Ekmek yok aş yok iş yok güç yok bütün bunlara çare aramaktansa, oturmuşlar nereden hangi ilden kaç tane fazla milletvekili çıkarız da, üç sandalye fazla kazanırız derdindeler.
Tarih boyunca gelmiş geçmiş bütün iktidarlar gitme saatlerinin geldiğini hissettiklerinde oyunun kurallarını lehlerine çevirecek yöntemler bulmuş ve uygulamışlardır. Fakat bunun bir iktidarda kalma çabasından çok , kaybetmeyi asla kabul etmeyen kişilerin seçim sürecini oyun gibi hatta savaş gibi algılamalarıdır. Oyunu kaybetmemek için oyunbozan olmak adına , kuralları sürekli olarak değiştirme çabaları da bundan. Yönetim anlayışları ve bakış açıları da bundan. İYİ PARTİ Genel Başkanı Sn. Meral Akşener’in dediği gibi; “ Ülke mızıkçı ergen gibi yönetilmez.“
Yakın gelecek zamanda gerçekleşecek olan seçimde, kendilerini bekleyen sonucu çok net görebildiklerinden , tüm kuralları yeniden düzenleme niyet ve hevesleri de bundan… Bu değişiklikleri görmezden gelmek , konunun üzerine eğilmemek, gündeme taşımamak, hele hele bu değişikliklere karşı savunma mekanizması geliştirmemek muhalefet partilerinin yapacağı en büyük hata olur. Her şey yolunda, biz sandığa sahip çıkarız anlayışı, aslen yapılmak isteneni görmemek ve tedbir almamak , maalesef her seçim sonrası aynı hüsranın yaşanmasına sebep oluyor.
Meclis Başkanlığı’na gelen seçim teklifi için yapılan açıklama harfiyen şöyle; “Bu kanun teklifi değişikliği ile ülkemizin yükselmiş olan demokrasi çıtasının ve standardının daha da yükselmesi, demokratik ülkeler arasında yerinin daha da sağlamlaşması, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi ile ulaşılan yönetimde istikrarın temsilde adalet ile güçlendirilmesi amaçlanmaktadır." (Lütfen tırnak içerisindeki yazıyı sindirerek bir kaç kez daha okuyun.)
Teklifin neden yapıldığına ilişkin anladıklarımız ise şöyle;
Son 20 senedir geçirdiğimiz bütün seçimlerde, başkanlık sisteminden,
50 + 1 sisteminden ve son olarak ittifaklar sisteminden halkın anladığı en basit tabir ile parti politikalarına değil, kişilere , partilere değil ittifaklara oy verildiğidir.
Seçim barajının %7 ye indirilmesinin gerekçesi olarak ; “Daha çok partinin mecliste temsilcisinin bulunmasını öngörüyoruz” açıklamaları parantez içinde teklif maddelerinin neredeyse tamamının bu fikrin aksi yönünde olmasıdır. Yani %10 barajını görme ihtimali her geçen gün zorlaşan MHP ‘nin, baraj altı kalmaması meselesi, %7 ‘nin anlamı. Matematikteki dört işlemin tamamını deneseler, nereden toplayıp çıkarsalar meclisteki koltuk sayılarının/Meclis aritmetiğinin farklılık göstereceği aşikâr.
Vakti zamanında kendilerinin de faydalandıkları sisteme karşı şimdi mecliste gurup kurulmasının önüne geçmeye çalışıyorlar. 2002 ‘de AKP seçim yeterliliği olmamasına rağmen, gurup ile girerek bu günlere gelmişti. İYİ PARTİ gibi başka partilerin de gurup olarak meclise girme şanslarının ortadan kaldırılması çabaları da bundan…
İl seçim kurulu başkanlarının da kıdemli hakimler tarafından oluşturulması maddesi ise; zaten ortada aktif görev alan adaletli ve hakkaniyetli hakimlerin sayısının azalması , tarafsız adaletin savunucusu olan hakimlerin yok denecek kadar az olması, buna dayanarak “Kura ile seçeriz” cümlesi, istenilen kişilerin seçim kurulu başkanlığına getirilebilmesine kapı aralıyor. Belki buradan %1 ‘lik bir fark daha artırabiliriz hesapları üzerine yapılan değişikliklerde bundan…
Şimdi bu sistem üzerine yani üzerinde değişiklik yapılmış olan seçim sistemi ile şu ana kadar sadece bir seçim yaşadık. 2018 genel seçimi. Fakat sandığa sahip çıkmanın, çuvalları yastık yapıp sabaha kadar nöbet tutmanın bir faydasını göremedik. Üstüne üstlük oyları çalan olarak da suçlandık. Madem oyları biz çaldık neden sabaha kadar çuvalların başında biz nöbet tuttuk diye sosyal medya paylaşımları da fayda etmedi. Seçim kurallarının değişikliğe maruz kalması karşısında biz kural geliştirebildik mi? Bunu düşünmek lazım…
Memlekette şu an o kadar dert varken oturup neden Meclis başkanlığına seçim teklifi sunuluyor , vatandaşın sorunlarını çözmek yerine bir dönem daha kalır mıyız çalışmaları yapılıyor? Oy verirken bunları da görmek lazım…
EVRİM TOK