Eş seçerken yapılan en büyük hatanın başında ne gelir?
Erkeğin, kadının güzelliğine göre seçim yapması, güzelliğine âşık olması ilk hatadır. Kadının yüzündeki tebessümünden çok fazla etkilenmesidir. Bedensel ve ruhsal olarak cinsellik duygularının kabarmasıdır. Hoşlandığı aslında karşı tarafın ailesi ve alışkanlıkları değil, bedensel arzusunun daha ağır basmasıdır.
Kadın tarafında ise, aşırı sevgi ve duygusallığın karşısında her şey hoşuna gider. Hele hele alilerin istemediği bir evlilik olacaksa ve erkek; “Ben senin için gerekirse aileme karşı çıkarım, seni bırakmam” gibi sözleri duyan kız, bu erkeği asla kaçırmak istemez. Duygularına göre hareket eder, bazı gerçekleri asla göremez. Bir an önce yuvasını kurup evlilerin dünyasına giriş yapmayı ister.
Oysa her şeyin olduğu gibi tensel açlık ve doyumun da bir süresi vardır. Bazı evliliklerde eşler, karşılıklı bedensel açlık bitince ve doyum yerini bulunca aslında evliliğin çok farklı bir sürecin yürütülmesi gerektiğinin farkına varırlar. Bu farkındalığın bilincinde olanlar kendilerini karşı tarafla, -yani karı koca arasında- saygıyı yitirmeden ilişkilerini sürdürmeyi başarabildiklerinde yollarına aile olarak devam edebilirler. Buradaki en hassas nokta, tensel açlığın her ne kadar evliliklerde çok çok önemli olmuş olsa da, tek başına asla yeterli olmadığının farkına varılmasıdır. Karşılıklı anlayış başladığında ise olumsuz süreçlerde birbirlerine destekleri daha çok artar. Erkeğin bir sıkıntısı olduğunda eşinin sarılması, olumlu sözleriyle avutması, kucağına yatırıp saçlarını okşaması ve sohbet etmesi ailede birçok sorunu değil, her sorunu çözer…
Bu döngüyü aşamayan eşler ise sürekli birbirlerini suçlamaya devam ederler. Küçük önemsiz şeyleri büyütürler, en ufak bir şey kavga konusu olabilir.
Öte yandan ilişkilerde en önemli konu eşlerin ekonomik özgürlükleridir. Bu gücü olmayan kadınlar bir çeşit kocalarına katlanmak zorunda kalırlar ki, yaşamları sürekli yarı mutsuzluk içinde geçmeye başlar.
Tanrı, tüm erkeklere hayallerindeki kadını kısmet etsin…
Tüm kadınlar da bekledikleri o atlı prenslerine bir an evvel kavuşsunlar…
[Aşk Yazarı Mustafa Çifci®- Haziran 2024]