Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Osman Küçükosmanoğlu’nun birlikte yaptığı açıklama Cağaloğlu’ndaki İstanbul Tabip Odası’nda gerçekleşti. “14 Mart Tıp Bayramına Giderken 10 Acil Talebimiz” başlığıyla yapılan açıklamada hekimlerin 2 yıldır süren covid-19 pandemisindeki özverili çalışmaları ve fedakarlıklarından bahsedilerek sağlık çalışanlarının önemi vurgulandı.
81 ili temsil eden toplam 65 tabip odası başkanının online şekilde bağlanarak katıldığı açıklamada pandemi ile birlikte ekonomik krizin derinleşmesi buna paralel çalışma koşullarının kötüleşmesi sebebiyle “İşlemeyen ve sağlıksızlık üreten sağlık sisteminin tüm yükünü bizler çekiyor ve emeğimizin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürükleniyoruz. Ancak yaşadıklarımızın kader olmadığını biliyoruz.” denildi.
“81 ili temsil eden 65 tabip odamız ve 180 bin hekimin meslek örgütü Türk Tabipleri Birliği olarak sağlık emek-meslek örgütleri ile birlikte uzun süredir sağlık alanında yaşanan, bizi umutsuzluğa sürükleyen bu karanlık tabloya karşı haklarımız için, daha iyi bir sağlık ortamı için mücadele ediyoruz. Beyaz Yürüyüş, Beyaz Forum, Beyaz GöREV, Beyaz Nöbetlerle bizi yok sayanlara, kulaklarını tıkayanlara karşı taleplerimizi dile getirdik. Bir kez daha tabip odalarımızla birlikte başta TBMM olmak üzere etkili, yetkili olan herkese sesleniyoruz; emeğimizin karşılığını alamadığımız, tüketen çalışma koşullarına, sağlık alanında yaşanan şiddete tek bir gün bile tahammülümüz kalmadı.” denilerek “Emeğimiz için, haklarımız için, acil taleplerimize yönelik adım atılmaz ise 14-15 Mart Pazartesi ve Salı günleri tüm Türkiye’de, bütün sağlık kurumlarında G(ö)REV’de olacağımızı ilan ediyoruz.” Şeklinden grev yapılacağı açıklandı.
14-15 Mart G(ö)REV Eylemimiz Haklı Meşru ve Yasaldır!
Açıklamada Sağlık bakanlığının grev eylemleri hakkında 81 ile gönderdiği yazı için ise; “Baştan sona talihsiz bir içeriğe sahiptir. Özellikle pandemi döneminde önlenebilir ölümlere sebep olanlar bizlere sağlık hakkının gerekliliklerinden bahsedemez. Görev eylemlerimiz daha sağlıklı bir toplum, halk sağlığının öncelendiği sağlık politikaları içindir. Tek bir meslektaşımız hakkında dahi işlem başlatılmasına göz yummayacağımızın bilinmesini isteriz. Eylemimizin haklılığı da meşruluğu da yasallığı da açıktır. Tıpkı 15 Aralık ve 8 Şubat’ta olduğu gibi G(ö)revimizi en güçlü şekliyle gerçekleştireceğiz.” Denilerek talepler sıralandı.
- TTB’nin önerdiği “Sağlıkta Şiddet Yasası” acilen yasalaşmalı; cezalar tutuksuz yargılanma ve “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” düzenlemelerinin uygulandığı sınırların üzerine çıkarılmalıdır.
- Kamu hastanelerinde göreve yeni başlayan pratisyen ve asistan hekimler için temel ücret (maaş+sabit ek ödeme) yoksulluk sınırının en az iki katı, uzman hekimler için yoksulluk sınırının en az iki buçuk katı olmalı; sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalıdır.
- Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri “prim ödeme tavanı” üzerinden çalıştıkları kurumlar tarafından ödenmeli; ücretleri en az yoksulluk sınırının iki buçuk katı olmalıdır.
- Aile hekimi maaşları en az yoksulluk sınırının iki katına yükseltilmeli; tüm ASM binaları kamu tarafından inşa edilmeli, aynı standartlarda donanımı kamu tarafından sağlanmalı, bütün giderleri Sağlık Bakanlığı’nca karşılanmalı; Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği geri çekilmelidir.
- OSGB'lerde çalışan işyeri hekimlerinin ücretleri Türk Tabipleri Birliği’nin belirlediği asgari ücret üzerinden ödenmelidir.
- Emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR farkı gözetilmeksizin bütün emekli hekim maaşları (25 yılda emeklilik baz alınarak) pratisyen hekimler için asgari 15.000 TL, uzman hekimler için asgari 18.000 TL'ye çıkarılmalıdır.
- Çalışma ortamlarımız ve koşullarımız iyileştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün hekimlere nöbet ücreti kesilmeden nöbet ertesi izin hakkı tanınmalı, intörn hekim ücretleri en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır.
- COVID-19 “illiyet bağı” aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalı, hekimler için ek gösterge 7.200 olmalıdır.
- Sağlık sistemi ve kurumsal sorunlar kaynaklı malpraktis davaları ile hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir.
“14 Mart Sağlık Haftası’na doğru giderken taleplerimizin acilen karşılanmasını istiyoruz. Oyalama değil, hakkımız olanı istiyoruz. Yaşama adanmış bir mesleğin mensupları olarak hakkımızın gasp edilmesine, kötü çalışma koşullarına, sefalet ücretlerine karşı “Sağlıklı Bir Gelecek Ellerimizde, Emek Bizim Söz Bizim” diyerek mücadelemize devam edeceğiz. Herkesi bu mücadele de yanımızda olmaya çağırıyoruz.” Denilerek bitirilirken eğer bir gelişme olmaz ise grev öncesi 13 Mart’ta bir basın açıklaması daha yapılacağı duyuruldu.
YAŞAM MEDYA - ÖMER AKSOY