Türk kadını Atatürk sayesinde tarihte yerini tekrar almıştır. Atatürk sayesinde yaşamın içine alınmış, Atatürk sayesinde hekim, öğretmen gibi her meslekte var olmuştur. Bu kapsam dahilinde Cumhuriyetin yetiştirdiği, bilim insanı akademisyen olan Sayın Sakine Eruz hocamın ödülüne sevinirken, bunları yazarken sevinç içindeyim.
Toplum nasıl gelişir, nasıl değişir?
Toplum; okuyan, eli kalem tutan, çalışmalarını modern Dünyanın ölçüsünde yapabilen, insanın daha çok mutlu, daha çok insanca yaşam olanakları içinde olması yönünde sorgulayan, bu yönde farkındalık yaratabilen, emeğini insanların aydınlanması için harcayan insanların omuzlarında gelişir, değişir ve büyür.
Burada eli kalem tutan, dediğimde anlatmak istediğim sanatsal olarak kendini yetiştirebilmiş insanlar için kullandığım bir terimdir. Aldığı eğitimi toplumun geneline yansıtabilen ve bütünün fotoğrafına hizmet edebilecek bir şekilde meydana getirebilenler desem sanırım daha doğru olacak. Bu hizmetinde Atatürk Aydınlığı ışığında olması zorundadır. Çünkü Atatürk bu ülkenin ışığıdır.
Öte yandan elbette tüm insanlar, insan hakları kavramında eşittir.
İnsan olmanın gururu ve onuru herkese aittir.
Eşit olmadığımız, bir olmadığımız tek yer ise iç dünyamız ve yaptıklarımızdır.
Bilgi, bilgi üreten insanlarla çoğalır. Bu yüzden bilimsel bilgiler ve edebiyat evrenseldir. Dünyanın bir yerinde yazılan şiir, diğer yerde de anlam bulur, yeni yapılan cihazda her yerde kullanıma girebilir. Evrensel dediğimiz budur. Sanat evrenseldir. Sanatı yapan insan da evrenseldir.
Bunu şöyle de tanımlarsak sanırım hatalı olmaz; kaç müzik öğretmeni bir alet çalmayı öğretebiliyor, kaç edebiyat öğretmeni müfredat dışında edebi eserlerle ilgili bir çalışma yapıp kitap haline getirebiliyor? Ya da akademisyenlerin yüzlerce tez yazılarının kime faydası oldu, topluma ne kazandırdı? Herşey bilgide saklıdır. Bütün zenginliklere sahip olduğumuz halde neden hala binlerce yıldır zengin olamıyoruz? Neden küçük, günü kurtarır kısır döngülerle yaşıyoruz? Toplumun ileri gitmesinin başını çekenler önce öğretmenlerdir. Çünkü toplum tek tek bireylerden oluştuğuna göre bireyleri tek tek yetiştiren öğretmenlerdir. Peki kaç öğretmen 100 yıllık Cumhuriyette kendisini sorguluyor diye sorsak, yanıtı ne olurdu? Öte yandan şu gerçeği de unutmamak lazım; günümüzde öğretmenlerin öğrenci yetiştirmesi de kolay değil. Evinde söz geçiremeyen, yeterince ilgilenmeyen çocuğa okulda öğretmenin çocuğu azarlaması bile istenmeyen sorunlar yaratıyor. Bunları neden yazdım, toplum eğitimli insanlarla aydınlanır. Bilim üreten, sanat üreten inanların toplumda çok ayrı bir yerlerinin olduğu için yazdım.( Çünkü benim yazılarım sadece bir haber yazısı değil, genele bir çok bilgi vermeye çalışan bir amaçı da vardır.)
Yukarda yazdığım anlamda eğitimci, yazar Eruz Hocam eğitmenliğinde kendisini çok iyi yetiştirebilmiş birisi. Bu anlamda Prof. Dr. Sakine Esen Eruz Cumhuriyetin yetiştirdiği en önemli bireylerden bir tanesidir. Kastamonulu olan Eruz, Kastamonu’n ve Türkiye’mizin önde gelen isimlerinden bir bilim insanıdır. Eruz gibi kişilikler bir şehre, bir kente, bir il ile bağlantı kurulamaz zira böylesi şahsiyetler tüm ülkenin ortak değeridir. Dünya için kıymetli insanlardır. Bu insanların, ilim, bilim, eser üreten değerler doğdukları şehir, ülkeye değil tüm Dünya insanlarına hitap ederler. Bu insanların yüreği öyle sıradan değildir; bu insanların yürekleri gökyüzünün aydınlığındadır.
Geçtiğimiz gün FEMİNENARTFEST ÖDÜL töreni vardı. Bu ödül çeviribilim dalında Prof. Dr. Sakine Esen Eruz’a verildi.
Bizim gurur kaynağımız, değerli büyüğümüz, 28 Ekim Uluslararası Feminenartfest Ödül Töreninde Kastamonulu hemşerimiz Prof. Dr. Sakine Esen Eruz’a Çeviribilim alanında ödül aldı.
Artshop Yayınevi ile Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü işbirliği ile 28 Ekim 2023 Cumartesi günü, Üsküdar Üniversitesinin Altunizade’deki Merkez Yerleşkesinde 3. Uluslararası Feminenartfest İstanbul Festivali gerçekleştirildi. 3. kez İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Feminenartfest etkinliğinde yerli ve yabancı seçkin sanatçı ve yazar kadınlar ödüllendirildi.
Toplam 8 ülkeden kadın sanatçının ve edebiyatçının onur ödülü aldığı etkinlik sırasında, Hindistan’dan gelen şair ve fotoğraf sanatçısı Reshma Ramesh’in, “Gölgelerin Dili” adlı uluslararası fotoğraf sergisinin açılışının ardından, Üsküdar Üniversitesi Nermin Tarhan Konferans Salonundaki törene geçildi.
Toplam 37 yerli ve yabancı kadın edebiyatçının Feminenart Dünya Kadın Kitaplığı için hazırlanan butik kitaplarının tanıtımının yapıldığı programda, kolaylaştırıcılık görevini, Vedat Akdamar, Özlem Barlok ve Mesut Şenol üstlendi.
3. Uluslararası Feminenartfest düzenleyicisi Artshop Genel Yayın Yönetmeni Vedat Akdamar, “Türk ve dünya kadın sanatçı ve edebiyatçılarını bir araya getirip onları ödüllendirmenin yanında, Feminenart Dünya Kadın Kitaplığına Türkçe ve bazıları Türkçe dışında yabancı dilleri de içererek şekilde butik kitaplar yayımlayarak, ortaya önemli bir edebi külliyat koymanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör de, “Üniversitemizin Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü işbirliğiyle düzenlenen bu etkinlikte, kadın sanatçı ve edebiyatçılara ev sahipliği yapmanın onurunu yaşıyoruz” dedi.
Dünya Mirası Kastamonu İnisiyatifi üyesi, Aytaç Eruz Anadolu Lisesi banisi yük. müh. Aytaç Eruz’un eşi ve hayır sever Opr. Dr. Şükrü Esen’in kızı Kastamonulu öğretim üyesi Prof. Dr. Sakine Esen Eruz da Çeviribilim alanında bir ödüle layık görüldü. Ödülü aldığında Cumhuriyetin 100. Yüzüncü Yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e minnetlerini bildirdi ve ödülü Çeviribilim Öğrencilerine atfetti.
Bu arada sanat, içi boş olan bir bardağı doldurmaya benzer. Ödül, sanatçı için önemlidir. Bardağa konan şeker gibi, tat verir. Sanatçı, sadece bardağın boş kısmıyla ilgilenir, şekerini düşünmez. Ve şeker için bir bardağı asla doldurmaz. Sanat, şeker olmasa da bardağı dolduran en leziz içecektir...
Prof. Dr. Sakine Esen Eruz insanlığa değer katan birisidir.
Çevreye aydınlık veren, verebilen birisidir.
Bilim insanıdır.
Yazardır.
Öğretmendir.
Sanatçıdır.
Dost canlısıdır. Arkadaş sevdalısıdır.
Ve en önemlisi de bana göre Atatürk’ün Işığını görebilen, bunun için hayatı boyunca bu aydınlığı anlatmaya çabalayan, yeri doldurulamaz birisidir.
Kendisinden öğreneceğim çok şeyimiz var. (Diğerlerini bilmem de benim öğreneceğim çok şey var.)
Bize kattığı değerlere, verdiği üstün başarılı akademisyenlik görevlerinde yetiştirdiği öğrencileriyle, bilgisiyle birçok insanın hayatına dokunduğu için sonsuz teşekkür ediyorum.
Yukarda yazdığım gibi toplum sizin gibi insanların ellerinde yükselmeye devam edecektir.
Sayın hocamızı tebrik ediyor, sağlıklı yarınlar diliyor, çalışmalarında başarılar diliyorum. [Aşk Yazarı Mustafa Çifci®- İstanbul, 30 Ekim 2023]