Meclis toplantısında Fatih Belediyesi CHP Meclis Üyesi Fehmi Tek, tutuklu bulunan Güzin Alpaslan’ın fotoğrafını sırasına koyarak bir açıklamada bulundu.
Tek, "Güzin Alpaslan, Fatih halkının iradesiyle seçilmiş bir belediye meclis üyesidir. Ancak hukuki hiçbir dayanağı olmayan bir kararla tutuklanmıştır. Bu karar, yalnızca bir kişiye değil, tüm seçmen iradesine yönelik bir müdahaledir. Bizler hukukun üstünlüğüne inanıyoruz ve Güzin Alpaslan’ın bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz" dedi.
Ardından konuşan İBB ve Fatih Belediyesi CHP Meclis Üyesi Kazım Akşahin ise şu ifadeleri kullandı: "Bu tutuklamalar, demokratik süreçleri baltalamaya yönelik bir adımdır. Yerel seçimlerde halkın oylarıyla seçilen meclis üyelerinin, siyasi saiklerle yargılanması kabul edilemez. 'Kent Uzlaşısı' adı altında yürütülen bu süreç, seçimlerin meşruiyetine gölge düşürmektedir. Bizler, halkın iradesine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Güzin Alpaslan ve tutuklu diğer meclis üyeleri derhal serbest bırakılmalıdır."
“ARKADAŞIMIZA SOYUT VE TEMELSİZ SUÇLAMALAR YÖNELTİLDİ”
Sırasına Güzin Alpaslan'ın fotoğrafını koyarak açıklamada bulunan CHP Fatih Meclis Üyesi Fehmi Tek, şöyle konuştu;
Fatih ilçe meclis üyesi olarak seçilen Güzin arkadaşımız mimar olup, 44 yıllık meslek hayatı boyunca sağlıklı bir çevre, sağlıklı bir kentleşme ve toplum için mesleğini icra etmiştir. Ancak arkadaşımız, 13.02.2025 tarihinde tutuklanmış olup halen Bakırköy Kadın Hapishanesi'nde bulunmaktadır. Bugün itibarıyla 18 gündür tutukludur. Soruşturma hakkında karar olmasına rağmen, algı yaratma amacıyla dosyadaki bilgi ve belgeler manipüle edilerek çeşitli yayın organlarına servis edilmiştir.
Meclis üyesi arkadaşımıza iki temel suçlama yöneltilmiştir. İlk suçlama, Halkların Demokratik Kongresi'nde faaliyet yürüttüğü iddiasıdır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın basına yansıyan açıklamalarında ve tutuklama talep yazısında, HDK’yi kriminalize etmeye yönelik soyut ve temelsiz iddialara yer verilmiştir. Oysa ki, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Türkiye toplumunun tüm renklerini kapsayan, siyasi partilerden ekoloji derneklerine, yöre derneklerinden toplumsal mücadele yürüten platformlara, kadınlardan gençlere ve emekçilere kadar geniş bir kesimi içine alan yasal ve meşru bir yapılanmadır.
“BARIŞI SAVUNMAK SUÇ MU?”
HDK, şeffaf ve katılımcı bir şekilde anayasal çerçevede siyasal ve toplumsal mücadele yürütmektedir. Kurulduğu günden bu yana onlarca ilde yüzlerce çalıştay, panel, sempozyum, basın açıklaması ve benzeri etkinlikler düzenlemiştir. En son 8-9 Şubat 2025 tarihlerinde "Çözüm ve Barış Konferansı" düzenlenmiş, bu konferansa yüzlerce kişi katılmış ve basınla paylaşılmıştır. Tüm bu genel kurul ve etkinliklere hiçbir müdahalede bulunulmamıştır; bulunulması da hukuksuz olurdu. HDK, anayasal güvence altındaki örgütlenme özgürlüğü kapsamında faaliyet gösteren meşru bir ortak zemin ve platformdur. Şu an tutuklu olan meclis üyesi arkadaşımız, HDK'de yer aldığı için tutuklanmıştır. Oysa ki, HDK’de yer almak, kadın haklarını, doğayı, yaşamı, insan haklarını, barışı ve birlikte yaşamı savunmaktır. Bu nasıl suç olabilir?
“KENT İÇİN YAPILAN UZLAŞI, BARIŞ DEMEKTİR”
Meclis üyesi arkadaşımıza yöneltilen ikinci temel suçlama ise, DEM Parti tarafından "Kent Uzlaşısı", CHP tarafından ise "İstanbul İttifakı" olarak isimlendirilen yerel seçim ittifakı doğrultusunda belediye meclis üyesi olması ve halkın oylarıyla seçilmesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde AKP dışında en fazla üyeye sahip ikinci siyasi parti olan DEM Parti ve CHP, meşru bir seçim ittifakı yaparak belediye meclis üyesi adaylarını belirlemiştir. Bu doğrultuda aday olmak ve halkın oylarıyla seçilmek nasıl suç olabilir? Güzin arkadaşımız, kent için, toplum için, gelecek için ve barış için bu ittifakı desteklemiş ve meclis üyesi olmuştur. Kent için yapılan uzlaşı, barış demektir. Kenti sevenlerle kucaklaşmak suç değildir.
Türkiye’de gerek genel seçimlerde gerekse de yerel seçimlerde birçok siyasi parti, daha güçlü çıkmak adına ittifaklar kurmaktadır. Örneğin, yerel seçimlerde çeşitli il ve ilçelerde MHP ve HÜDA PAR adayları AKP listelerinden, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi üyeleri ise CHP listelerinden seçimlere katılmış ve bu şekilde seçilmişlerdir. Diğer partiler için meşru kabul edilen bu yöntemin, DEM Parti açısından suçlama konusu yapılması hukuki bir açıklamaya sahip değildir. Bu durum tamamen siyasi bir saikle yapılmaktadır.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Kürtlerin "Kent Uzlaşısı" formülüyle batı illerinde ve ilçelerinde belediye meclislerinde söz sahibi olmasını, yerel yönetimlerde yer almasını ve siyasi denge oluşturmasını bir suç olarak kabul etmiştir. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Aksi durum, oy verme iradesinin cezalandırılması anlamına gelir.
İMRALI SÜRECİNİ ÖRNEK GÖSTERDİ
Türkiye geçtiğimiz hafta, tarihinin en önemli ve kritik eşiklerinden birini geçti. İmralı Adası'na yapılan barış ve demokratik toplum çağrısı, Türkiye’deki tüm halkların ortak geleceği açısından tarihsel bir nitelik taşımaktadır. Bu çağrı, Türkiye toplumunun barış, adalet ve demokrasi arayışında önemli bir fırsattır. Bu süreçte herkese önemli görevler düşmektedir. Gelin, hep birlikte bu tarihi süreçte toplumsal barış, adalet, radikal demokrasi ve birlikte yaşam için ısrarcı olalım.
Ayrıca, burada 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü ve Nevruz Bayramı’nı kutluyorum. Herkesi saygıyla selamlıyorum.
“SADECE BİREYSEL DEĞİL SEÇMEN İRADESİNE VURULAN BİR DARBEDİR”
CHP İBB ve Fatih Belediyesi Meclis Üyesi Kazım Akşahin ise şunları söyledi;
31 Mart seçimleri öncesinde tüm yasal kriterleri yerine getirerek aday olmuş ve seçim kurulunun onayıyla Fatih halkının iradesiyle meclis üyesi seçilmiş bir kişinin, hiçbir hukuki gerekçeye dayanmayan bir kararla tutuklanması yalnızca bireysel bir hak ihlali değil, aynı zamanda tüm seçmen iradesine yönelik bir müdahaledir. Bu, demokrasinin ve hukukun üstünlüğü ilkesinin açık bir ihlalidir.
Bizler, hukukun adil bir şekilde işlemesini, halkın seçtiği temsilcilerin görevlerine devam edebilmesini istiyoruz. Güzin Alpaslan’ın bir an önce serbest bırakılması yalnızca kendisi için değil, aynı zamanda demokrasimize olan inancımız açısından da büyük bir önem taşımaktadır. Hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı durmaya devam edeceğimizi, halkın iradesinin her şeyin üstünde olduğunu bir kez daha vurguluyor, adaletin bir an önce tecelli etmesini diliyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi tekrar saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. KENT YAŞAM HABER MERKEZİ