bir daire almamız, bir hisse almamız imkansız. Çoğumuzun elinde annesinden babasından veya dedesinden kalmış bir mülk var. O mülke sahip olmak veya o mülkü elinde tutmak istiyor. O mülk elindeyse gerçek değeri neyse bir iki bir şey kazanmak istiyor. Bundan doğal ne hakkı olabilir ki insanın. Maalesef burada yapılan uygulama, depremin arkasına sığınarak, bir şey yapıyormuş gibi övünerek insanların haklarının elinden alınması bizim kültürümüzde, ahlakımızda veya belediyecilik anlayışında olmaması gereken şeyler. Dolayısıyla burada mağdur olmuşların haklarını sonuna kadar arayacağım veya elinde bugüne kadar tutmuş olan vatandaşlarıma da en kısa sürede deprem önemli buraları bir an önce kentsel dönüşüme getirmemiz önemli. Hakla adaletle neyse haklarını vererek, işimizin amacı zenginleri zengin yapmak değil. Birinci derecede orada yaşayan vatandaşlarımızı memnun etmek ve bunu teslim edeceğimize hepinizin huzurunda söz veriyorum.

"BİZİM ORTALAMA ORANSAL RAKAMLARA KARNIMIZ TOK"

Başakşehir gerçekten sonradan gelişen şu an yeşil alanları yükselen bir yer olarak anlatılıyor. İnsanın aklı ile dalga geçilmesini kabul edemiyorum. Bugün deniliyor ki 2009 yılında yüzde 50 olan kentsel dönüşüme uygun oran ortalama yüzde 12’ye düştü. Yani 50’den yüzde 12’ye düşmüş gibi bir şey ama öyle bir parantez açılıyor ki ortalama deniyor. Daha önce ortada bin tane bina varsa bunun 500’ü kentsel dönüşüme uğraması gereken binaymış. Şimdi 2024’e gelmişiz. Bina sayısı on katı olmuş afaki söylüyorum 10 bin binaya yükselmiş. Hiçbir şey yapmasanız da kentsel dönüşüme uğraması gereken bina sayısı olan 500 yüzde 5’e denk geliyor. Bina sayısı yükseldikçe bu oran düşüyor zaten. Burada verilmesi gereken rakam şu kadar bina vardı bizim dönemimizde şu kadar daha uygun olmayan bina yapıldı. Biz bu kadar binayı dönüştürdük, bu kadar bir çözüm ürettik gibi rakamlar verilmesi lazım.  Bizim ortalama oransal rakamlara karnımız tok. Biz onu 10 yıl içinde mi olur 5 yıl içinde mi olur 3 yıl içinde mi olur bilmiyorum ilk işim kentsel dönüşümü yapmak olacak. 1 kişinin canının benim başkanlığımdan çok daha değerli olduğunun bilinciyle biran önce bu meseleye el atıp insanların hayır dualarını almak istiyorum. Buradaki süreci arkamızda bıraktığımız insanların hayır dualarını alarak huzurlu bir hayata devam etmek istiyorum.

“BAŞAKŞEHİR’İ SOKAK SOKAK ÇALIŞIYORUZ”

Bundan sonra daha geniş katılımlı hep beraber mahalle mahalle sokak sokak çalışıyorum. Her mahallenin her sokağın ne problemi vardır ne çözümü olabilir. Hem mühendis arkadaşların hem mimar, hem çevre bilimci arkadaşlarımla çalışıyoruz. Bir dahaki toplantımızda size projelerimizle ilgili neler düşündüğümüzle ilgili tüm önerilerimizle sizlere daha doyurucu bilgiler verip neler yapacağımızı sizlere daha net anlatacağım. TAYFUN ERCAN-KENT YAŞAM

Editör: Editör Yazar