Dün yaşanan olay, sinema filmlerini aratmayan bir senaryoyu ortaya çıkardı. İddiaya göre İsrail, Hizbullah'ın örgüt içi haberleşmede kullandığı çağrı cihazlarını siber saldırı ile patlattı. Ancak bu nasıl mümkün oldu? İsrail, Hizbullah üyelerinin uzun süredir kullandığı çağrı cihazlarını nasıl patlattı?
Sky News Arabia'ya göre, İsrail'in ulusal istihbarat teşkilatı Mossad, Hizbullah'ın sipariş ettiği yeni şifreli çağrı cihazlarının pillerine, Hizbullah üyelerinin eline geçmeden önce Nitrogliserin bileşiği enjekte etti. Bu bileşik oda sıcaklığında beyaz kristal halinde bulunuyor. Ancak 210 derece sıcaklığa ulaştığında bomba etkisi yaratabilecek şekilde patlıyor. İsrail'in uzaktan sinyal göndererek cihazlardaki bataryayı ısıttığı ve patlamasına neden olduğu belirtiliyor. Çağrı cihazlarına daha önceden 20 gram ağırlığında patlayıcı madde yerleştirildiği ve Hizbullah'ın Şubat ayından bu zamana çağrı cihazlarındaki değişimi fark etmediği de gelen haberler arasında.
ERKEN PATLATILDI
ABD medyasında da saldırının ayrıntılarına yönelik farklı iddialar var. Al-Monitor'un haberine göre, İsrail'in saldırı planını farkeden 2 Hizbullah mensubundan biri İsrail tarafından etkisiz hale getirildi ancak diğerinin Hizbullah yönetimini uyarması ihtimaline karşılık hızlıca harekete geçiliyor ve cihazlar planlanandan erken patlatılıyor.
"MOSSAD CİHAZLARI DEĞİŞTİRDİ"
Reuters'a konuşan Lübnanlı kaynağa göre de Mossad'ın saldırı şekli aynı. Haberde Mossad'ın cihazları üretim sürecindeyken değiştirdiği bilgisi paylaşıldı. Çağrı cihazlarına kod ile aktif hale getirilen bir kart aracılığı ile patlayıcı yerleştirildiği öne sürüldü. Kaynak, patlayıcının herhangi bir güvenlik önlemine takılmadığını belirtti.
Reuters'a konuşan bir başka güvenlik kaynağı ise yeni çağrı cihazlarının içine üç grama kadar patlayıcı gizlendiğini ve Hizbullah tarafından aylarca fark edilmediğini söyledi.
CİHAZLARIN TÜRKİYE'DE DE SATIŞTA OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Cihazın Türkiye'de de online satış sitelerinde satıldığı ortaya çıktı.
BAKANDAN AÇIKLAMA
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, konuyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "Türkiye'de çağrı cihazları neredeyse hiç kullanılmıyor. Çağrı cihazları özelinde Türkiye'de bir risk olmadığını net olarak söyleyebilirim." denildi.