Mademki sendika, öyleyse gerçek anlamda işini yapmalıdır.
Peki, ülkemizde öyle midir?
Değil elbette, çünkü:
Emek dünyası ile uzaktan yakından ilgilenmeyen...
Demokratik kitle örgütü olarak, demokrasiye katkı sağlamayan...
Ulusal ekonomiye aynen Fransız kalan...
Çalışma barışı denen kavramı bir türlü anlamayan...
Dahası, ‘‘HAK VERİLMEZ ALINIR’’ sloganıyla bile tanışmayan nice sendikalar var.
İşte bunlara sarı sendikalar denir.
Gerçek emekçi örgütlerine ters düşen:
Utanç-Sen... Şakşak-Sen...
Yalaka-Sen... Görün-Sen...
Üfürük-Sen... Desinler-Sen...
Böl-Sen... Parçala-Sen... Yer-Sen...
İhanet-Sen... Beslen-Sen... Yaslan-Sen... Tipi sendikalar...
İnsan olan insanın içini sızlatan...
‘’EMEK EN KUTSAL DEĞERDİR’’ kavramını yerlerde süründüren bu sendikalar:
Darbe dönemleriyle gelen yasalardan bile daha çağ dışıdır.
12 Eylül Paşaları, nasıl ki ‘’Milli Tip Sendikacılık’’ ile emek dünyasını yerle bir ettiyse;
Bu sözde sarı tabela sendikaları da aynen öyle yaptı.
Kısacası, yanlışların en büyüğünü...
Elbette ki emek dünyasına...
Çalışan ve çalışmayan tüm emekçilere...
Emek dünyasına adını altın harflerle yazdıran nice sendikacılara yaptılar.
Çalışanların özgür örgütlenme haklarına...
Özgür Toplu İş Sözleşmesi ile Toplu Pazarlık kavramına...
Emekçinin en son çaresi olan ‘’Grev’’ hakkına yaptılar...
Yanlış yaptılar... Haksızlık yaptılar... İnsafsızlık yaptılar...
Dedik ya; Bu sözde sendikaların derdi başkadır başka...
Ne demokrasi umurlarında... Ne de özgürlükler dünyası...
Ne iş barışı umurlarında... Ne de üretimdeki emek kavramının kutsallığı...
Ne fikir, düşünce ve medya özgürlüğüne kafa yorarlar...
Ne de gerçek bir bağımsız adalet üzerine...
Ne halkın omzuna binen haksızlıklar onları ilgilendirir.
Ne de iş ve aş konuları...
Çünkü onlar ÖZDE-SEN değil, SÖZDE-SEN’dirler...
Tek işleri, emek dünyasına zarar vermek...
Tek işleri, çağdaş demokrasinin önünü kesmektir.
Oysa bu ülkede:
Tüm emekçilerin haklarına sahip çıkarak...
Sosyal Barış ile Sosyal Adalet için çaba gösteren sendikalara ihtiyaç var.
Adı üstünde: Demokratik Kitle Örgütleri...
Gerçek demokrasiye tam anlamıyla temel taşı olabilmeli...
Tüm demokratik değerleri tam anlamıyla koruyabilmelidir.
En önemlisi de:
Tarihe, ‘’SÖZDE-SEN’’ olarak değil...
‘’ÖZDE-SEN’’ olarak geçmesini bilmelidir.